Ey gidi kardeşim
Sizler bilmezsiniz
Yoktunuz dünyada
Ben daha çocuktum
Şu anam var ya
Gençliğinde ne karıydı
Hiç bir iş yoktu yapmadığı
O kadar kalabalık sülalenin içinde
Bütün işler ona kalırdı
Yapmam da demezdi
Bunların yaptıklarını bir anlatsam
Ağzınız açık dinlersiniz
Zahmetli günlerin arasında
Gülmeyi, neşelenmeyi de bilirlerdi
Bir keresinde hiç unutmam
Çukuru Osman'ın düğünü vardı
O zamanları evler ağaçtan
Zaten çoğunu babam yapmıştı
Saat olmuş gece yarısı
Babam geçmiş halayın başına
Anam da yanı başında
En büyük ağabeyim Hasbi
Onun da yanında yengem
Büyükten küçüğe doğru sıraya girmişler
Vur bakalım ayakları yere
Ev yıkılacak sanırsın
Kendilerinden geçmişler
Çoluk çocuğu görmezler
Ayaklarının altında dolaşamazsın
Kovarlardı kapı dışarı
Pencereden dışarıya
Saydırdılar mı silahı
Hemen koşardık saçak altına
Karanlıkta boş kovan toplardık
Ceplerimiz dolardı
Çimenlerin üzerinde yuvarlanırken
Şangur şungur yerlere saçılırdı
Biriktirip satacağız
Bakkaldan lokum bisküvi alacağız
Düğün olmasına da gerek yok
Konu komşu geldiler mi bir araya
Hele bir de kemençe oldu mu
Kim tutar bunları
Sabah olmuş umurlarında mı
Sabahleyin bir sürü iş bekliyor
Milletin karnı doyurulacak
Hayvanlar bakılacak
Dışarıya salınacak
Bizi de hayvanların peşine takacak
Evde yatıp uyumak kimin haddine
Babamdan korkarlardı
Fındık ocaklarının diplerinde
Az mı yakaladım ağabeylerimi
Hesapta bahçede çalışacaklar
Vurmuşlar kafayı uyuyorlar
Yengem seslenir derenin içlerinden
--Hasbi neredesin
Ya da babam yukarıdan aşağıya
--Kız Fadime nerede bu gavurun enikleri
Bağırışmalar hep yalandan yere
Herkes saklandığı yerden çıkardı
Sanki biz anlamazdık
Babasının ilk göz ağrısı
Ne yaparsa yapsın ona dokunulmazdı
Dedemin de ilk torunu
Sülalenin ağası
Derenin içlerinden doğru
Asılırdı türküleri
Aslanım benim babasının oğlu
Karşı geçiden bir zılgıt sesi
Peşinden de bir şarjör mermi
Babam fındık harmanında 
Dayamış sırtını fındık çuvalına
Bağdaş kurmuş tütün sarıyor
Sigara tabakası yanı başında
Karşıdan karşıya cevap vermeden durur mu
Otur da seyret
Belinden çıkarır barabellisini
Bir tek bir çift
Üç kere tekrarlardı
Çevrede herkes babamın attığını bilirdi
Ey kurban olduğum 
Bunu atan Nuri oğlu Hüseyin'di
Meciler fındık topluyor
Anam duydu mu bu sesi
Yerine gelmiştir keyfi
--Fındık toplarım fındık
--Fındık dalda kalmasın
--Gel aşağa herifim
--Aklım sende kalmasın
Dinleyenler de hem gülüşmeler
Hem de peşin sıra türküler
Biz de karşı ki bayırda
Hayvan otlatıyoruz
Millet şen şakrak eylensin
Ben sığırların peşinde koşturayım
Yaşımız küçük ya
--Koş sarıkızı çevir ormana kaçmasın
--Koş karakıza seslen eve gitmesin
Ağabeylerim de çelik çomak oynasın
Kendi emsalleriyle kafalar barışık
Bizim işler ise tamamen karışık
Yok öyle yağma
Farkına varmadan kaçardım anamın yanına
Hoppala bir fırça da ondan
--Ne işin var senin burada
--Çabuk ağabeylerinin yanına
Hırsımı alamazdım
Düşmüştü artık suratım
Elimde ki çakıyla 
Fındık fidelerini çentiklerdim
Kendi kendime
İn len derenin içine
Uzun bir sopa yapardım
Ucuna da çakıyı bağlardım
Ok gibi fırlatıp balık vuracağım
Taşlarının arasında
Ara bakalım ara
Tam tepeye güneş de çıkmışsa
Karnımız da aç
Vay bizim halimize
Yiyecek bir şey bulamazsak
Mecburen çıkardık ortaya
Doğru ağabeylerimizin yanına
--Neredesiniz ulan siz
--Açlıktan gebereceksiniz
Fırçanın üstüne iki de tokat
Her şeye razıydık
Karnımızı doyuralım da
Fırsatını bulur yine kaçarız
Bu sefer de akşamı yaparız
Akşam oldu mu herkes tek tek düşer
Bitti mi evde ki işler
Herkes bahçeye çıkardı
Babam ağabeylerime hesap sorardı
--Bu itler yaramazlık yaptılar mı
--Yok baba akşama kadar beraberdik
Yalan da olsa bizi satmazlardı
Bizim de dilimiz yoktu ki söylemeye
Akşama kadar çelik çomak oynadıklarını
Oysa babam bizi görürdü
Yine de...
--İyi afferim size
--Yaramazlık yaparlarsa çekin kulaklarını
Döner bana..
--Tuttun mu balıkları
Kısa bir muhasebe yapılırdı
Ne oluyorsa artık
Kemençenin sesi 
Bütün hesapları kapatırdı
Kemençe çıktı mı ortaya
Başlarlar horon oynamaya

Ey gidi kardeşim 
Şimdi bak şu anamın haline
Güldürmek bile zor geliyor bizlere
Bilerek anlatıyorum eski günlerden
Belki keyif alır muhabbetlerimizden
Ne yapsam da olmuyor
Giden günler geri gelmiyor
Hey gidi Abdullah kızı
Anlatılamaz alın yazısı...


11.07.2011
( 493- Abdullah Kızı Fadime başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 12.07.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.