Bir insan hayel edin
Sırf okumak için babasına karşı gelip evden kaçan
Öğle bir inat var ki damarlarında
Ağa oğlu olduğu halde cep harçlığı bile istemeyen
Kendi başına buyruk kaşları çatık
Lokantada çalışır karnını doyurur
Bir takım elbise ile üç yılı aşırır
Okulda, sınıfta, sokakta sessiz, yorgun bakışlı
Kimsenin işine karışmaz
Millet kız peşinde işi gücü hovardalık
Bu garibin tek derdi okulu bitirmek
 
Sanki dünya nimetleri ona haram
Kimseler boyuna posuna yanına yakıştıramaz
Bu insanın yüreği yok sanki
Sevemez, sevilemez, küsmez, darılamaz
Bre insafsızlar su bile vermeyin bari
 
Hele ilk yılında sınıfını geçmiş
Çok özlediği köyüne geri gelmiş
Evde kimse yok herkes tarlaya gitmiş
Karnesi elinde koşa koşa
-Annee sınıfımı geçtim
Bağıra bağıra milletin yanına varır
Ana yüreği dayanır mı
-Oğlum..
Babanın umrunda bile değil
Tarlada çalışacak bir adam eksik
 
Olsun be garibim sen hiç aldırma
Baba babadır sakın sesini çıkarma
 
Böyle kaç gün dayanılır
Var git elin kapısında çalışılır
Cebin para görür kimseye de yalvarmazsın
 
Yıllar işte böyle gelir geçer
Bizim adam liseyi bitirecek
Bitirecek ama ortalık karışık
Nerden çıktı bu sağ sol davası
Önüne gelen vurur
Yok sen koministsin yok faşistsin
Tam sonuna gelmişken
Sınıfta bırakılır
 
Kime derdini anlatırsın
Herkes haklı
Bu garip ise haklıyı göremiyor
Okumakta kalmış aklı
 
Duymuş bir yerlerden taşı toprağı altın
Ver elini İstanbul
Ah ulan be İstanbul
İstanbulluğun sende kalsın
Hasretlik sarar yüreği
Tilki misali
Köyüne döner geri
 
Olmadı bir daha
İki derdin arasında kalmış gibi
Ne İstanbul yar olur
Ne de köyün havası
Boş durmak yakışır mı
Çalışacak, karnını doyuracak ekmek parası
Durulmaz bu yerlerde
Var git sen yine de
Aklını karıştırıyor
Sevda senin neyine
 
Yine düştü İstanbul'a yolun
Nereye varacak senin sonun
Başını belaya sokmadan
Nasıl dayanırsın
Kardeş kardeşi öldürüyor
Kurşunlar havada uçuşuyor
Sokaklarda bir tek lamba bulamazsın
Ay ışığının şavkına aldanırsın
Az ileride kara gölgeler
Bir kuytuda saklanırsın
 
O kapkara yılları anlatmak
Kolay mı sanırsın
İnşaatlarda yatıp kalkarsın
Kim gelirse gelsin
Buyur edersin
Bir parça ekmeğim bir avuçta zeytin
Gel kardeş bölüşelim
 
Bu millete ne oluyor
Adamakıllı azıttılar
Geceyi gündüze kattılar
Sokaklar barut, kan kokusu
En sonunda asker vurdu yumruğunu
Olacağa buydu
Sorgusuz sualsiz
Önüne kattığını
Kimi dar ağacında
Kimi mahpus damlarında aldı soluğu
Yaşının yanında kurusu
Gitti pisi pisine
Nice ana kuzusu
 
Ne oldu da bıçak gibi kesildi
Arayıp bulamazdın kaçacak deliği
Bizim bu adam garibin teki
Geziyor ortalıkta kimse dokunmuyor
Yok bunun bir suçu
Alnında yazıyor sanki
Kimlik bile sorulmuyor
 
Tam bir hafta sonra
Elini kolunu sallıya sallıya
Dört valiz eşya
Tutar köyün yolunu
 
Bir insan hayel edin
Millet destan yazarken
Bir baltaya sap olamayan
 
23.09.2010
 
Devamı gelecek yazıda
 
 
 
 
 
 
 
 
 
( 298- Bir İnsan Hayel Edin-1 başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 24.09.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.