Saçlarının belikleri şalvarına değerdi
O yürürken
Söğütler bile dallarını eğerdi

Bilinirdi
Gül kız için ölmeye de değerdi



Gül kız yine uyandı
Kendi gibi
Bir tertemiz sabaha
Diğer uyandığı
Binlerce sabaha eş


Çok iyi biliyordu
Tüyden yastığına
Başını koyunca güneş


Ay' a devrolacaktı nöbet
Ve bitecekti
Kendisine nispet eder gibi
Gökyüzündeki keşmekeş


Giden gün silerken
Islak mendillere gözyaşını
Gül kız tencereye koyacaktı
Dün geceden ıslattığı
Nohut aşını


Ellerinde
Kimseler görmesin diye sakladığı
Çocukluktan kalma bir yara izi
İçinde bir ömür sakladığı
Mehmet adında bir gizi vardı



Bahçelerindeki incirin tadını
Bir de sevdiğinin adını
Hiç unutmadı Gül kız



Çemene kokan bir adama
İki kilim üç güğümle
Onu gelin ettiler
Yaşamını bitirdiler
Bir çukura İttiler



Adı sanı unutulmuş
Şimdilerde bu güller
Kurumaya yüz tutmuş


Nerede o güzellik
Nerede o cazibe
Ne gariptir ki
Döndüm baktım geriye
Gül kız bile unutulmuş…
 
 
 
Ellerinde
Kimseler görmesin diye sakladığı
Çocukluktan kalma bir yara izi
İçinde bir ömür sakladığı
Mehmet adında bir gizi vardı



Bahçelerindeki incirin tadını
Bir de sevdiğinin adını
Hiç unutmadı Gül kız



Çemene kokan bir adama
İki kilim üç güğümle
Onu gelin ettiler
Yaşamını bitirdiler
Bir çukura İttiler



Adı sanı unutulmuş
Şimdilerde bu güller
Kurumaya yüz tutmuş


Nerede o güzellik
Nerede o cazibe
Ne gariptir ki
Döndüm baktım geriye
Gül kız bile unutulmuş…
( Gül Kız başlıklı yazı GürselCengiz tarafından 2.11.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.