Yüzümüze bile bakmadan, geçip giden yılları hasretle anarız.
Ne kadar çok şey yaşasak ta, yaşayamadıklarımıza bir ömür yanarız…
 
Duymuşsundur
Farklıdır benim Anadolu mun çilesi kahrı


Sanki masmavi gözlerinden akıyor
Bizi birbirimizden ayıran o Tuna nehri


Ben yüreğinde şiir tüten bir adam

Sen saçlarında sonbahar yaprakları savrulan
Sarılara bezenmiş bir kadın


Dedim ki ona
Sen başka baharların
Başka toprakların kızısın
Hatta dinimiz dilimiz bile
Göz göze gelmekten korkar



Beni ezan sesleri uyandırır
Seni kilisenin çanı
Çok şeyler yaşadık
Hepsi Tuna nehrinin ötesindeki
Bana bu şiirleri yazdıran
Bir ömür unutulmayan acı bir anı



Mesela sen
Alplere doğru
Kuşlar göç ederken doğmuşsun
Bense sultan dağlarının eteklerinden
Düşmüşüm bir haziran sabahı


Anlamadım
Zaman
Umarsızca nasıl geçip gitmiş
Yaşananlar ömrün derin çukurunda
Bitmiş


Hatırlar mısın
Sana köylerimizdeki evleri damları anlatmıştım
Demiştim yürekleri çelik yuvaları kerpiç


Ben çok içtim bu hasrete
Gözleri mavi kadın
Birazda sen iç


Bir şey öğretti bu hayat bize
Sadece yaşananlar kalıyor

Gerisi kocaman bir hiç…

 
 
 
 
Gürsel Cengiz
( Tuna Nehrine Düşen Anılar başlıklı yazı GürselCengiz tarafından 14.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.