Hayvancılık

 

Bir zamanlar biz ülke olarak, özellikle Doğu ve Güneydoğudan canlı hayvan ihracatı yapıyorduk. Bir zamanlar diyorum, masal anlatır gibi, çünkü masal gibi bir durum, bu günkü durumumuza baktığımızda. Evet, ne yazık ki bu duruma geriledik. Elbette bu bugünkü durum sadece bu günün hükümetinin vebali değil. Ama bu günün hükümetinin de vebali yok dersek taraf tutmuş oluruz. 1980 yılından günümüze kadar bütün hükümetlerin vebali vardır.

         Düşünebiliyor musunuz, 958 milyon dolar canlı hayvan ihracatıyla 1984 yılında zirveyi yakalamış, daha sonraki yıllarda 1990 yılında 203 milyon dolar,1995 yılında 132 milyon dolar, 2000 yılında ise 1,2 milyon dolara gerileyerek baş aşağı düşüş trendine girmişiz ve ne yazık ki bu gün bırakın ihracatı, kendimize yeterli bile değiliz ve biz canlı hayvan ithalatına başlamışız, ancak getirilen canlı hayvanlar memleketimizin dişinin kovuğunu doldurmuyor. Televizyonlardan duyuyoruz, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker canlı hayvan ithalatı için ihaleler açıyor, hayvanlar sanırım geliyor, geliyor da, yetersiz geliyor veya yine spekülatörlerin engeline takılıyor ancak Ankara’nın doğusuna ulaşmıyor.

Coğrafya kitaplarının da değişmesi gerekir diye düşünüyorum. Bölgelerin ekonomik yapıları açıklanırken, doğu ve güneydoğu için başta Hayvancılık gelir diye belirtiliyordu, şimdi ekonomik faaliyet yok diye yazılması gerekir diye düşünüyorum. Çünkü hayvancılık yok, tarım yok, fabrika yok, ekonomik faaliyetleri olarak, yoklar ekonomisi diye yazılabilir.

         Bir ay sonra Ramazan ayı gelecek, et fiyatları tavana doğru hızla yükselme trendinde, Sayın Bakan Ramazan da sorun olmaz diyor amma, sorun koşa koşa ben geliyorum diyor. Hani sanki millet Ramazanda et görecek gibi söyleniyor, fakir fukaranın ne Ramazanda ne de diğer zamanlarda midesine et girmiyor.

         Tabi’i ki bu gerilemenin en büyük sebebi son otuz yıla damgasını vuran ve ülkeye büyük maddi kayıplara neden olan terör hadisesidir. Terörizm ve teröristle yapılan mücadele ülkede hayvancılığı bitirmiştir. Boşaltılan köyler, hayvan otlatma alanlarına getirilen yasaklar, hem hayvancılığı bitirmiş, hem de hayvancılıktan geçinen vatandaşların göçebe konumuna ve yoksulluğa itilmesine neden olmuştur.  Son otuz yıl hayvancılığın yavaş yavaş can çekişmesine neden olmuş ve bu gün evet ne yazık ki bu gün hayvan ithal etmeye kadar düşmüşüz. İthal edilen hayvanlar da ancak ülkenin batısına bile yetmeyecek durumda, zira batıda da et fiyatlarında yükselme durdurulamadı ve yükselişini sürdürmektedir.

         Doğu ve Güneydoğuda ne mi oluyor, bir şey olduğu yok, et yiyemiyorlardı bu yememe durumu devam ediyor o kadar. Fiyatlar almış başını gitmiş, işi olan işini kaybetmiş, asgari ücretin durumu ortada, memura emekliye verilen zamların komikliği televizyonların reytingini düşürecek komikliğe düşmüşken millet ne yesin, yese yese kendi etini yiyor, daha sonra da sıra kemiğine gelecek, zira bıçak artık kemiğe dayanmak üzere. Millet et yemese de olur, zira vekilleri yiyor.

Saygı ve Selamlarımla

( Hayvancılık başlıklı yazı SinanKARAKAŞ tarafından 6.07.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu