1
Renklerimden sorun beni: bir batında
aydınlık ve karanlık içime işleyen ve kalemi dişlediğim kadar süregelen
direncim:
Ben ki hidayetin mirasında…
Ben ki asaletin hizasında…
Ben ki: beylik nazları olmayan
sığındığım niyazlarıma şükrettiğim kadarım.
Ederi var mıdır sahi insanoğlunun bir
de külfet addedilen varlığın izahı var mıdır?
Sözcükler kansız hüzne teselli ve
cüret etmediğim ne varsa bir ömür cesaret bulup da içimi ektiğim şu boş beyaz
ve masum sayfa.
Masum addedilir insan ya da ilişkisi
olmaz masumiyetle ve ben üstüne basa basa diyorum ki…
Haiz olduğum hangi nitelikse ve
nicelik babında neye denk düşüyorsa yüreğim ve sancılı bir kuş doğumudur
benimki gün ışığın tecellisi ile teselli bulduğum ve umuda dayandığım ve hakkaniyeti
ve iyi niyeti dayattığım.
Gecem gündüzüm birbirine karışmışken
bir ömür ve evet, ben defalarca ölümün tehdit ettiği iklimlerde saklı tuttum
ümidimi.
Rengimle sahibesi olduğum ve solgun
yüreğimden dökülen zerreler bazen bir ukde içimde kalan bazense ruhun Umresi
sevecen niyazların Allah aşkı ile sunulduğu.
Doğamda var sevmek acı çekmek de hele
ki kendime yaptığım zulmün üstüne hiçbir şey tanımadım bir ömür ve detayları
yok sayıp sadece genelleme yapsam bile son altı ayın ilk dört ayını hesaba
kattım mı bir ömürlük çektiğim eziyetin çok üstünde.
Sabahın en erken saatinde elim
telefona gitmezken ve hastanenin yoğun bakım servisi yeni haberler vermek için
bazı şeyleri geçiştirirken ve geçkin sözcüklerin duman olduğu beni boğduğu ve
günlerce yoğun bakım ünitesinin kapısında beklemek acının en büyüğü öyle ki
ölümsüzlüğü dilediğim ömrün, son altı ayına bakıp da ölümün çektiğim acılar
için tek teselli olduğuna dair geliştirdiğim bir inanç.
Öznem de özlemim de annem iken.
Akabinde eve döndüğü annemin ve
haftasına varmadan yeniden acillik olduğu.
Duygular sömürgen.
Duvarlar kırılgan.
Ruhumsa unutkan ve hayatımda sahip
olup olacağım en büyük sevdam; annem:
İkbalim de mazim de ve andaki
mevcudiyetim de.
Ölümün yaladığı yüzü annemin ve
ölümün bizle saklambaç oynadığı.
Hükmeden kader ve yenik düşmesem de
kederime kaderin cafcaflı söylemlerine kanıp hayatı pembeden bir dünya
bellediğim annemin en çok acı çektiği şu son altı ayın resmini her gün yeniden
çizdiğim ve çektiğim.
İnsan kaderine çizgi çizemiyor
aslında hayatıma çizdiğim tüm çizgiler eğri büğrü iken yürek sesim aralıksız
anne, diye haykırıyor.
Solunum sıkıntısı çektiği yetmezmiş
gibi…
Ve devasa bir es veriyorum burada
çünkü dünü dünde bırakmak istiyorum ve annemle aynı çatı altında yaşamanın
mucizevi farkındalığına yeniden şerh düşüyorum.
Babamın acısını babam öldükten çok
sonra yaşadım ve annemin acısını annem en ağır hastalıklara yakalandığına
delişmen bir rüzgârla ve çığlıkla en tepeye taşıdım.
Tahliye edemediğim duygular var ve
ben öylesine terbiye oldum ki imkânsızlıklarla: maddi manevi tükendiğim o dört
ay neye yanacağımı bilmezken ve yeniden bir es verip çizik atıyorum o dört
ayıma.
Aymazlığında acıların.
Narin varlığına tutunduğum annemin.
Öykündüğüm eski dertlerin rüzgârında
savrulmaya duyduğum özlem misali.
Acının da acısı en tepede.
Optimum addedilen belki de kendi
ölümü istemekti Rabbimden ve günahların günahı ve yalvardığım günahlarım bu
dünyadan çekip gitmenin en çıkar yol olduğuna dair inancım ve Rabbimin
merhameti ile annemin yeniden doğduğu.
Müjdem ve mucizeler.
Müridi olduğum hüzün ve umudumu
yitirsem bile inancımla asılı kaldığım o beş vakit hatta daha fazlasını
yürekten gerçek kılıp da dayandığım en Ulu Dağ elbet Rabbin bana verdiği takat
ve anneme verdiği dayanma gücü ve annemin çelimsiz varlığının atağa kalkıp
evrenin bana annemi yeniden bahşettiği gerisi ise hikâye ve de…
Annemin evine döndüğünün haftasında
anneme ithaf ettiğim romanımın da basılması ile anneme verdiğim sözü tutmanın
bana verdiği eşsiz mutluluk ve huzur ve şükür duygusu.
Varıp varacağım nokta ise henüz
netlik kazanmadı çünkü son sözü söyleyen kadere bıraktım her şeyi ama ümidi ve
inancı asla elden bırakmadım ve hidayetin doğasında yolumu bulup yaşamakta ve
yürümekteyim ve tek dileğim annemin eski sağlığına kavuşup benimle beraber
yürümesi ve adımlaması yolu çünkü güçsüz kalan bacaklarına dermanı verecek olan
yine yüce Rabbim lakin…
O yürüse de yürümese de benim için
değişen bir şey yok çünkü ılık nefesi ve sıcak elleri her şeyin çok ötesinde ve
ben ömrümün sonuna kadar ona hayran ve sadık ve borçlu kalacağım ve ben
evlatlık vazifemi ne kadar çok ifa etsem de asla yetinmem onu sevmekle onun
evladı olmakla ve ona hizmet etmekle yeter ki Rabbim annemin eksikliğini bana
yaşatmasın ve de:
Annemin rüyasında gördüğü gibi; o
küçük yavru serçe yolun başında bizi beklemekte ve bu sefer kuşlar onun ayağına
gelmeyecek bizatihi annem kuşların yanına sekecek.
Hayatın iklimlerinde yaşadığım
ikilemlerle yaşadığım en muhteşem mevsim elbette annemin o güzel varlığı ve ben
hiçliğimi bu şekilde muhafaza edip var olmanın şükrü ile yürüyorum Rabbime.