BERELİ

ROMAN

 Mustafa ESER

 

 

Bu roman What iff ( olsaydı?) formatında kurgulanmıştır. Anlatılanlar kurgu olup gerçek kişi ve kurumlarla olabilecek benzerlikler tamamen tesadüfidir.

 2010 yılında Para baronlarının organizesinde Londra’da İş adamı Ali Abdullah Karaşahin’in başkanlığında bir konsorsiyum kuruldu.

 2010 yılında görevden dönen bir Özel Kuvvetler timi toplanma noktalarında ağır silahlarla saldırıya uğradı. 6 Özel Kuvvet askeri şehit oldu. 4 asker ağır yaralı olarak kurtarıldı. Hastanede tedavi gören iki askerin izinli oldukları sırada 40-50 kişilik tinerci gurubun saldırısında şehit edilmelerinin ardından iki asker ortadan kayboldu. Kendilerinden haber alınamadı.

 2011-2012-2013 yıllarında Türkiye’nin çeşitli yerlerinde(Adana, Antalya, Kayseri, Şanlı Urfa, Diyarbakır, Mardin) faili meçhul cinayetler işlenmeye başladı. Toplam 70 kişinin katledildiği cinayetlerle ilgili olarak bakanlık gizli bir araştırma başlattı. Failler bulunamadı.

          

Şubat 2014 İstanbul Etiler Sirius kafe

            İstanbul Emniyet Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürü 1 Sınıf Emniyet Müdürü Timurhan Yürekli ve İstihbarat Şube Müdürü Engin Altay kahvaltı yapmak için geldikleri kafede kahvaltılarını bitirmiş keyif kahvelerini içiyorlardı.  Engin Altay her zamanki gibi tedirgindi.

-Ağabey merkezi bir kafede bir gazeteciyle buluşmak… Sence mantıklı mı?

            Timurhan Yürekli gülümsedi.

-Sakin ol Engin. Savaşta mantık olmaz. Kafe arkadaşlarımızın değil mi?

-Kafe arkadaşlarımızın ağabey de… fotoğraflanırsak sıkıntı olmaz mı?

-Kimse bizi fotoğraflayamaz Engin. Velev ki fotoğrafladılar ne olacak? Kimse bir şey yapamaz.

            Engin Altay’ın yüzü kafe girişine bakıyordu. İçeri giren genç kadını fark etti. Girişteki garson masalarını işaret ediyordu. Bekledikleri misafir olmalıydı. Masalarına doğru ilerleyen kadın Engin Altay’ın beklediği gibi değildi.

-Gazeteci geldi ağabey. İyi de bu kadın bizim gazetede mi çalışıyor?

             Engin Altay şaşırmakta haklıydı. Masalarına doğru yürüyen gazeteci kadın uzun yırtmaçlı bir etek giymişti, kan kırmızı ojeli uzun tırnakları kırmızı rujlu dudakları dikkat çekiciydi. Masaya yaklaşan gazeteci kadın teklifsizce oturdu.

-Engin müdürüm merhaba. Tuba Şensoy. İstihbarat şefimiz Ahmet ağabey aradı mı?

             Engin Altay eteği uzun yırtmaçlı gazeteciyi garip garip incelediği için soruyu Timurhan Yürekli cevapladı.

-Ahmet Bey’le görüştük Tuba Hanım. Hoş geldiniz. Aç mısınız? Kahvaltı?

-Teşekkür ederim müdürüm. Kahve yeterli.

            Timurhan Yürekli az ileride kendilerini takip eden garsonu işaret parmağıyla çağırdı. Kahve söyledi. 

-Ulaştığınız bilgileri bizimle paylaşacak mısınız Tuba Hanım?

-Maalesef elimizde sizi tatmin edecek bir bilgi yok müdürüm.

-Anlamadım Tuba Hanım? Gazetecisiniz ve hiçbir bilgiye ulaşamadım mı diyorsunuz?

-Aslına bakarsanız adındaki adam hakkında pek çok bilgiye ulaştık ama…

-Ama gerçek kimliğine ulaşamıyorsunuz öyle mi?

            Tuba Şensoy cevap verdi.  

- 4 aydır radarımızda ama hakkında hiçbir bilgi yok Engin müdürüm.

-Hangi sebeple bu adamı takibe aldınız?

-Engin müdürüm sizde bilirsiniz ki hangi sektörde olursanız olun 30 yaşındaysanız ve birkaç ay içinde yükseldiyseniz bu durum medya için ilginçtir ve radara girersiniz.  Ali Yıldırım 30 yaşında ve birden bire yükseldi. Elimizdeki bilgilere göre 2013 Ağustos’unda İstanbul’a geldi. Eylül başında Helin Karaşahin’in koruması ve şoförü olarak Karaşahin Holding’te işe başladı. Bu güne geldiğimizde ise Ali Yıldırım’ı Karaşahin Güvenlik Genel Müdürü, Çaylı Holding Yönetim Kurulu Başkan vekili ve Çaylı Holding veliahdı Hatice Çaylı’nın nişanlısı olarak görüyoruz. Öz geçmişine göre uzman çavuşluktan ayrılmış, yaşayan akrabası olmayan biri için ilginç bir yükselme hikayesi. Öyle değil mi?

Timurhan Yürekli fincandaki son yudum çayı içip lafa girdi.

-Bizde tam olarak bu ilginçlikler için Ahmet Bey’den yardım istedik zaten Tuba Hanım. Ama bir şey bulamadım diyorsunuz. Bu da ilginç değil mi?

-Tam olarak değil müdürüm. Eskiden olsaydı Ali Yıldırım’ın derin devlet için çalıştığını rahatlıkla iddia edebilirdim. Ama...

-Ama?

-Ama artık böyle bir şey mümkün gözükmüyor. Olsaydı Ahmet ağabeyin mutlaka haberi olurdu. Öyle değil mi?

Timurhan Yürekli cevap vermedi.

-4 aydır hiçbir ipucu bulamadınız mı?

-Hakkında bazı dedikodular var ama…

-Ne gibi dedikodular Tuba Hanım?

Ali Yıldırım’ın adı Çaylı Holding veliahdı Burak Çaylı’nın ve “ Bijon” lakabıyla tanınan Suphi Tekin’in öldürülmesinde geçiyor, geçen Eylül’de Helin Karaşahin’le Diyarbakır’da gizli bir toplantıya katıldığı, toplantının ardından otelde bir katliam olduğu dedikodusu kulağıma geldi ama bilgi ve belge yok. Bir de yakın zamanda öldürülen bölge başkanlığı çalışanlarından Küçük Ağa lakabıyla bilinen Ayhan Taştekin var. Eğer Ayhan Taştekin adamımızla bağlantılıysa geride mutlaka Müsteşar vardır. Yine elimizde bilgi veya belge yok. Ve en ilginci de sıra dışı birinden bahsediyoruz.

-Sıra dışı derken Tuba Hanım.

-Bu güne kadar gizli bağlantılarla hızlı yükselen kişilerde sıklıkla rastlanan bir durum var müdürüm. Lüks yaşarlar, çoğunlukla gece hayatına düşkündürler ve bol para harcarlar. Bu hep böyle olmuştur.  Ali Yıldırım tam manasıyla anti sosyal biri. Gece hayatı hemen hemen hiç yok. Zararlı hiçbir alışkanlığı yok. Sadece nişanlısıyla zaman zaman yemeğe çıkıyor, lüks restoranlara takılmıyorlar. Resmi veya gayri resmi hiçbir toplantıya katılmıyor. Toplantıları yardımcıları hallediyor. Adam makine gibi her gün çalışıyor. Mesai kavramı sıfır. Aynı evde iki gün üst üste kalmıyor. Adamı takip etmek neredeyse imkânsız. Aklıma başka şeyler geliyor. Ama…

Tuba Şensoy kahvesini yudumladı, bekledi. Göz ucuyla muhataplarını inceledi.  Engin Altay tüm dikkatiyle dinliyordu ama kafasını kaldırmadan. Timurhan Yürekli ise ağzından çıkan her kelimeyi kaçırmak istemiyor gibiydi.

-Yanlış anlamadıysam aklınıza gelen şeyler absürt şeyler, öyle mi Tuba Hanım?

-Belki müdürüm. Birini bu kadar araştırıp bir şeyler bulamazsam bilgi karartıldığını, ipuçlarının gizlendiğini düşünürüm. Hem de iki taraflı olarak. İstihbarat şefim Ahmet Bey bana Ali Yıldırım’ın dosyasını verdi. Yanılmıyorsam Emniyet hazırlamış. Elimdeki dosyada hiçbir ipucu yok. Size anlattıklarım her muhabirin kısa bir araştırmayla bulabileceği şeyler.

-Nasıl bir ipucu istiyorsunuz ki Tuba Hanım? Anlamadım.

-Ali Yıldırım’ın İstanbul’a neden geldiğini bilmiyoruz. Özgeçmişine göre Kırşehir’li. Uzman çavuşluğunda katıldığı operasyonları bilmiyoruz. Ali hakkında bilgi alabileceğimiz sivil veya askeri kimseye ulaşamıyoruz. Elimizde bir isim yok.  Karaşahinler hangi sebeple güvendi bilmiyoruz. Burak Çaylı’yı öldürme ihtimaline rağmen Caner Çaylı bu adama kendi güvenliğini neden verdi? Bilmiyoruz.  Yine mesela Caner Çaylı niçin ani bir gece yarısı açıklamasıyla nişan ilan etti? Amacı Ali Yıldırım’ı korumak olabilir mi? Öyleyse kimden koruyor? Caner Çaylı’ya yapılan saldırıyla Ali Yıldırım’ın ne gibi bir ilgisi olabilir? Helin Karaşahin Ali Yıldırım’ı niçin kurşunladı? Ali neden şikâyetçi olmadı? Ve görevine devam etti? Bu ve benzeri sorulara sizin vereceğiniz bir cevap yoksa benim söyleyecek bir şeyim yok.

Tuba Şensoy’un söyleyecekleri bitmişti. Muhataplarını süzdü. Son sözü Timurhan Yürekli söyledi.

-Teşekkür ederiz Tuba Hanım. Sorularınızın cevabını maalesef bizde bilmiyoruz. 

            Tuba Şensoy başıyla selam verip kalktı, uzaklaştı.

-Ne düşünüyorsun Engin?

            Engin Altay 25 yıllık meslek hayatındaki en karamsar cevabı verdi.

-Kusura bakma ağabey ama sıçtık. Ne yapacağız?

-Ali Yıldırım ve Tuba susturulmalı Engin. Tuba sorularının peşine düşerse skandal olur. İşsiz kalırsa iyi olur. Ali Yıldırım’a gelince… Gurubun selameti için Ali susturulmalı.

            Eliyle garsona çay getirmesini işaret etti.

 

( Bereli 1 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 1.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.