1 Duaların Gücünde Saklıdır Çocuk Kalbim...




Bir düş’ ün yankısı isen.

Yetmez, azizim yeter ki sen bir kere daha düşün.

Düşense gözlerimden ve yalnızlığın feri sönmezken.

Bir çiy tanesinde saklıyım çiğ bir yemiş kadar canımı acıtan ya da çiğnenmiş sözcükler gibi telaşla talaşını süpürdüğüm ve camın pervazına konan kuş kadar özgür olamazken.

Geçti gitti işte.

Geçmeyense benim kendimden.

Belki de geçkin suretlerde saklı geçimsiz insanlar geçit hakkı vermezken insanlar sevgiye…

Başladım yeniden saymaya yerimde ama geri geri.

İtildiğim ne ki itmedikten sonra itilmez bildiğimse dokunulmaz olduğunu sandığım sevginin kimyasını da bozdular ya.

Ruhumda tırmık izi.

Midemse açlığa alışkın.

Gel gör ki sevgisizliği hazmedemedim gitti, azizim.

Ansızın doğan güneş.

Ansızın dünya değiştiren hayvan, duygu ya da börtü böcek.

Efkâr değil benimki.

Eflatun bir düş asla değil.

Emme basma tulumba hiç değil.

Hele ki şehrin öyküsü ve örtüsü…

Şiirlerin hazin makamı ve hüzzamda saklı güzün rüzgârı bense seyyah bir düş gibi ya da semazen varlığımda yalpaladıkça boydan boya geçemediğim o uzun yollar gibi.

Bak, yine sana düştü yolum.

Düştüm bir kez gözünden ya.

Düşmedi ama başım öne düşense yarınlara zimmetli.

Torpil geçiyorum yine sevgiye belki de torpido gözünde saklıyor insanlar asla sahip olmadıkları düşlerini.

Düş mafyası da çıkar yakında lakin benim düşlerim de hayallerimde çoktan gasp edildi hem de düşünemeyeceğin kadar sevdiğim kimse elinden yemişim ben zehirli yalan sevgisini.

Seviyor musun, diye sormayı terk ettim artık insanları ama dişimle tırnağımla haiz olduğum bu dünyayı da hiç olmadığı kadar sevdim ve düştüm bir bir rahmet misali sonra bir düşündüm ki:

Beni tek seven sahiplenen ve kimsesizliğimi örten.

Seyyah gölgeler.

Sedef sözcükler.

Seyyaren gömülen canlı duygular.

Katmadığım ne kaldı ki?

Katık ettiğim sevgiyi refüze eden mi istersin ya da içtenliğime laf edeni mi?

Arkamdan kimse sayan söven muhatap olmadığım kadar da mukaddes bildim ben yalnızlığın sesini ve işte önümde uzanan yol bitimsiz hasretimle düşkünlüğüm sevgiye ve tırmanırken dik yokuşu en sevdiğimse Üsküdar’ın dar sokakları ve kaldırımları sanırım kendimi kaybedip bulduğum yeniden ve sokak sokak gezerken sevdalı şehri sevdanın yüreğinin attığı her milimi şehrin ve içimdeki dinginliğin de ansızın peyda olduğu.

Bir anda hâsıl olan bir dinginlik.

Dündeki mizacımdansa çok farklı.

Bir çocuk gibi neşelendiğim bir kuş gibi uçuşabilmenin de meali, gecenin efkârını yolcu edip ezanda saklı huzura hamt edip hala da düşmezken yakamdan yapraklar ve hüzün bense devasa bir sarkıt gibi içime damlatırken gözyaşımı.

Reşit olsam ne ki eşit olmadıktan sonra?

Reddetmekse neyi ve kimi en çok da refüze edilmenin yarattığı o boşluk sonra eklenen umut derken inişli çıkışlı bir dünya hali oysaki eksenimde saklı yarınların ahvali.

Elbet ölümlü dünyanın ölümsüz olabileceğine inanmasam da duyguların ölümsüzlüğüne yazarak şerh düşüyorum, azizim ve fukara yüreğinde dünün haşmetli tuluatında ömrün ve ş/akıyorum coşkuyla bazen depreşip bazen kızışırken göğün renkleri ve pencereye konan kuşlara özeniyorum her uçuşlarında ya da her paylaştıkları lokma adına bana itina ile bakarlarken anlıyorlar mı yoksa onlar için ufaladığım lokmaların onlar olmadan boğazımdan geçmediğini?

Bir gülücük ise yüzüme konan ve annemin sıcak ellerinde üç beş kalan kırıntı zaten annem olmadan ne anlamı kalırdı o gariban kuşların sefasını değil çekmek annemsiz bir günün acı yüklü olduğunu defalarca yaşamadım mı ben ve Allah da bir daha yaşatmasın diye aralıksız dua ederken.

Duaların gücünde saklıdır çocuk kalbim.

Çocuk kalbimle ilk keşfettiğimse inancın sevgiyle olan birlikteliği ve ufacık ellerimi açıp da dua etmeyi bana öğreten yine annem ve kuş kadar yüreğimle keşfettiğimse sevginin ve maneviyatın evrensel bir sunum olduğunu öğrenip günbegün sevgimin da inancımın da hız kesmeden büyüdüğü.

Büyümediğim kadar da büyüttüğüm gözümde elbet insanlar ve dersimi alıp sevgimi daha da büyütüp Rabbime varma telaşı ile devasa bir nimetle devşirdiğim günlerim ve ömrüm ve bununla sakit olsun, deyip de rahmetin izini ve gizini sürdüğüm.

Hangi evrede saklı isem artık.

Defalarca kaybolsam da kurtuluşumu sadece O’nda bildiğim tıpkı O da beni bilirken için için yandığım kadar yakardığım yürekten ve tahayyül edemediğim kadar engin bir dünyanın da beni kucakladığına dair inancım ve beni benden çok seven.

Bir renksem ne ala.

Oysaki ben renklerin kuşağında saklı seyyah bir gözüm elbet kalbimle konduğum kalbimle gördüğüm ve sevdiğim ve mizacımda saklı her rengin de kutsalı iken elbet İlahi Işık kadar da beni koruyup aydınlatan tek I/şık iken sevginin İlahi Ateşle yolunun kesiştiği yoksa tek kıvılcımdan ve de tek zerreden ibaret olan varlığımın ne önemi var ki?

 


( Duaların Gücünde Saklıdır Çocuk Kalbim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 3.09.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.