Sessizlik O Kadar
Derin Ki- Kalabalıkların Mutsuzluğu-
Nefesimde son nefes
kalana kadar kelimeleri sözcükleri yazıp serpmek istiyorum âleme, bir çiçek
kokusunda bir gülümseme tadında, başarabilir miyim bilmem Rabbim bilir. Sessizlik
kaplasa da etrafım sokakları, bir mutluluk sesi eklemek istiyorum bir hece ile
aşk ile az gülümseyin, size gülümsemeyenlere gülümseyin demek bunu her sokağa
mahalleye şehre yazmak istiyorum, yetişebilir miyim yetişebildiğim
kadar diyerek yazıyorum yolluyorum.
Sessizlik o kadar
derin ki içine düşmüşüz ki çıkara bilemek çok zor gülümseyen gönülden bir ip
sarkıtıyorum aşağıya, içine düşenleri kendimi çıkarmak
için-ben yukarda isem benliğim benden ayrı uzaklarda düşmüş
sessizlik kuyularına- uzanarak tutunan var mı bekliyorum yok bir işaret
hareketlilik. Atsam kendimi aşağıya kim çıkaracak bizi kim uğraşacak? Bekliyorum
sabırla…
Gönlümüzü çatlatan
parçalayan ne varsa peşindeyiz içindeyiz, düzelten değiliz
oysa düzeltmeliyiz, sevmeliyiz
gülümsemeliyiz ama nasıl ne şekilde? Birlikte esenlikte buluşarak düzeltebilir miyiz?
Sevebilir miyiz? Gülümseye bilir miyiz? Bekliyorum önce kendimi sonrasında
sizleri. Aynı zamanda sosyal becerileri geliştirelim duygularımızın problem
sorun çözmedeki hassasiyetini de yanımızda getirelim unutmayalım, sakın
birileri yola çıkmış gitmiştir biz gitmeyelim, nasıl olsa birisi çözmek için
yoldadır demeyelim lütfen… Yalnızlıktan mutluluk duymayalım, kalabalıkların mutluluğuyla
mutluluk duyalım.
Mehmet Aluç