1
Atalarımız, bizden binlerce yıl önce
bu dünya da var olan güzel insanlar. Kim bilir neler gördüler, neler geçirdiler,
başlarına neler geldi neler. Ne acı günleri oldu, ne mağlubiyetleri, ne
yıkılmışlıkları, ne sevdaları, sevmişlikleri, sevilmişlikleri... Çoğu zaman
hayat ile barışık yaşasalar da, bazen de başlarına olmadık durumlar geldi, işte
bunun sonucunda, tecrübelerden süzülmüş bir takım cümleler kurdular hayata dair,
ki kendilerinden sonra gelen biz çocukları ve torunları, aynı hataları
işlemesinler, daha mutlu olsunlar. Aşağıda bunları ve bunların bazılarının
yaşamımıza etkisini inceleyeceğiz kısacık...
İslam kaynaklarında yer alan İran menşeli "Zend - Avesta" rivayetleri
ile İsrail menşeli "Tevrat" rivatetleride Nuh Peygamber'in torunu
olan Yafes'in oğlu "Türk" ile İran rivayetlerideki Feridun'un oğlu
"Türac" veya "Tur"un soyu Türk adını taşıyan ilk kavim
olarak gösterilmek istenmiştir.(Sosyalci.org internet sitesi)
''Bir çivi bir nalı, bir nal bir tırnağı, bir tırnak bir ayağı, bir ayak bir
atı, bir at bir kumandanı, bir kumandan bir vatanı mahvedebilir... ''Yani diyor
büyüğümüz ufak zannedip de önem vermediğin birşey o an da, sadece senin değil,
bütün milletinin de hayatını bir an da yok eder. Sonrasında da uğraş dur
senelerce durumu düzeltmek için.
''Ağlama ölü için, ağla deli için'' Tabi ki bu cümleyi de atalarımıza kurdurtan
yine engin hayat tecrübeleri. Ölüm bizim inancımıza göre, eğer kişi çok
günahkâr değilse, sonun da cennet mükafatı da olan yüce bir sondur. Ama
birimizin evinde şayet akıl noksanlığı olan bir akrabası varsa, vay onların
haline, onlar her gün ölür her gün dirilirler. Oğlu ya da kızı her kimse, insan
kimsenin içine çıkamaz olur. Tabi ki delilik, ya da akıllılık, insanın elinde
olan bir durum değil, her şey Allah'ın dilemesi ile olmaktadır...
''Öfke ile kalkan zarar ile oturur.''Geçmişte böyle bir şey mutlaka yaşamış ki
dedelerimiz bunu söylemiş. Kendi hayatınıza da şablonlayarak değerlendirin.
Arabanızla giderken sizi taciz eden bir şoföre küfür ettiniz, o da sinirlendi
size küfür etti, haydaaa ''al başına belayı'' Ne yapacaksınız alttan
alacaksınız çoğu zaman, çoluğunuz çocuğunuz var değil mi? Yumruk yumruğa kavga
etmek, birbirine silah çekmek, her zaman hanenize zarar olarak yazılır. Yine
bunun ile ilintili olarak''İte dalaşmaktansa çalıyı dolaşmak daha iyidir''
''Su uyur düşman uyumaz'' Su Rabbimizin biz insanlara en büyük nimetlerinden
biridir. Göl ve ırmak suları genellikle sakin olurlar, onların durumu, sakin
bir uyku hali gibidir; ama gel gör ki düşmanlarımız, ne gece ne de gündüz
ülkemize ve insanlarına kötülük yapmaktan geri durmazlar, onun için Türk
Milleti olarak her zamankinden daha uyanık olmak zorundayız, yine bunun ile
ilintili olarak ''Tarih tekerrürden ibarettir'' Hiç ders alınsa tekerrür eder
miydi?
''Damlaya damlaya göl olur'' Tasarruf tasarruf yine tasarruf, har vurup harman
savurarak insanların bir şey sahibi olduğu görülmemiştir. Aynı zaman da
''Ayağını yorganına göre uzatmak''da insanın bir şeylerin sahibi olmasını ve
daha önce sahibi olduklarını da korumasına vesile olur. Bu konuda ifrat ve
tefritten kaçınmak ve ikisinin ortasında bir yol tutturmak gerekir...
Bazı insanlar vardır ki, dünya da insanlara yapmadıkları kötülük kalmamıştır.
İsimleri mi o İkinci Dünya Savaşı'na sebep olanlar, diğer milletleri enayi
sanıp emperyalist devlet olarak tüm dünyayı sömürenler ve onları devlet
başkanları, Müslümanlar ve diğer tüm insanlara eziyet edenler. İşte onların
hepsinin ''Ahirette on parmağımız yakalarında'' artık ne sayarsanız
sayın''Alınlarının ar damarları çatlamıştır''
Bazen böyle istemediğiniz bir olay gelince başınıza ''Başınızdan aşağı kaynar
sular dökülür'' adeta, ne yapacağınızı şaşırırsınız. Birisini ikna etmek
için''Bin dereden su getirirsiniz'' bazen de yine de karşınızda ki ''Ayak
diretir''de diretir...
Bazı insanlar vardır, ''Burunları Kafdağı'ndadır'' kendilerinden başka kimseye
değer vermezler. ''Alçak dağları ben yarattım, yüksekler babamdan miras
kaldı''havasındadırlar. Oysa Dünya'nın ''Sultan Süleyman'a bile
kalmadığı''aşikardır...
Bazı yerde susmak ve dinlemek konuşmaktan daha etkili olur işte onun için ''Söz
gümüş ise sükut altındır'' der büyüklerimiz. Bunların hepsini ''Kulaklarımıza
küpe''yapmalıyız kanımca...
''Söz konusu vatansa gerisi teferruattır'' demiş Ulu Önder Mustafa Kemal
ATATÜRK'de...
Son olarak diyorum ki ''Söz uçar yazı kalır'' Sevgi ve saygılarımla...