1
Kurak ve ırak cümlelerin istilası,
onca tedirginliğin iç karasına hitap edilesi…
Külfet bellemek sair günü: Gün ki en
telaşlı ölüm ve zamkını ihmal etmediğim hüznü öteleyememenin verdiği pişmanlık
ile sağaltmakla iştigal ettiğim gün bozumu.
Aykırı belki de her biri ya da
tahayyül gücüne rest çeken üç beş şaşkın imgeye rast gelme umudum…kanayan
duaları sürdükçe ruhuma; benlik zincirinin anahtarını bulmaya yol almışken…ve
kıpraşan hüzün başakları.
Belki Süreya’nın bir şiirine sığınıp,
ruhuna rahmet okuduğum nice ölü şiir ve şair adam.
Kadın mihraklı kaçkın önyargılar ve
şiirleri şehirlerle eşleştirip, hüznü de içselleştirdiğim en azından çalıntı
olmayan duygu katmanlarına yerleşik bir zihin özrüyle, çatmışken kaşlarımı…
Dün aldırdım yüreğimdeki çocuğu
aslında babası zaman, anası ise rahvan bir gölge kıvamında, tüm göreceli
aşklara inat, bir de ettiğim duaların biteviye huzur pompaladığı…
Aşka inat olmalı, dercesine cümleler
ve hüzne biat onca engelli imin de tekelinde.
Hafif meşrep midir nedir tüm
şarkılar?
Salkım saçak bilumum rabıta.
Ve ay ışığında oynaşan düşlerim bir
de düş kırımı demelerin bedelini öderken gündüze çevirdiğim rotamda şiir
yazamama ihtimali ile cebelleşirken alt bilincimin kuram dışı öğelerini, bir
kazana atıp kaynatma isteğim.
Tümleç bolluğu var ve şakıyan
öznelerin rivayet bildiği kodaman yansımalarını da teğet geçiyorum ansızın.
Senden öte bir ben var, demek geçen
içimden belli ki niyazlarında her daim saklı birincil çoğul şahıs.
Yaradan güncelliyor aklımı ama
duygularım kan revan sonra da süzgün ve ölgün nidalara sığınıp, zan altında
kalmamın esareti ile önyargılarına insanların söyleniyorum:
‘’Küçült de egonu cebime gir!’’
Başkalaşan diva yergiler hani
muhatabım bir ön söz kıvamında tüm muhalif yankısını da duymazdan geldiğim.
Soyut, somut ne varsa peşimde arz-ı
endam eden ve türediğim bir geceye lanet okuyan zıpkın misali sendrom yüklü
katıksız hüznü de rehine verme istemi ile dolup taşarken ırmakların coşkun
hezeyanları.
Öykünmek belki de hatta şekli şemaili
hepten ürkünç bir ana kıta iken babasızlığın hegemonyasında rast geldiğim
çetrefilli göstergeleri yine insan ırkının… akla muhafaza rast gelme
ihtimalinden cayıp da gerisin geri kaçtığım.
Aç adımları sokak kedilerinin.
Düşlerini satılığa çıkarmış sokak
çocuklarına nazire eden o asil beyzade hanidir ırkını kaybetmiş bir retina
kıvamında, dört göz nöbete duran cahil tayfası yine sözsüz öbekler halinde iken
benlik savaşları…
Marazi her biri tümü defolu ve nicesi
yalan.
Sanrılar ürerken izbelerin de
satılığa çıktığı karanlık koridorların müdavimi.
Şimdilerin öncesinde takılı;
yarınları arıtmak şimdiden ve nice peşin hükümlü zehri tavaf eden şeytanın
saltanatına son vermek adına…
Günahlarım af eyle Yarabbi!
İstihbarat etmek nasıl ki zorunlu bir
merci biliyorum ki; defolu benliğin günah deposunda bir hutbeye dönüşmek
istiyorum ve elemimle hüznüme mutluluk biçen düşlerimi de nadasa bırakmışken.
Hayırlı Ramazanlar, efendim.