Eksik yarınlar biriktiriyorum avuçlarımda

Ve saklı nidalar üç beş kelamı adam’dan sayan…

Biraz da sancılara konuşlanıyorum tam da gün ortası

Ve esrik aklın hezimetine dokunan Urbanları esefle ayırıyorum köşeye.

Köşe başında düş bekçileri:

Hayli dağınık aklın kurak ikliminde

Boğulmayı meziyet bilmişçesine çatık kaşlı kalem

Ve bir bukle de olsa sevilmeyi arz eden aşk meleği.

 

Kırık niyazımın en dokunaklı suresi:

Ne çok ahkâm,

Kesildikçe biteviye,

Sızan rehavetin tam da koynunda.

Endamlı kadınlara rast geliyorum bu sefer:

Hem de gecenin kör vakti:

Hayli yitik aklı, hayli cebbar

Ve de kır saçlı adamlar:

Belli ki eşref saati çoktan geçmiş,

Artık hangi duraksa beklemeyi destur edinmiş.

 

Tırsak aşklarla kesişiyor yolum:

Hayli yoksun ve noksan seyrinde aşk tüten bacasından,

Desem keşke ve bulaşsam ben de esefle:

Yetmedi kırsam tüm zincirleri

Ve bağırsam en aciz gölgemle:

Öyle ya, kaybettiğim kaçıncısıydı kim bilir

Ve ektiğim umutları biçmeyi görev bildiğim…

 

Tanısını koymadım henüz,

Mahremlere yığdığım sakıncalarını da bertaraf etmedim hani:

İşin aslı, dostum, diye başlamak bir cümleye

Ve dudaklarımda asılı bir tebessümün çekilmişken ipi…

( Eşref Saati... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 5.09.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.