Yaklaşıyor, geliyor Nurdan Nur gönüllere şifası dermanı gülümsemesi ile On bir ayın Mübarek sultanı Ramazan.Hoş gelsin sefa gitsin inşallah.Gönüller ki, nuru bereketi sevabı güzelliği için can atıyor.Hali perişan olanlar, fakirler yolunu gözlüyor, Müslümanlar hallerini anlasın diye,bir lokma sıcak yemek, midelerine girsin diye...Zaten Ramazanlık fakirin açın halinden anlamak nefsi arındırmak Allah rızası için aç kalmak değil tüm bedeni azalarıyla oruç tutmak, günahlardan uzaklaştırmak,fakirin açın derdine bir ay değil on iki ay sahip çıkmak anlamak için değil midir?Yaptığımız her iyilik anında ötelere giderek bizi beklemiyor mu hem mezarda hemde ahiret aleminde?Solmuş gönüllerde taze çiçekleri açtıran değil midir Mübarek Ramazan ayı,gülümsemeyi unutanların gülümsemeyi hatırlaması, insafsızca söylenen sözlerin unutulması,birlik beraberlik içinde kardeşçe yaşamayı hatırlatan on bir ayın Sultanı geliyor...
 
   Ömürde her sene gelen, bitmez tükenmez bir hazine,cennetin kapısı ,Yüceler Yücesi Allah c.c. rızası,nurdan nur Peygamberin içinde gülümsemesi...Anlaşılır ki insan birbirine yardım ettikçe, el uzattıkça var olur,karnı aç iken tok yatmak cefa imiş, insanlık değilmiş anlaşılır,kazancın paylaşalırak kazanç olduğu anlaşılır,dünya malının dünyada kaldığı,paylaşmadıkça hiç değeri ve anlamı olmadığını söyler bize On bir ayın sultanı Ramazan...Hoş gelirsin ya şehri Ramazan...Kırık gönülleri mahzun yetimleri anlamamız için gelirsin,acaba biz anlarmıyız bilemem,bir ay herkes gerçekten çok çok güzel samimi olur, ama sen gittikten sonra her şey yine eskisine döner,seni üzgün göndeririz,gelirken de yine halimizi görür üzgün gelirsin ya şehri Ramazan...
 
   Zengin patronlarımız, bereketinle kazancını ihtiyacı olana işçisine  bir parça fazla versin diye gülümseyerek gelirsin ama o zengin patron, ikinci villasını ikinci arabasını alır ve işçisine bir lira fazla vermez, seni üzer ya şehri Ramazan...Bizler böylesine edepsiz bencil utanmaz iki yüzlü para mal düşkünüyüz, af et seni hakkı ile karşılayarak göndermediğimiz için.her geldiğinde kırık dökük olan bizleri nurunla Yüce Rabbimin yardımı ile bir ay düzeltir, enfes bir kul olmamız için çabalarsın ama sen gidince, yine kırık dökük paramparça oluruz...Şanlı tarihimize ecdatlarımıza bakıyorum,daha doğrusu bunda  otuz kırk sene öncesine bakıyorum,komşusu aç iken kimse sofrasında yemeğe başlamaz,önce komşusuna yemek verir sonra yemek yerdi,kapılar hep açıktı,ihtiyacı olan gelir komşusunun evinden alır söylerdi, gerçi söylemesine gerek yoktu bu nedenle evlerin kapısı hep açık kalırdı...
 
   Elbiselerimiz yamalı yırtık ayakkabılarımız vardı ama edebimiz yırtık değildi,gönlümüz  yırtık değildi,merhametimiz bir çiçekten daha taze kokardı...Yine sana çok ihtiyacımız var inşallah bu gelişin silkenişimize vesile olur halden anlayan merhametli iman ile gönüllerde yer eden merhameti ile ihtiyacı olana koşanlardan oluruz Yüce Rabbimin ve senin nurdan gülüşünle inşallah...
Hoş Gelirsin ya Şehri Ramazan Hoş gelirsin...
 
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
( Hoş Gelirsin Ya Şehri Ramazan Hoş Gelirsin... başlıklı yazı kul mehmet tarafından 29.05.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.