Saatler yine sensizliği çalıyor bak

Ve

Ve ben yine yokluğunun sızısıyla hala sendeyim…

Sayende yalnızlığı,karanlığı da sevdim

Seni topluyorum yıldızlardan her gece

Ve biraz daha sen kokuyor kalbim,taşarcasına…

Hani

Yapayalnız ve siyah olduğu için

‘gecelerin dostu olmaz’ derler ya,

İşte bende geceler gibiyim,

Gecenin  rengi gibi ‘simsiyah’ bendeki yokluğun …

Yüzünü görmeyeli kaç asır geçti bilmiyorum?

Sen ayrılık nedir bilir misin sevgili?

Kalpte küçük bir sıyrık mı?

Gönülde ki bir çığlık mı?

Ya da,sen umutsuzca kıvranırken

Feleğin karşında çaldığı bir ıslık mı?

Yoksa,

Canından can koparan görünmez bir varlık mı?

Sevdam arapsaçı sanki,sarmış tüm benliğimi

Özlemin kör düğüm,bağlamış her yerimi

Ve

Ve ben kapılmışım bir girdaba

Dönüyorum bir kısır döngüde

Sensizliğin tam ortasında…

Hasretin çiçekleri açmış gönül bahçemde

Umudun ışıkları sönmüş, yorgun kalbimde

Gözlerim yalınayak sokaklarda bekliyor bak…

Çok mu ağır geldi bize bu aşk

Ucundan tutup da

Taşıyamadık o nu sevdanın ülkesine?

Göçmen kuşlar kadar bile olmadık yar…

Senin ülkenin başkenti ayrılık,

Benimkiyse hüzün

Gidemedik sevdanın ülkelerine…

Sen yinede karanlık düşlerimde son yaprak olarak kalacaksın…

Şimdi, bir sevda dilencisi olarak

Son kez geldim kapına,

Tek bir şey istiyorum senden

Yaşanılan bu aşkın rızası için göz kapaklarının ardına sakla beni sevgili,

sakla beni sonsuza dek….

 

Şafaknur YALÇIN

 

( Sevda Dilencisi başlıklı yazı şafaknur tarafından 6.03.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.