Ülkelerin birçok yerinde
acımasızca yok edişe, savaş demek pek mümkün değil, evleri yıkan, yıkılmayan evlerde sessizlik korku ile dolduran, nefret diktatörlerinin kirli oyunları başarısızlığa
mahkûm oldukça, iyice kudurarak insanlık ve hayvanlık sınırlarını aşarak
canavarlığa dönüşüyor. Bir bir yakınlarını komşularını yakınlarını toprağa
şehit olarak verirken, gözlerindeki kanlı gözyaşlarını gören tek ülke Türkiye, Osmanlı
evlatları olarak merhametimizi hiç kaybetmemiz sonucunda sığınacakları tek yer
Türkiye.
Geride umutlarını yıkık
enkaz altında bırakarak terk ederek, yeni umutlarından fazla bir şey beklemeden
yola çıkanlar, acı içinde yaşayan çocuklar, babalar, anneler… Ölüm kusan
zalimler kendi zalimliklerin de boğulacağı o güne kadar yüreklerini bu korkunun
gölgesi hiç bırakmayacak. Vatansız yurtsuz, vatan özleminde mahrum kalmak
acıların en acısını yaşamak bir insan için acıların en büyüğü.
Can bildiklerin bir bir
yok olması yitirilmesi, kan dökenlerin insafsızlığını anlatmaya kelimeler
heceler aciz kalıyor. Doymak bilmeyen nefislerinin esiri olan zalimler ne kadar
söylersen söyle, anlamaktan aciz zavallı perişan aptallar ordusundan başka
birisi değiller. Kendi yakınlarını kaybetmeyen o zalimler bir gün ecelin
soluksuz ensesinde yakalayarak sonsuz cehennem ateşine attığında, artık sonsuz
bir azapla, yaptıklarının acısını kat kat çekecekler.
Birde yürekte görünmeyen
sarılması pek mümkün olmayan onulmaz yaraları ile yaşayanların acılarını
dindirmek pek mümkün değil, yıllar geçse de her bir tıkırtı da aynı anlamsız
savaş ve terörü an be an yeniden korku ve acıyla yaşayacaklar… Bu acıların bir an bitmesi ve zalimlerin
kendi nefretinin ateş çukurunda kendi silahının gölgesinde ölerek yok olması
dileği ile. Yaşasın Zalimler için Cehennem.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-