Şimdi bir yağmur bulutuyla gelmek var sevgili.
Şehrin ortasına sermek var tüm güzellikleri
Dünün kirini silmek, yarının umudu olabilmek gibi
İşte bütün sevgim sadece bu kadar.

Islak ormanların güzelliklerini göremem belki 
Gözlerim hep buğulu, hep ıslak çünki
Yanaklarımda oluşan derin çizgiden ulaşıyorum sana sevgili
Ama aşağı baksam bir nefes, yukarı baksam da bir heves.

Çağırıyor beni İstanbul'un derin boğazı
Sanki martılara yem olacak hep benmişim gibi
Gemilere takılıyorum, iskeleye çıkmadan düşüyorum,
Paçalarımdan dünyanın suyu akıyor ve yürüyemiyorum.

Uzun uzun otobüs duraklarına bakıyorum
Ne bir el sallayan var , ne de yorgun ayaklarıma yardım edecek bir zat
Fatih'in ana caddesinden saldım kendimi.
Bir keman sesi, off ne ala şimdi.

Bedenimin dörtlüleri yanmıyor,
Kulağım desen tuzla yıkanmış,
göz, gözüme batmış,
kızıyorum ayna karşısında kendime
neden ben onu bu memlekette göremiyorum diye...

Vuslatın randevuları hep boş çıkıyor demek ki
Hoşça kal, sesi gülen adam..
Pamuk şekerleri benim yerime sen ye, Kadıköy iskelesinde
Hani ıslanmıştı da paçalarım, dünyanın suyu çıktı demiştim
Şimdi ne paça ne ben, ' biz 'de yok zaten

Kendine bir teselli şarkısı çaldırmayı da unutma
Şimdi ben en derin duygularda boğulmak üzere,veda ediyorum..

Hoşça kal cancağızım, HOŞÇA KAL !

Büşra Karacan

( Vuslatın Randevusu başlıklı yazı Büşra Krcn tarafından 10.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.