Nüktedan imgeler tüm
çığırtkanlığı ile
Dökülmüş gönül
ibriğimden
Toz tutmuş ne çok
hatıra,
Kimliği kayıp soluk
resimler
Ve soluk benizli adam
ve kadınlar,
Rast gele hayat:
Hey gidi hey neler um
da neye meylet.
Yüksünmek değil hâşâ
Sadece yanık bir türkü dilimde:
Aşka hicran yükleyip
Seyreldiğim her saniye.
Hükümranlığında iken
kaderin,
Ne sorarım ne de
haykırırım
Ki ne haddime,
Olası tüm edimlerin
yükümlülüğü
Mademki en derinde,
Yazdım sevdayı hece
hece
Kodladım varlığımı o
yırtık güncede.
Çalıntı bir sevda
çoğunun nazarında
Ama hak etmediğim tüm
yoksunluk
Ben düşmüşken peşine.
Zavallı yürek,
Yerle yeksan bin parça
Kırık ve loş bir
lambanın gölgesinde soluklanıp da
Döktüğüm avuç avuç
gönül bağından,
Tıkış tıkışım
gittiğinden beri
Sanır mısın ki haddime düştü
de
Bu denli sessizim
izbelere sığınıp da
Yok sayıldığım.
Külliyen yalan, demek
düşse de payıma
Aslımı inkâr etmeden
Hele ki bir kez
düşmüşken diline ahvalin.
Bak ve bil ki, son demi
aşkın
Ah hele ki o yalıtılmış
mizacımın
Gölgesine yığdığım
Oysa ne varsa kabulüm
sevgili:
Sevdanın asaletine
sığınmışım madem
Neye yarar inkârım
Örselenirken dalga
dalga
Ve yok kılındığım
mecranın çok ötesinde.
Saf tutmuşken başında
aşkın
O kavruk yetilerimin
nezaretinde
Rest çektiğim
Ve umarsızca beklediğim
Gıyabında varsın
tüketileyim.