Araştırmalarıma göre son zamanın en çok ön plana çıkan dini Futbol Dini olarak karşıma çıkmaktadır. Futbol için din kelimesini kullanmamda hiçbir benzetme ve mecazi anlam yoktur! Nasıl ki Hıristiyanlık bir din ise futbol da çağımızda din haline gelmiştir. Taraftarları din diye nitelemese de diğer dinlerde olan özelliklerin hepsini taşımaktadır. Sadece yeni yeni dinleştirildiği için, din başlığı altında düşünülmesi abes kaçtığından, insanlar evet futbol dini bir nitelik de taşımaktadır diyememektedirler. Belki de  ilk çıktığı zamanlarda dini bir nitelik taşımadığından, insanlara bir din olarak aktarılmadığı için şuan geldiği durum fark edilememektedir. Ama benim gibi dinleri araştıran insanlar, futbolun bir din haline geldiğine şüphe etmezler. Aramızda çıkabilecek tartışma, futbol hangi din grubuna giriyor konusunda olabilir. 

Futbolun bir din haline geldiğine dair birkaç kanıt göstereceğim. Ülkemizde en yaygın din olan İslam ile futbolu karşılaştırarak ilerlemek istiyorum. Ben sadece üç noktaya değineceğim. Daha fazla tatmin olmak isteyenler dinler ile futbolu karşılaştırıp daha fazla delil elde edebilirler.

1) Bütün dinlerin inananları inançlarını anne ve babalarından ya da değer verdikleri kişilerden etkilenerek elde ederler. Ve dinin izin vermediği alanlarda sorgulama yapmadıklarından ömür boyu o dine dair içlerinde bir huzur, bir gizem hissederler. Tabi nadiren de olsa, toplumdan etkilenip din değiştiren, dinleri terk eden insanlar da vardır. Futbol için de durum diğer dinlerden farksızdır. Üç yaşındaki bir çocuğun "Allah-u Ekber" dediğini duyabileceğiniz gibi bu çocuğun "En büyük Fenerbahçe" dediğini de duyabilirsiniz. Oysa heyecanla bunları söyleyen bu çocuk,  ne Allah'tan ne de Fenerbahçe'den yana hiçbir bilgiye sahip değildir. Bu çocuğa ezan dinleterek ezana yönelik psikolojik bir ruh ferahlığı kazandırabileceğiniz gibi Fenerbahçe marşları dinleterek, bu marşlara yönelik bir sempati de kazandırabilirsiniz. "Ya arkadaş, her marş güzel de şu Fenerbahçe marşları bana ayrı bir huzur veriyor" diyen insanların sayısı hiç de az değildir!! Diğer dinlerde olduğu gibi Futbol dininde de belirli bir yaşa geldikten sonra arkadaşları veya toplum tarafından takım tutmaya başlayan veya futbolun gereksiz bir iş olduğunu söyleyen insanları görebilirsiniz. Bir insan namaz kılarken nasıl kendisini psikolojikmen huzurlu hissediyorsa, takımının karşılaşmasını izleyen insan da en az namaz kılan insan kadar çeşitli duygular yaşamaktadır. Hatta futbol dininin taraftarları daha fazla duygu yoğunluğuna girmektedirler. Namaz kılarken ağlayanların sayısı ile takımı gol yedi diye ağlayanların sayısını kıyaslamak bile insanı korkutuyor.

2) Doğuştan itibaren sığınma, bir tarafa bağlı olma iç güdüsü ele geçirilen robot insanlar, büyüdükleri zaman tarafını tuttukları dini sorgusuz sualsiz hak kabul eder ve dinden aldıkları huzur ile o dinin bir askeri olurlar. Bir Müslümanın yanında camiye hakaret ederseniz ne olur? Tabi ki de ne olacağı Müslümanın iman durumuna bağlıdır. Kimi uyarır, kimi saygı duymanı ister, kimi sizinle irtibatı keser, kimi de ağzınızın üstüne geçirir. Aynı şekilde Galatasaray'ın stadına hakaret edin bakalım! Kimi uyarır, kimi saygı duymanı ister, kimi sizinle irtibatı keser, kimi de hançeri boynunuza dolar! Dikkatli olun!! Bir insanın yeni aldığı arabasına küfür etseniz aman cahil der, en fazla sinirlenir sonra gülüşürsünüz mevzu kapanır. Çünkü araba doğuştan itibaren o insanın hassas dürtülerine kutsal olarak gösterilmedi! Ama futbol, tıpkı diğer dinler gibi insanın kalbine, inanma dürtülerine enjekte edildiğinden futbola edilen hakaretler ölümle bile sonuçlanabilir. 

3) Bütün dinler kendi dinlerinin temsilcilerine çok büyük bir saygı, sevgi ve bağlılık gösterirler. Bir şeyhe dokunmak için birbirlerini ezen kalabalık ile bir futbolcuyu hava limanında bekleyen kalabalığın hissettikleri duygular aynıdır. Ünlü bir şarkıcı gelince de bu tür bir durum yaşanır ama din adamlarına ve futbolculara beslenen hisler ile şarkıcıya duyulan hisler aynı değildir. Bu heyecanın farkını anlayabilmeniz için bir dinin aşırı taraftarı olmanız gerekmektedir. Şarkıcıya çok yüksek derecede sevgi, saygı duyabilirsiniz ama şarkıcı sizin manevi açlığınızı tatmin edemez.

Peki futbol dininin zararları nelerdir?

1) Bütün dinlerde olduğu gibi inancı mantığın önüne geçirdiği için gözü kör eder. Afrika'da çocuklar açlıktan ölürken, bir futbolcu için milyon dolarların harcanması gözlerinin ne kadar kör olduğuna bir delildir. Sosyal internet hesaplarında çocuklar için dua paylaşan futbol dini taraftarları hiçbir zaman düşünmezler, bir futbolcuya harcanan para afrikada ki açlığı yok edebilir mi acaba? Düşündüklerini söylerler ama diğer dinlerdeki inananlar gibi Afrikada ki açları görüp futbolcuya harcanan para ile açlık oranını karşılaştıramadıkları için düşünüyor sayılmazlar. 

2) Kendi inançları için birbirleriyle savaşır, sorgusuz sualsiz tek haklı biziz derler. Maç sonrası satırlı ölümler, kavgalar birer delildir. 

3) Hiçbir kazancı ve getirisi olmamasına rağmen, biz onu içimizde hissediyoruz, sizin kalbiniz mühürlü ise bizim elimizden bir şey gelmez. Futbol aşkı herkese nasip olmaz derler. Bu yüzden kendi inançlarına ortaklık edenlere daha fazla değer verip, insanları kutuplaştırırlar. Müsabaka sonrası Fenerli bir grup ile Galatasaraylı bir grubun karşı karşıya gelip küfürlü atışmaları delildir.

4) Her din gibi ilerlemeye, kalkınmaya, aydınlık geleceklere engeldir futbol.

Futbolun zararlarını da saymakla bitiremeyiz. Ben kısaca bahsettim.

Afrikalı çocuklar hatırına, bu dine son verin artık!!!
( Son Yılların En Büyük Dini Futbol başlıklı yazı Ümit Zafer tarafından 26.06.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.