Bir geldin girdin dünyama, mutluluğa boğdun beni ve terk ettin gittin... Sebebini söylemeden çektin gittin. Beni gözleri yaşlı bıraktın keşke böyle yapmasaydın ben sensizde ağlardım sen olmadan da hasretlik çeker yalnızlığımla baş başa kalırdım, ama şimdi bunlar sensiz çekilmiyor gülüm…
Yüreğimi
bin parçaya böldün gittin, zaten senden öncede bin parçaydı alışmıştım, ama
senden sonra çekilmiyor be gülüm…
Sanki
koşarken terlemiş gibi seni ve aşkını terli terli içtim ve şimdi o ayrılığın
ateşi yakıyor bedenimi ömrümü, bugünümü, yarınımı be gülüm…
Derler
ki zamanla her şey unutulur, yeni aşklara yelken açarsın yeni aşklara yelken
açılır da, gönlün içi boşatılmış viran olmuş ise nasıl yeniden neyle
başlanılır, hatta yelkenlinin içi delik paramparça su alıyorsa, yelkenin tüm
yelkenleri param parça olursa hangi limanlara gidilir denize batmadan be gülüm…
Bir
mevsim değil on mevsim geçse de mevsimlerim hep kış, baharlar gelmiyor… Hiç
kimsenin kanatamadığı gönlümü kanattın ve gittin akan kan durmuyor ve gittin
gideli hala kanıyor, sensiz yalnızlıkla baş başa iken günleri hoyratça
bitiriyordum, oysa senden sonra seninle bir ömür boyu mutlu olacağımı sandığım
ömrümü bitiriyorum be gülüm…
Kul
Mehmet seni kalbine yazdı nokta nokta
Silinmiyorsun
gülüm bir adımda bir ömür boyu
Firar
eyledi gönlüm gel ara bul beni bir bakışta
Ne
güzeldi bakışın gönül dilin o saran kolların selvi boyun...
Mehmet
Aluç