Dört harfli iki ırkın kardeşliği üstünde dört mevsim çiçekler aç Zerya!
Mürekkep başı bekleyen, leğen kemikleri örselenmiş yaşlı kadınların avazından
zılgıtlar çaldım sana
Ey Zerya!
Ölülerin dudaklarında yaşayan bir nefeslik hasreti taşıdım kollarımla
Dilleri söz kesiğinden suskunluk akan nehirlere düştüm
Çatır çatır kırıldım ses oldum dimağımda
adın battı us'uma
ruhum acıdı
bağırdım seslice
Kanatlarında düş taşıyan serçeleri ben vurdum
tek el çırpışımla
Su üstünde yürüyen dervişlerin tesbihini çaldım
la notasında
Kuruyan nefesimle küf kustum kar küreyen izbe yeşilliklere
Şehâdet parmağımın iziyle incittim
dikenli tellerin katı kalplerini
Çapraz birleşen ayaklarımdan su yakarışı ağıtlar içtim
Bağdaş kurdum yüzümü toprağa
ve ağladım içlice
Sis çöken dağların kaçak nefesini çekip damarlarıma
Kucağımda beyaz kefenlere sarılmış çocukları özgürleştirdim
Rüzgâr telaşına düşmüş pencere yalakası dallardan salınarak
Gözlerimin perdesinde flemenko gülüşler sahneledim
Kapı dışarı kovulan bir damla su ile hayat bulup
et ve tırnak yazıldım kaderine
Kara şapkalı bulutların üşüttüğü
güneş yanığı kelimelerinin
"Aç"ırkına barış emziren memesini
Aç Zerya!
Bak!
İ ş t e b e n g e l d i m
Muharrem KÜÇÜK
(
Zerya ! başlıklı yazı
kendinol tarafından
20.10.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.