Nüktedan bir o kadar
afakî bir yalıtım
Tümden, dünyadan hatta
kendinden.
Sorgu sual
gerektirmeyen
Ve bir o kadar müphem…
Sığınmışken gölgelerin
soğuk nefesine.
Yaşlardır eşlik eden
yıkım sonrası.
Bedelli ya da bedelsiz
Peyderpey ve münafık
Sayılar, mefhumlar
sorgusuz
Bir içim su şu hayat
denen
Bazen cennet bazen
cehennem.
Tevekkül ederken elden
geldiğince
İhsanıdır duaların
Aksidir yankıların
görmesen bile.
Kural kaide tanımaz
İçinden taşan
Her ne hikmetse adı
gönül
Her sanrıya da etmez
tenezzül.
Kanaatsiz onca insan
Kendi haricinde her dem
sorgulayan
Biraz inatçı biraz isyankâr
Sorumlu hem kendinden
hem gidişattan.
Kula kulluk da eder
yeri geldi mi
Susar ve ağlar için
için
Yalnızlığıdır derinden
sarsan
Zor da olsa inkârı
Yalandır en büyük
günahı.
Zor olmasa gerek
ulaşmak sevgiye
Tutumudur yürek burkan
Uzağında doğruların.
Belli belirsiz bir ışık
göz kırpan
Sadece dualardır yolunu
aydınlatan.
Ne tezahürü mümkün ne
yanılgısı
Duygulardır bizi biz
yapan, kabul.
Ne zaman ki
nihayetlenecek bu döngü
Geç de olsa gelecektir
akıl başa.