O gün ilk defa sakalını batırmadan

Günâha adanmış şarabından içti, koca Zeus
Sabahın ilk ışıklarında,
Koca testinin ince ağzı,
Battal dudaklarına yapışırken
Şarabın içilmeyen kalanı,
Önce kıllı göğsüne yayıldı
Ardından yağlı göbeği derken
Ta mahremiyetine kadar uzanarak 
Sıcacık ,
Aktı da,
Aktı...


Sonra çıplak ayaklarıyla yürüyerek geçti avluyu
Burada Tanrı’lar cirit atıyordu.
Önce anası boğazlanır gibi bir müziği notasız çalan
Kucağındaki lirle Apollon’u gördü
Arkasında öküz hırsızı Hermes’in baygın gözleri
Kendi rüzgar kırallığıyla alay eder gibiydi

Hephaıstos,topal bacaklarıyla Ares’in kucağına yığılmışken
Poseıdon’un avuçları Afrodit’in bacağında…


Zeus, biran midesi bulanarak,durdu
Sonra ”Hey koca şimşeklerin uyuz tanrı’sı” 
Diye söylendi üzgün
Bu kaçık tanrı’larla ne yapacaktı bütün gün,

Oysa dünkü toplantıda resim ne kadarda güzeldi
Yeni şiir tanrı’sının zerafetini anımsadı
Bu biraz olsun iyi gelmişti..
Bunu düşünürken ikinci avluyuda geçti
Sedef mermerde, çıplak ayaklarının uzamış kirli tırnakları
Boz sırtlanların vahşi gözleri gibi parlıyordu…


Ramazan Topoğlu, saf ipekten giysisini boynundan geçirdi
Bugün O’nu yorumların Tanrı’sı yapacaklardı
Dışarıda yağmur Tanrı’sı Zavor bulutlara su taşırken
Yıldırım Tanrı’sı Peretlon, şimşeklerini salarken
O, ham ipekten transparan kumaşıyla
Yontulmuş kayadaki aksine baktı..

Şöyle bir döndü etrafında, salınarak, edayla
“Parlak kaya,parlak kaya, söyle bana” 
Demedi,
Amma ;
Kayanın söyleyeceğinden fazlası vardı, karşısında….


Anonsu gene rüzgar Tanrı’sı Hermes yaptı
“Şiirlerin Tanrı’sı” Derken eliyle kapattı ağzını
Ana Tanrı kraliçe Hera gülmeden edemedi
Dünkü toplantıda olduğu gibi, bugün de
Bu Hermes belli ki sarhoştu gene…..


Şimdi bir anda sessizlik koyulaşmıştı
Uzakta vadinin en tepesinde
Bayır Tanrı’sının kesikli soluk öksürüğü duyuldu
Kısa ama balgamlı bir öksürüktü bu
Zavallı Tanrı üç gündür geberiyordu…


Hermes salonda toplanan Tanrı’lara dik,dik baktı
İki günde iki anons fazla gelmişti
Bunu tek Tanrı’ya yüklemek adaletsizlikti…


Ramazan Topoğlu, kalın mermer sütunun arkasında
Son anda çıkabilecek aksilikten korkarak hayıflandı
Bu Zeus’a aslında başından beri güvenememişti
Hermes’se desen, salağın tekiydi……


Derken gong bir kere daha çaldı
Güneş Tanrı’sı topuzun başını kopardı
Hera ana gene kıs kıs güldü
Bunu gören şiir tanrısı da güldü…


Sonra Hermes o kalın tok sesiyle
Elini bizim Ramazan’a doğru uzatarak
“Huzurlarınızdadır yeni yorum Tanrı’mız ,
Ekmek Tanrı’sı Balkavina’nın oğludur O
O’ki Ramazan Topoğlu'dur O “
Derken ;
Yeni yorum Tanrı’sının heyecanı
Gerdeğe giren damatlar gibi
Beyninin en ince kıvrımlarına kadar sıçramıştı…

Vedat DÜNDAR

( Ramazan Topoğlu Dostuma başlıklı yazı Vedatdündar8 tarafından 15.08.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.