Şiir alfabesine şair harflerine aşk
mürekep hecesine kalem kelamına aşk  .

 
Kabul etmek gerekir ki hiç şüphesiz tarihimizden bu zamana kadar
geleneksel anlamda öz şiirimiz hecedir
kimilerine göre hece şiirin
belirli kelimeler arasında kalması

özgürlüğün kısıtlanması anlamı taşımaktadır

acizane kendim adıma demeliyim ki,
her aklıma geleni mi dilimden söylesem değerlidir

yoksa kalbimde yoğurup aklımla pişirip

dilimde terbiye edip öylemi söylesem daha değerlidir

ve ya ..mürekkebi kalemimden söz eylemiş olsam
özgürlüğümün değeri nerde ne kadar verim katar acep

 

şiir türlerinin çokluğunu az çok şiir severler bilir
genel olarak bilinen en çok yazılım Hece, Aruz, Serbest diyebilirim
aruz ve hece şiirlerinde ölçü ahenk ritim tuttura bilmek maharet ustalık ister
şüphesiz ki serbest yazılarımız şiirlerimiz her biri ayrı bir değerdir
lakin hece şiiriyle bir terbiye içinde bütünleşecek değer kazanacaktır
belki bu sözüme kızanlar olabilir ki ben dahi hece üzerine yazılanlara gıpta ile bakarken
her ne kadar bu konu da yetersiz kalsam dahi israrcıyım bu fikre
bir fark varki demeden önce genelde aynı konularla süslenmiş sözlerin
geçmekte olduğu aradaki incelik farkını keşfetmemiz lazım
akıl zeka bilgi emek verim kabiliyet şiir şair kullanmanın yolundan geçer

hani cümlelerle de anlatılabilinir ya
farkındalık farkındalığın farkındalığını
cümle yeterliyse hecelerimi kurmaya
neden heceyle anlatayım cümlelerimi


şair hece kolaycılığına veya tekrarcılığına da kaçmamalıdır
hece yazıyorum diyen şair aruz hece sanatına ayak bağı olmamalı
saray şiiri deyip günümüz aruz şiirlerini beğenmeyen
has türkçemin farkındalığını çözemeyenler olmalı
her manasıyla ustasından yazılan aruz şiir sevenlerine damak tadını mutlaka verecektir

 

kelimeler savaşında harflerimin hali
esmeler eşmesi işveler ezmesi halim
halinaz halsizliğime halsiz halinaz hal
aklın susamış yorgunluğu zavaline naz

Divan edebiyatı Osmanlı imparatorluğunun en yaygın edebiyat türüdür
özellikle xıx.yy.ın ortalarına kadar en dönüm noktasını yaşadığını biliriz
Tanzımatla birlikte Türk edebiyatının batı edebiyatına geçişleriyle
ancak tarih sayfalarında ismi kalmıştır

günümüzde unutulamamış unutulmaya yüz tutmuş kendi kurallarına
uygun özgün bir dille yazanlar azınlıkta olsa da
ancak bunlar dönemin aydınları tarafından anlaşıla bilir hale gelmiştir

şunu da kesin kesin söylemeliyim ki divan edebiyatı denilince akla gelen aruz olmaktadır
yani belli düzen kural ölçü anlamıyla vs…uzunlukları değişken olabilir
Türk şiir aruzuna Arap İran şiirinden geçtiği bilinir
divan şiirini anlamak için önce Arap ve İran dilinide bilmek gerek
dönemin divan şiirinin ustası Fuzuli’ buna bir örnektir

 

küllenemeyen külhan küllüğünün külhanı
kavuğundan ateşli kabuğundan nasırlı
yarasından yaralı yüreğinden hasırlı
aşkdan aşka batık anıtsal azıt hasarlı
işte o, işte o, aşka aşk yazdıran anıt

“Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz.
Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.
Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi,
hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir. “
                                                                         Mustafa Kemal Atatürk

 

Türk Edebiyatı dünya edebiyatının bayrağıdır ki ;
Cumhuriyetle birlikte tüm dünya bunu kabul etmiştir
artık bilinen bir gerçek daha vardır ki ;
kabulu reddi asla mümkün olmayan buda
İstiklal marşımızın “Fe i lâ tün / Fe i lâ tün /Fe i lâ tün /Fe i lün”
kalıbıyla aruz ölçüsüyle yazılmış olmasıdır
aruz edebiyatına başarılarıyla pek tabi hepimizin bildiği
Muallim Naci, Tevfik Fikret, Yahya Kemal Beyatlı
Mehmet Akif Ersoy ve sayılmayacak değerli şahsiyetler iz bırakmıştır

 

 

yapaylıkdan sıyrılmış duruca doğallığım
aman dikkat et kırılmasın can kavonozum
görmek için değil güneşimin güzelliği
içi dolu olsun değerlerimdir gerçeğim

son sözüm odur ki şair dünyası şiir yürekli tarzını bilenlere
doğmuş doğmamış doğacak doyumsuz doğanın doğuşuna
duygu yoğurması doyumsuz doyumlu duyurma sesine
hissettirmesi hissetmesi hissi hislerin hislendirmesine
yaşanan yaşanmayan yaşanacak yaşanacaklarına
iç sesin, eş sesin, es sesin, kuş sesin uçuşlarına

 

hangi dünyadan seslenmek istiyorsa
bırakalım Türkçemin has güzelliğine
özgürlüğün az ve öz yazılımıyla
aruz hece lirik kafiye selbest
öylece gönlümüze eslensin
ama illaki şair şiir denizinde
sevgi diliyle seslensin

“Hakkımızda devlet etmiş fermanı
Ferman padişahın dağlar bizimdir”
                                        Dadaloğlu
Gülay GÖKTÜRK

( Şiir Şair Aruz / 2 başlıklı yazı GöktürkGülay tarafından 19.02.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.