Büyük bir karanlık çökmüştü insanlığın üzerine. Cehalet, egemenliği elinde tutarken bunun sonucunda zararlı alışkanlıklar ve şeytansı bir yaşam tarzı muamelata hakim olmuştu. İnsanlar kız çocuklarını diri diri toprağa gömüyor, kadınları satılık bir mal gibi kullanıyorlardı. Kabile kavgaları yüzünden binlerce insan hayatını kaybediyor, içki gibi zararlı alışkanlıklar sıradanlaşmıştı. Üstelik insanlar kendi elleriyle yaptıkları taşlara ve yiyeceklere tapıyor, sonra da acıktıkları zaman o yiyecekleri yiyorlardı. İnsanoğlu dünyaya geliş amacını unutmuş, dünyada ebedi kalacakmış gibi dünyalık davaların peşine düşmüştü. Kısacası cehaletin korkunç suratı bir aynadan yansıyan ışık gibi insanların kalplerine yansıyordu.  
 
 
Evet, alemlerin Rabbı olan Allah hiçbir zaman kullarını yalnız bırakmamıştı. Ahiret yaşamını kazanabilmeleri için daima onlara peygamberler ve kutsal kitaplar göndermiştir. Şüphesiz ki yüce Allah, karanlığın çöktüğü yere mutlaka bir güneş yollardı. Ve yine büyük bir karanlık hakimdi insanların kalplerinde. Ve yine bir güneşe ihtiyaç vardı. İnsanlığı büyük bir uçuruma düşürmeye çalışan karanlığı giderip, hakkın varlığını tebliğ ederek kararan kalplere ışık tutmak için Hicri 571 yılında, Rebiü'l-evvel ayının 11.ve 12. günleri arasındaki gecede ardına aldığı melekler ve mucizelerle birlikte bir nur inmişti semadan. Evet, o gece alemlere rahmet olarak gelen sevgililerin en sevgilisi Hz. Muhammed (s.a.v) doğmuştu. O gece, cehaletin bütün karanlığına inat ışıl ışıl parlayan bir kandil yanmıştı gökyüzünde. İşte sevgili peygamberimizin doğumuna Arapçadaki karşılığıyla Mevlid Kandili ismini vermişlerdi İslam alimleri. Çünkü o gece bütün insanlığı aydınlatacak bir kandil alevlenmeye başlamıştı.
 
Mevlid Kandili, peygamberimizin ölümünden yaklaşık üç dört asır sonra yaşatılmaya başlanan İslam toplumlarınca sürdürülegelmiş bir adettir. Yani Mevlid Kandili, Kur'an ve hadislerde yoktur. Ama Müslümanların birlik ve beraberliğine katkı sağladığı için, peygamberimizin doğum gününü yıllar sonra topluca kutlamamıza vesile olduğu için, insanları kardeşlik duygusu içinde bir çatı altında beraberce ibadet yapmaya teşvik ettiği için ve İslam'a herhangi bir zararının olmadığı için bu adetin devam ettirilmesinde bir sakınca görülmemiştir. Diğer kandiller gibi Mevlid Kandilini de dünyadaki bütün Müslümanlar tek çatı altında, kardeşlik duyguları besleyerek kutlayabilirler. Sonuçta yaptığımız şey sadece peygamberimizin doğum yıl dönümünü kutlamaktır. Tabi bu kandillerin zorunlu olmadığını ve Kur'an ve sünnette bulunmadığını bilmemiz gerekir.
 
Mevlid Kandilini nasıl değerlendirmeliyiz? Bir yakınımızın doğum gününü kutlarken ona en sevdiği şeyleri alarak veya yaşatarak ona hediye vermeye özen gösteririz. Onun doğmasından memnun kaldığımızı, Allah'ın onu bizimle yakın kıldığından hoşnut olduğumuzu hatırlatmak için doğum günlerini İslami ölçülerin dışına çıkmayacak bir şekilde kutlamamızda sorun yoktur. Mevlid Kandili de en çok sevip, değer verdiğimiz, onun ümmeti olmaktan gurur duyduğumuz sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed'in (s.a.v) doğum günü olduğu için bu günde onu mutlu edebilecek davranışlar sergilemeliyiz. Mesela diğer günlere nispeten bu gün onun için daha fazla salavat getirebiliriz. Bizim ibadetle meşgul olmamız onun hoşuna çok gideceğinden, Allah rızası için bugün ibadetlerimize daha çok ağırlık verebiliriz. Müslüman kardeşlerimizle bir araya gelip, kardeşliğimizi pekiştirecek dini ve ilmi sohbetler yapabiliriz. Nefsin arzularına daha iyi bir set çekebilmek için bu günü oruçlu geçirebiliriz. Ahirette Allah'ın ve peygamberimizin karşısına bu günahlarımızla çıkmaktan utandığımız için geçmiş günahlarımız için af dileyebiliriz. Camilerde veya evlerimizde Kur'an okuyabiliriz. Kısacası başta Allah rızası için ve peygamberimizi mutlu etmek için ibadetlere ağırlık verebiliriz.
 
 
Yazıyı özetleyecek olursak, kandiller Kur'an ve sünnette geçmiyor olsa da, İslam'a zarar verecek bir özelliklerinin olmamasından dolayı, hatta tersine insanların birlik ve beraberlik duygusunu arttırdığı için, peygamberimizi hatırlamamıza vesile olduğu için, topluca ibadete yönlendirdiği için bu kandillerin zorunlu olmadığını bilerek kutlayabiliriz. Asla Allah ve peygamberimizin emirleriyle bir tutmayarak, Müslüman alemine bir bütünleştirici etkinlik olarak sevgili peygamberimizin doğum yıl dönümünü kutlayabiliriz.
 
Hayırlı kandiller... 

( Mevlid Kandili başlıklı yazı Ümit Zafer tarafından 1/12/2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.