Demek gideceksin
ihtiyarlığımı görmeden mi
bir tek sesine ihtiyaç duymadan
cuma'dan cuma'ya damatlığımı sevmeden gideceksin
ardımdan
''gelirken misafir getirmeyi unutma bey'' !!!
demeden
gideceksin öyle mi?
Tükürük gibi savurup dudaklarından vedayı
korkaklığımı terleteceksin avuçlarımda
boğazıma kadar senliğe batmışken
babayiğit bir kabus doğurup düşlerime
vicdansızca çekip gideceksin öyle mi?
Demek gideceksin
teslim edip sarı başakları asi rüzgarlara
ekmeğe uzanan besmeleyi günah ile dövecek
bir de sıkılmadan bileğini bükerek sevdanın
taze ayrılık kokuları süreceksin duvarlara
sessizce çekip gideceksin öyle mi?
Demek gideceksin
siyah mayalar çalıp mavi gökyüzüne
geceye eza edecek
gündüzlerin kul hakkını yiyeceksin
tatlı su balıklarını tuzlu okyanuslara atacak
sendeki beni herkesteki birinde unutup
bıkmış halde çekip gideceksin öyle mi?
Demek gideceksin
söyle şimdi kaldırımlardan kimler kaldıracak beni
hangi sokak köpeğinin zehirli havlamasında
bölünecek uykularım
bir zamanlar dudaklarında dalgalanan ismim
hangi ayyaşın ağız kokusunda boğulacak söyle
Söyle şimdi
hangi duvar isyanımı saklayacak
kaç eşkıya söze dayanacak sokaklar
hangi mahallede kabul görecek divaneliğim
kaç acıyan bakışta sahnelenecek perişanlığım
kaç musallada talihini arayacak üşüyen bedenim
yüreğime aşk kefeni giydirmeden gideceksin öyle mi?
Demek gideceksin
söyle yıldızlardan çizdiğimiz kalplere
kimler sahip çıkacak
Kimler kahrolası bileklerime dur diyecek
ölü satırları eşerken
Kimler konacak merhametime
o çok sevdiğin salatanın suyuna
kimler lokma banacak
Hangi kulak dinleyecek günahsızlığının tekmelerini
söyle hangi yaban çarşaflara dökülecek mutluluğun
kimleri ısıtacak ellerinden rengarenk kazaklar
damağıma tadını bırakmadan gideceksin öyle mi?
söyle
Demek gideceksin
yüzümdeki eğreti mutluluklarıda al
sahtesi bile kalmasın f tipi gözlerimde
bir tek uçurum çiçeklerini bırak can kenarıma
yoldaş olsunlar bana hayat savaşında
neresinden tutunabilirim hayatın bilmem ama
bir umut kuytusu bulur
kıvrılırım yanı başında
Demek gideceksin
bari gelişlerinin ayak izlerine basmadan
usul usul git
iki suyun başında 'Hızır' gücenmesin
adımların yanmasın ardındaki cehennemlerinde
hem bu veda da senden hediye olur fena mı
gözüm gibi bakar
ömrüm boyu gözyaşımda saklarım
Ama
ama dur biraz
son bir defa bak gözlerimin içine
söyle bana
gözlerimdeki yeşil mi aldattı seni?
benden vazgeçmenin zamanı mıydı şimdi
kan çanağı gözlerime bak ve halime acı
gitme
bırakma beni bende yabancı
beni tırnakladığım izlere mahkum etme
kendimden bile aciz kalırım
yenik düşerim ayrılığa
gitme
Gitme...
15.11.2013 Muharrem Küçük
(
Demek Gideceksin... başlıklı yazı
kendinol tarafından
18.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.