1
GARILARIN İNTİKAMI
_Güllü
gelin gızzzz,
Gızzz
duymeyon mu beni?
Du
biyo bi gııı!
_
Anaaa. Hatça Hanım De’ze.
Eğer
duymamışım, gusura bakma gari emi?
_
Nahanda gız Güllü, ne gulak vamış sende haa!
Daaa
nerden beri ünleyon seni.
Bu
gada çığırmalamı duymadığına göre va, sende bişeler.
Hele
de’ve baken neyin va?
_
Gel huraya oturam da soluklan acık baken, anladıveren sonra sene.
_Merakdan
öldürcen mi beni, de’ ve gari noldu gı?
Yoksa
gocan gene bi haltla mı yedi?
_
Ya a gı, bu sefer gacamın gabahati falan yok.
Bak
anladıveren de dinle.
_
Demin sütleri verdikten sonra dolapçı Osman’a,
Eve
geldiydim, televizyon açık galmış.
Ganalın
birinde, cıbıkdak garıların şarkıları çalıbduru.
Gözüm
gayıvedi. Garıların vücutlarını seyretmekten,
Şarkıyı
markıyı duymamışım.
Neyse,
fırıldak gözlü bi garı va’dı sahnede.
Şarkının
ortasında oynamaya başlamasın mı!
Bi
oynadı, bi oynadı, oynamadık yeri galmadı garının gı.
Zaten
üstünde bi gıdım fistanı va’dı,
O
fistan da garıya dayanamadı, addı kendini yere.
Galdı
mı garı, bi donlan, o gada milletin içinde.
Netceni
şaşırdı da sibek gibi galagalmasın mı!
Tam
o sırada benim herif girdiydi içeri.
Netcemi,
ne decemi şaşırdım galdım.
Ellerini
galdırdı da havaya, bi başladı ünlenmeye.
_”
ulan cavurun garısı, bi hu garı gibi olamadın!
Elalemin
garılarında vücut va, ağızlarında ses va, göğüslerinde ben va.
Dırnaklarında
boya , gözlende sürme va.
İki
de dönüyola meydanda.
Garılan
bile adamlar gibi ağızları açık galıyo.
Ya
sende ne vaaa?
Pabuç
gada bi dil ağızda,
Eğri
bi burun gara suratta,
Nereye
getceni bilmeyen iki bacak,
Bi
de yetmeyomuş gibi goca bi gaba.
Offfff,
offfff….
Goca
Rabbımdan gözel garı istedimdi.
O
da gönderdiydi amma, ben seni aldım.
Eyi
halt ettim aldım da!
Offff,
offff, sen Rabbımdan geleni gönderisen,
Yatasın
iki garış galan yatakta.”
_
Ya Hatça Hanım De’ze…
Hu
boya gutusuna düşmüş garılar yüzünden,
Benim
herif açtı ağzını, yumdu gözünü.
Bi
sölendi, bi sölendi.
Emme,
gocamda gusur bulmeyon ben.
Et
gösteriveriyo garılar,
Bizim
adamların ağzı bi garış açık salyalanıyola.
Netsinler
hindi, dedim ya, benim bile gözüm gaydı da alamadım kendimi.
Bi
de mahsustan mı düşüyo bu yarım fistanları, bilemedim gari.
İşte
böle, Hatça Hanım De’ze.
Bu
cıbıklak garılar girelden beri hayatımıza,
Herifler
bizi mizi beğenmez oldu.
Bi
de bek ağır gonuştu ya, göcüme getti.
Ben
evlendiğimde gözel değil miydim?
Dört
çocuğu başkası mı doğuruvemiş?
Hem
bene de veseler o gada boya,
Onlardan
gözel olmazsam ondan sonra.
Hani
bi laf va ya, “gırkından sonra azanı, teneşir pakla” deye.
Gorkuyon,
benim herif de varacak sonunda, “garı garı” diye teneşire.
_
Üzülme gız Güllü, bi ders vermenin vaktidir gayri.
Hindi
toplayam köyde ne gada garı va’sa.
Gidem
kasabaya, alam gutu gutu boyalalan, yarım fistan.
Geyip
çıkam köy meydanına.
Bakam
bizi ö’le görünce, gene o garıları örnek verip durcekle mi?
Ne
de’sin ha Güllü?
_
Tamam Hatça Hanım De’ze, hadi hemen gidelim.
Böyün
kasabanın bazarı da va nasıl olsa.
Hakikatli
bi ders verem hunlara.
Sonra
da bakam, ağızlan suyu guruycak mı?
Acık
cilve ettik mi, acık da asi gelip gaçtık mı,
Bi
daha zor söleniler.
Eeee,
ne demişle?
Garının
Fen Bilgisi, erkeğin, Kimyasını bozar.
Elvin
ELVİNCE
(Denizli,
Acıpayam Ağzı, 2008)