Resimlerde gördüğüm saat kulesi içim gibi yalnız bu akşam. Dışı gibi kalabalık etrafım, içim gibi yalnızım.  Etrafındaki kaldırım taşları çığlıklarını saklıyor gözlerimde. Ağaçların gözyaşları ha aktı ha akacak. Öyle derinden bir hüzün bulaşıyor kaburgamın sol tarafına.


  Binaların benizleri solgun görünüyor, kimse konuşmuyor bu akşam benimle. Soğuktan kızarmış bir burun mu tek derdim yoksa yalnızlık mı? Kimsenin gözleri senin gibi bakmıyor, anlasana! İçim saat kulesi gibi, dışım kalabalık…


  Denizin kokusunu getiriyor rüzgâr, tenime karıştırıyor. Dilime serenat yapan suskunluğum, kalemimi yüceltiyor bir anda. Döküyorum beyin çuvalından cümleleri beyazıma. İçimde saklı kalmış melankoli gülüşler belli belirsiz gülüyor yakından yakına. Uzaklıklar bana göre değil. Bir aşağı bir yukarı dönüp duruyor yalnızlık. Kime sorsam aptal aptal aptal yüzüme bakıyor. Sessizliğin nicesi bürümüş her yanımı.


  Başımı kaldırıyorum gökyüzüne, bu kentte yıldızlar bile küsmüş sanki bana. Gökyüzü siyahını giyiyor ben baktığımda. Üşüyorum… Kaldırım taşlarına düşürüyorum gözlerimi. Karıncalar evlerine çekiliyorlar.


   Evet evler…

  Bir sıcak yuvaya hasret hasret bulaşıyor, sıcak bir tas çorbaya, küçük bir sohbete…

  Gitmek istemiyorum.


  Biliyorum güçlü durmak zorunda insan ama nereye kadar? Gözyaşlarıma bulaşmadan güz yaşlarım, gitmeliyim. Umut beni bekler.


İzmir’in Saat kulesi yalnızlıkları/ İsmail Mancar

( İzmir İn Saat Kulesi Yalnızlıkları başlıklı yazı bymancar tarafından 7.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.