“Giden gider izi kalır

Ardında gül yüzü kalır

Muhannet dem aralığı

Avazında sözü kalır…”

 

Yüreği sarılı kına kuşlarına

Bugün ötün diye son çağrım

Biliyorum susmaz dilim

Ayaklanan tezeneler

Kırşehir/Çiçekdağı

Gelin tarlaları kuru

Sevme çağı geçti

Kara kuru derili

İnsan suretleri

Dilimde

Çözülen

 

Ayrılık ar gelmez

Yoksul duvarların

Ölüm ardı yollarına

İncinen bir ruhun

Ardına saklı anılar

Felek boyun bükmekte

Savaşmak vardı sonra

Son nefesin ardına kadar

 

Endamı süslü sevdaya

Nice sözler zor gelmez

Zor olan belki de

Zamansızlık…

 

Çözgüsü sökülen

Saatlerin yelkovanı

En verimli çağında

Nasıl terk eder insan

Avuçlar dolusu kaderini

 

Adını sen koy!

Bu zamanda sanatına yüz çevrilen

Kocaman çınarların ardından

Akıtılan bir dirhem yaş niye

Anlamadan anlaşılmak yok

 

Şimdi;

Bir köşede gün doldurma saati

Maziye gömülen anıların

Acıtsa da selamında

Bir saz gölgem olsun

Dut gövdesinden

Avurtlarıma…

 

Kıraç bozkırlara serptiğim çiçekler

Elbet tomura döner bir gün

Zahide bozlağında bir ölüm…

( Bir Ayrılık Bir Yoksulluk Biri De Ölüm başlıklı yazı prens tarafından 27.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.