Perakende hayatları vardır hani insanların. Küçük ambalajlarda, paket  paket. Oysa ki toptancılık, eyyamcılıktır  asr-ı sefahatte.  Davulu nümayişçiler çalar; zurna oportünistlerde… Her neyse azizim. Yalnız çatal dilli cümlelerle yazılmaz, yabancısı olduğumuz hayatın alt yazısı.

 

Birer birer çıksa herkes kendi hayatından ve izlese kısa metraj filmini… Birkaç alt yazı ve birkaç film başlığı.

 

Haydi öyleyse motuuur:

 

-Bu ettiğin erkekliğe sığar mı he? Bu ettiğin erkekliğe sığar mı Recai!

 

Ne diyon gız, gecenin bi vakdi mır mır dır dır vır vır… desibelini ayarla da öyle gonuş benimnen!

             

-Ha şimdi öyle mi olduk Recai! Kaç kere söyledim sana ben manikürlü erkek istemiyorum diye!     

 Ellerdeki maniküre bak şu çıkan sese inat.  

Fakat Recai başka, genç kız mı oluyor ne?

 

-Gız sus, sümüklü Şerife / Gız benne tonel geçme / Filme alt yazı yazıyoz şurda / Aşkımı traş etme

 

Şerife’nin sevgisini avans olarak veren gözlerinden eser kalmamıştı. Artık aşkları ozon tabakasını bile delebilecek kimyasal tepkimeler içeriyordu. Recai titrek ellerini usulca cebine götürerek süzgün bir ifadeyle derinden bir iç çekti. Aniden çıkardığı hesap makinesinin soğuk tuşlarına dokunurken 2011’den 165 artı 2012’den 215 eşittir 380 gün oldu bugün hariç, dedi. Ardından ‘Lan manyak karı, tam 380 gündür katla…’

 

Kestiiik kestik.

Bu da çok sürrealist mi oldu ne? Her neyse azizim filmimizin adı ‘Beni iplemiyorsun’ olsun ki bundan bööle iplesin  herkes birbirini.

Her insanın bir ekonomik dünyası vardır. Pek tabidir ki bir de dünyanın ekonomisi. Kişilerin ekonomik dünyası da dünyanın ekonomik kişiliğine bağlıdır aslında. Zenginler vardır, zengin oluncaya kadar komünist olanlar. Bir de dalkavuklar. Film üç kişi arasında geçer annıcaanız.

 

Oynatalım azizim motuur:

 

Dalkavuk söyledi: Hey gidi Osman Ağam beyim, eline  kopterine kurban olayım senin. Yerleri ve gökleri delen adam Allah sana daha çok yatlar katlar avratlar versin. Ta ki soy soylayasın, boy boylayasın.  Osman Ağam söylemiş görelim ne söylemiş:

Boş laf söyleme bre itim dalkavuk

İtim ile bir yalakta bulaşığımı içen azgın dalkavuk

Altımdaki porşeyi ne översin

Kapımdaki elikopterim kadar gelmez bana

 

Herkes çarık giyerken Osman Ağa ceket giyerdi. Herkes gavurun mahallesinde satarken salyangozu, Osman Ağa Müslüman mahallesine giderdi. Kimseler anlamazdı 12 takside salyangoz ne demekti. Osman Ağa ‘ Taksitle ver dünyayı yer bu millet!’ derdi.

Üstelik visa kartına da cırt cırt çekerdi.

O günden sonra Osman Ağam ceketinin içine bir de yelek diktiriverdi.

Zengin oluncaya kadar komünist olan Servet, sövmüş söylenmiş, görelim ne söylenmiş:

 

Anasının rahminde babasına kıçını dönen Osman

Akça koyun gördüğünde iliğini emen Osman

Ak ayran dökülünce şapır şupur içen Osman

Elleri bağlanmış gördüm yurdumu her yanı düşman altında

 

Osman pek oralı değildir aslında, utanma belasına mıdır vergiden düşürme hatrına mı bilinmez, Osman  okul yaptırma sevdasında.

Osman Ağam söylemiş görelim ne söylemiş:

 

Bre meteliksiz, akılsız Servet!

Bre kanlı ırmaklarda boşa kürek çeken Servet!

Muhtaç olduğun kudret
Damarlarında israf olupduruu Servet!

 

Kestiiik, kestik.

 

Bu da çok faşizan mı oldu ne?

 

 

 

 

Sönmez KORKMAZ

( Müslüman Mahallesinde 12 Takside Salyangoz başlıklı yazı SönmezKORKMAZ tarafından 7/15/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.