Hüznüm eskimiş kederleri tamir ediyor,

Erken emekli edildi mutluluklarım.

Dünyayı daha geniş yaşama arzusuydu.

Boyumdan küçük işlerle uğraşmama endişem.

Elimde ki nasırlaşmış kraterlerden giriyor ağrıların

Sol yanım gark olmuşken en hizasız gözden düşmelere

Şehir kalabalıklarında yitiriyorum sevdamızın cesedini!

Senin yüzünde ki renkleri çiziyorum bozkırlara

Büyük olacak gidişim

Ucuza pazarlanmış sahneye yer yok filmimde

 

Sevda kusuyor bu şehir

Duygu karmaşasında unutuluyor içinde ki benler.

Ölürüm der gibi bakıyorsun gözlerime

Yazık…

Uçurum olmasaydı adımız

Sığabilseydik dünyanın engin kollarına

Aykırı kalmasaydık dost bildiğimiz sıra dağlara

Provoke edilmiş mevsimlerde bile yaslanırdık aşka!

Bilsen bu kaçıncı ihlal yüreğimin kara sularında…

Yine yunuslar götürür sandık bizi

Yalanın bulaşmadığı sığ kıyılara

Bu son seferim göz çeperlerinde

Morfin etkisi yaratan entrika dolu sevişmelerin sunağı kapalı

Hiçbir gam paklamaz silueti çalıntı dudaklarını!

 

Gece hunharca işlenmiş cinayetlerin iç güveyisiydi

Senin yüzünde bir kırlangıcın özgürlüğünü hissettiğimde.

Şimdi sokağım fesleğen kokmuyor sevgilim

Saklamaya tenezzül bile etmiyorum sararan dişlerimi.

Dar yapılmış birer hücre bu şehrin sokakları

Bu yüzden borç sayıldı derinden aldığım her nefes.

Ömrümü kundaklaman dışında

Başka komplolar beklerdim yüreğinden.

Bulaştırdığın duygusal bir enfeksiyona

Sarılsaydım şöyle sıkı sıkı

Az kalırdı kelimelerimle yonttuğum sabır taşı!

 

Bilirdim…

Üşümezdi yalnızlık, donmazdı!

Yalnızlık kudurduğu vakitlerde

Kök söktürürdü aşka.

Ey yapraklar ardında buruşan gülüm

Dar zamanlarımı boş vermişliğim gelir aklıma

Sevda kırıntılarım sahil kasabalarına döküldü

Belki bir çocuğun kumdan kalesinde canlanırlar

Sıkıla beni namlundan çıkacak son kurşuna

Gönlün tetikte olsun…

 

 

Hadi gel yine de…

Kaçalım bu geveze şehirden.

Yaban kokulu kasaba,

Belki dağların doruğunda tek göz bir oda!

Bir de aşk tuttururuz uçurumların ucunda

Efsaneye boyumuz yetmez.

Bilirsin;

Toz pembe başlasam da,

Sonunda kan tükürür yüreğim.

 

 

Yoksun(L)luğuma…

 

KmL.FrK

( Zamana Çalınan Masallar başlıklı yazı Toprak tarafından 11.05.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu