Gidişinin Şarkısı İçimde
Yaşam kayıp giderken avuçlarım arasından, saklı kalan düşünceler birer birer düştüler aklıma, tavan arasından.

Sakladığım "çocukluğum, gençliğim, mutluluklarım" çıkıp geldiler, hesap sorarcasına oturdular karşıma. Üzerleri tozlu. Üfledim, elimin kenarıyla itekledim tozları, birer birer çevirdim toz yutmuş sayfaları.
Tozlu rafları çevirdikçe cilveleşiyor kelimeler buse buse yanaklarımda.

Mehtabın denize yansıması tıpkı "sen" işte karşımdasın.

Kucaklaşabilmenin hasretiyle, vurdukça semadan yere mehtap, mavi gözlerinde yanıp tutuşan kor ateş, yüreğime saplanmış oklar gibi kırık, dökük hayatım.
Oysa dinerdi tüm acılarım senin gözlerinin ışıltısına baktıkça ve yüreğin yıldız yıldız parıldarken bana, senin el değmemiş gül kurusu dudakların gibi kızarırdı yanaklarım karlı dağlara inat ve nispet yaparcasına.
Güneşli bir havada masmavi gök yüzündeki bulutları hep kışkırtırdı gülüşlerin. Dağların üzerine düşerdi bulutlar gibi süzülüşlerin. Nar kırmızı dudaklarına uzanırken dudaklarım, dinerdi tüm acılarım. Bir düş olurdu başını omzumun üzerine düşürüşün. Dalga sesleri gibi engin, dingin, berrak nefesin ve sesin. Kulaklarımda çınlar her daim.

Sen gök gürültüsü arasında parıldayan ışık süzmesi, sen piramitlerin gizemlisi, sen derinliklerimin uçsuz bucaksız hüznü, sen sevincim, kederim, mutluluğum. Akşam olduğunda dağılan bulutlar gibi hüzünlerim dağılırdı her bana gelişinde. Nefesimi nefesime katardın, terim terine...

Mutluluğun resmini çizerdim yıldızların içine. Saçlarına yıldız tortuları bulaşırdı, alnında geçmişin derin izleri, gözlerinde geleceğin parıltısı, ellerinde şefkatin belirtisi, dudaklarında ateşin simgesi. Kollarımda bırakırdın ateşten bedenini, bulutun kendini rüzgarın kollarına bırakması misali.

Korkuyorum biliyor musun? Elimi uzatsam bir dolunay gecesi. Kim bilir belki gelmezsin baharın gelişiyle, hüznüm olur yağmurlarını boşaltan bulutlara benzer gözlerim. Kulaklarımda çınlayan piyanonun heyecan verici sesiyle gözlerimi yumduğumda; kemdandan çıkan hüzün dolu müziğin ritmiyle kadehimdeki şarabın kekremsi, ekşimtrak tadının verdiği acı içinde, tatlı hayallerim olursun diye korkarım.

Kara bulutları sevmem. Kara bulutlar kara sevdalar demektir. Kara sevdalar ise hasret. Hasret ise seni koklayamamak demek. Seni koklayamamak, senin sohbetinin şelalesi altında yıkanamamak ahh ne hezeyan verici, kahredici duygusal çöküş demek. Oysa sen konuştukça dinleyesim gelirdi, hiç susma isterdim, daima konuş, hep konuş. Bir tılsım gibi çıkardı sesin. Kulak memelerimden, yüreğimin en ince yerine değen. Ağzından bal damlar, yüreğimi okşar, gökyüzündeki yıldızlar misali yol olur, yolak olurdu bana ve ben bir kez daha severdim seni mehtaplı gecelerden sabahlara.

Seni bir arıya benzetirdim. Arılar tek çiçekten bal almayı sevmezler. Her daldan biraz keyif, biraz keder, biraz neşe, biraz hüzün, biraz mutluluk, biraz mey alırlar. Aldıkları tat ile hazzın doruklarına varırlar. Sen de öyleydin be gülüm ama ben yine de seni severdim. En çok, en çok da dostluğunu, sırdaşlığını, boş vermişliğini, hayatla dalga geçişini, dans edişini, eteğini salışını, saçlarını savuruşunu, gülüşlerini severdim. O derin, o içten, o kışkırtıcı gülüşlerini. Bilirdim ki her ne olursa olsun omzuna yaslanacağım bir yastığım, gönlüne değecek bir trambetim vardı. ve "SEN" vardın. 
Oysa "Bilmezdim kelimlerin kifayetsiz olduğunu seni tanımadan önce" ve gidişinle kahrolacağım o geceyi.

"Sen" deyince en çok sevdiğim şarkı gelir aklıma "gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar/ yeryüzünde sizin kadar yalnızım/ bir haykırsam belki duyulur sesim/ ben yalnızım/ ben yalnızım/  yalnız"

Bir yalnızlığın, bir özlemin haykırışı duyulurdu semalardan gidişinle "gidişinin" şarkısı içimde. 

Bir sevgiliye, bir dosta, bir sırdaşa. Belki de, belki de bir davet ti bu yalnızlığımın şarkısı gönüllerden gönüllere, dillerden dillere, ellerden yüreklere.
( Gidişinin Şarkısı İçimde başlıklı yazı nurcan-aslansoy tarafından 10.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.