KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
semazen.net
HER AN
SAVAŞTAYIZ!
Yazımın başlığını görünce
sakın; “yahu bu nasıl bir anlayış, biz barıştan söz ediyoruz, sen kalkmış savaş
diyorsun?” dediğinizi veya diyeceğinizi duyar gibiyim.
Kızmanıza, öfkelenmenize, ta’n
etmenize, “zaten senin yazacağın bu kadar olur” demenize gerek yok.
Bedenimiz bir ülke mesabesinde
değil mi? Her gün içimizdeki nefisle savaş yapmıyor muyuz? Nefis bizi; yalnız,
kendi halimize bırakıyor mu? Her daim vücut ülkesini yenmek, ele geçirmek için
her türlü aldatmacaları yapmıyor mu? Şeytanı dışarıda, başka yerlerde aramamıza
gerek yok. “Kahrolsun düşman” diye nefret sloganları atmak bizi kurtarmaz.
Herkes içindeki şeytanı alt ettiği, onunla savaşı kazandığı zaman hem kişi
olarak, hem insanlık olarak, hem de ülkeler olarak barışı yakalarız.
“Nefsini bilen Rabbini bilir”
ilkesi her daim hatırımızda durmalı, aklımızdan, gönlümüzden çıkmamalı.
Kur’anın: “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın”, “Aklınızı kullanmaz
mısınız?”, “Şeytanın adımlarını takip etmeyin”, “Düşmana karşı hazırlıklı
olun”… demiyor mu? Sevgili peygamberimiz, Uhut savaşı sonunda- ki Uhut savaşı
Müslümanların yenilgi ile başbaşa kaldığı bir savaştı- “Küçük savaştan büyük
savaşa dönüyoruz” buyrunca, sahabiler: “Ya Resulallah, Uhut savaşından daha
büyük savaş mı olu?” dediklerinde Peygamberimiz. “Nefisle savaş en büyük
savaştır” cevabını veriyor.
İnsanlık; haddini bildiği, edep
sınırlarını aşmadığı, İslamî anlayıştan, İmanî şuurdan uzak kalmadığı sürece
dünya barışa kavuşur. O zaman, “savaş” dediğimiz, kimsenin arzu etmediği,
insanların silahlar, bombalar altında can vermediği… olumsuzluklarla
karşılaşmaz, huzur ve kardeşlik ortamını yakalarız.
Bugün İsrail; ABD, İngiltere ve
diğer Avrupa ülkelerinin kışkırtmasıyla Filistin ve Gazze’de bir soykırım
uyguluyor! Ölen masumların sayısı milyonu aştı. Bunu yapanların, dünyayı kan
gölüne dönüştürenlerin nefis düşmanları bedenlerini esir almış, bununla da
yetinmemiş, ülkelere ve dünyaya taşmış öfkesi, hıncı, soykırım hamakatı!
İslam; “teslim olmak” demektir.
Teslim olan, Allah’ın ilahi kuralları istikametinde gidenler, nefsindeki,
içindeki düşmanı alt etmiş ve beden ülkesinde barışı sağlamış olur. Bu zor mu
derseniz, son derece zor. Ama olamaz değil. Olamaz olsaydı Allah emretmezdi.
Rabbimiz, zorluk emretmez, kolaylık murat eder.
Evet tekrar ediyorum. “HER AN
SAVAŞTAYIZ”.
Hep Yaş Dökeriz!
Terazi bozuldu, ibreler kaydı,
Samimiyet hasta, hep yaş dökeriz,
Dünyamız kirlendi, hissizce koydu,
İnsanlık iflasta, hep yaş dökeriz!
Ruhlarda tufan var, bir akış gibi,
Elveda söyleyen bir bakış gibi,
Sevgiler arasta, hep yaş dökeriz!
Makamla mansıpla savruluyoruz,
Riyakâr tiplerden yoruluyoruz,
Muhabbetsizlikten kavruluyoruz,
Beşeriyet yasta, hep yaş dökeriz!
İlimden habersiz cahil bireyler,
İhsanı olmayan bilmem ne eyler,
Duygular felç oldu ruhsuz her
şeyler,
İrfanlar iflasta, hep yaş dökeriz!
Ülkem hedefte gözünü aç artık,
“Ezelden düşmanız” demek isterler,
Yapılanı gör batıdan geç artık,
Yurdum hedefte gözünü aç artık!
Parçaladılar ruhumu çaldılar,
Birlik duygumuza zehir saldılar,
Haçlı güruhuyla hem dem oldular,
İlgisiz ve aymaz olmak suç artık,
Vatan hedefte gözünü aç artık!
Dinimiz İslam’dır, Türk kanımız
var,
Hak’tan gelen yiğitlik yanımız
var,
Bayraklaşmış olan çok şanımız var,
Cihat et de şehadeti seç artık,
İman hedefte gözünü aç artık!
Hep sopa yiyorlar uslanmıyorlar,
Rahmanın sözüne yaslanmıyorlar,
Hiç hakla hukukla beslenmiyorlar…
Bu gâvur uşaklarından geç artık,
Kur’an hedefte gözünü aç artık!
Vatan varsa iman ezan imkân var,
Dostları seven vefalı insan var,
Muhabbet deminde edep erkân var,
Durma, göklere kanatlan uç artık,