Ay ışığının aydınlattığı patikada yaşlı bir adam ile atı güçlükle yol alıyordu. Saatlerdir yolda olan yaşlı adam dar olan karla kaplı patikada hırıltıyla aldığı nefesi verdikçe daha yüksek hırıltıyla tekrar nefes alıyordu. Atın da yaşlı adamdan farkı yoktu. Aynı sahibi gibi oda yeterince yaşlanmış, çökmüştü. Yaz ve güzün sürülerin çayıra giderken ezdiği bu patika, pek geniş sayılmazdı. Yaşlı adam tepedeki bu patikayı aşınca on dakikaya kalmaz evde olacağını biliyordu.

Yaşlı adam kasabadan dönüyordu. Sabah evden günün ağarmasıyla çıkmış, karısına akşama doğru evde olacağını merak etmemesini söylemişti. Kasabadan aldığı erzakları kır atına yüklemiş, yola düşmüştü. Ne var ki yolda at yükü birkaç kere devirmiş yaşlı adam yükü tekrar yapmak için nerdeyse iki saatini harcamıştı. Bir yandan söyleniyor, bir yandan sevgi sözcükleriyle atını methediyordu. Yaşlı adam atını daha küçük bir tayken almış onu yetiştirmiş, büyütmüştü. At çok geçmeden herkesin diline düşmüş civar köyler bile attan bahsetmeye başlamıştı. “Tepeli köyünden filancanın kır atı yok mu ne yamanmış arkadaş iki atın yükünü tek başına çekiyor.” Bu sözlerden önce at daha tayken yine herkesin diline düşmüştü. Yaşlı adam atı alıp, gelip, ağıla bağlamış. Ama at bağlı düğümü çözerek, ağıldan kaçıp, eski evine karşı köye kaçmış. Yaşlı adam atı göremeyince soluğu karşı köyde almış. Bakmış ki at orada tekrar alıp eve getirmiş. Bu sefer düğümü çok sıkı bağlayıp, ağılın kapısını kapatmış. Birkaç gün yerinde duran at bir gece ağılın kapısını kırarak tekrar karşı köye kaçmış. Yaşlı adam sabah uyandığında ağılın kapısını kırık görünce atın peşine düşmüş. Adam karşı köye varınca at başka köye varıp kişnemeye başlamış. Adam soluğu öbür köyde alınca at bu sefer köye dönmüş köyün içini birbirine katmaya başlamış. Bu olaylar aylarca devam etmiş köyde huzur bırakmamış. Adam atın peşinde dolanıp durmuş. “  Bu attan çekeceğin var aldığın adama götür de başka at al” demişler. Ama yaşlı adam kimseyi dinlemeyip sonunda atı evine alıştırmış.

 Yaşlı adamın hırıltılı nefes alıp verişi atın kalın bacakları ve iri cüssesiyle ezdiği karların sesi dingin bir sükûneti bozuyordu. Son bir gayretle tepeyi aşmaya çalışan at birden irkilerek geri tepince öndeki yaşlı adam sırt üstü kara düştü. Zorla ayağa kalkmayı başaran yaşlı adam atın neden ürktüğünü görmek için etrafına bakındı. Ne kadar baksa da bir şey göremedi.  Atın yularını tekrar eline alıp yürümesi için çekse de at yerinden kımıldamadı. Atı birkaç kere zorladı ama at hareket etmedi. Yaşlı adam bu işe bir anlam veremese de atın yorulduğunu birkaç dakika dinlenmesi gerektiği çıkarımında bulundu. Her ne olduysa at bir kez daha ürktü ve geri dönmeye çalışarak sağa sola dönmeye başladı. At ne tarafına dönerse dönsün üstündeki yükler çalı dallarına takılıp atın dönmesini engelliyordu. At kişneyerek geceyi adeta yırttı. Yaşlı adam önüne baktığında karşısında kurdu görünce istemeden de olsa birkaç adım geriledi. Kışları yemek bulmakta zorluk çeken kurtların köylere ve kasabalara indiğini biliyordu. Ama ilk defa kendi gözleriyle şahit olduğu bu olaya inanamıyordu. Geride at tepiniyor, kişniyor, kurdu korkutmaya çalışıyordu. Yaşlı adam elindeki uzun değneği kurda karşı kaldırarak, kendini savunmaya hazırlandı. Birkaç defa yerinde dönen kurt dişlerini çıkararak, hızla ileri atıldı. Yaşlı adam sopayı sallayarak ileri atılan kurda vurdu. Sersemleyen kurt kara yığıldı. Ayağa kalkan kurt üst dudağını kaldırarak sivri dişlerini göstermeye başladı. Kurt birden patikadan çıkarak çalıların arasına girdi. Etrafa bakan yaşlı adam kurdun ne yapacağını anlasa da kurt çoktan atın arkasından saldırdı. Dişlerini atın bedenine gömünce at can havliyle tepinmeye başladı. Üstündeki yükleri devirdi. Kurdu ısırma umuduyla başını geri atmaya çalıştı. Ne kadar denese de kurt dişlerini çekmiyor daha kuvvetle ısırıyordu. Atın arkasına geçen yaşlı adam yirmi altı yıllık yoldaşını kurtarma umuduyla kurda vurmaya başladı. Atı bırakan kurt bu sefer yaşlı adamın koluna saldırdı. Kolunu kaptıran yaşlı adam kolunu kurtarma umuduyla diğer eliyle kurdun boğazını sıkmaya başladı. Boğazını kaptıran kurt yaşlı adamın kolunu bıraktı. Kurt kolunu bırakınca yaşlı adam iki eli ile birlikte kurdu boğmaya devam etti. Bir süre sonra cansız bedeni karların üstüne attı.

Kır atın sesini duyan yaşlı adamın karısı, köydeki diğer evlere giderek tepenin ardında kır atın kişnediğini bir şeyler olduğunu anlattı. Köyün delikanlıları ellerine aldıkları fenerlerle silahlarla yolu tuttular. Tepe varınca gördükleri manzara karşısında şok olan delikanlılar birkaç saniye durakladılar. İçlerinden şoku atlatan biri hemen yaşlı adamın kolunu üstünden yırttığı bez parçasıyla sarmaya başladı. Diğerlerinin yardımıyla yaşlı adam sırtlayarak tepeden aşağı hızlı adımlarla yürümeye başladı. Geride kalanlar ise yaşlı adımın atı ve yüklerle yola düştüler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

( Yaşlı Adam Ve Atı başlıklı yazı 286228a tarafından 12.08.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.