bir
rüya görelim
önce
yumalım gözlerimizi
uyuyalım,
uyuyalım…
ruhumuzdaki
bütün kinler,
nefretler,
düşmanlıklar
arınıp
gidesiye kadar uyuyalım…
aniden
bir saadet ülkesinde açalım gözlerimizi
yıllar
yılı yaşayalım orada
sonra
acı gerçeklerin mutlu düşlere
paslı
demirlerin parlak gümüşlere döndüğünü
yavuz
bakışların tatlı gülüşlere durduğunu görelim
o
altın çağı
o
pırlanta zamanları yaşayalım
herkes
kendi işini en güzel şekilde yapınca
o
ülkede mucizeler yüz göstermez mi
maslahat
düzelmez mi
ilerleme
hız kazanmaz mı
süfli
dünyanın geldiği noktada
baş
gösteren bütün kötülükler
kor
değmiş karlar gibi
eriyip
gitmez mi
şimdi
zamanın nefesi daralıyor
üzerimize
serpilen kasvetten
soluk
almakta zorlanıyor gibiyiz
turna
geçmez dağlarda kaybedilmiş
umut
patikalarımız
sancılı
gecelerin karanlığında yitirilmiş
tebessümün
son güzergahı
ne
buhran
ne
de fakr-u zarurettir
bizi
bugün düşkün ve zelil kılan
vicdanlarımıza
atılmış çektiklerinden sızan
bunca
kötülükler de değil
bizi
mutsuz eden
hayır,
ihtirasa dayalı dünya düzeninin
üzerimize
boca ettiğinden
ayrı
bir şey bu
belki
içimizdeki yabanilikler
belki
görünmeyen düşmanımız
temennim
odur ki
hayat,
senin ve benim için en doğru hayat olsun
saadetin
yıldızları ülkemizin ululuk burcunda parlasın
güneşin
ışığı erdemin ufkunda doğsun
arzularımızın
sedefleri incilerle dolsun
şeref
çınarları yeşile boyansın
lütuf
fidanları güllerle donansın
gönüllere
mana reyhanlarının güzel kokuları sürülsün
sadık
kalplerin nurlarıyla aydınlanmış gülümseyişler
çarpsın
dimağlara
katıksız
meveddet sevinciyle parlayan ışıklar
vursun
yüzlere
nun
ve sad hakkı için
aşkının
ateşine atsın Allah bizi
yaksın
da...
yaksın...
redfer