Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 13.01.2023
Okunma Sayısı : 447
Yorum Sayısı : 4
Osmanlı’nın  Gizli İmparatorları—5.  Bölüm:  Bülbülün Göz  Yaşı Ve Modiano Ailes
OSMANLI’NIN GİZLİ İMPARATORLARI—5. BÖLÜM: BÜLBÜLÜN GÖZ YAŞI VE MODİANO AİLESİ
Başlığı okuyanlar mutlaka yeni bir Yahudi ailesi olarak Modiano ailesinden bahsedeceğimi anlamışlardır ama bülbülün göz yaşı ile ilişki kurabileceklerini hiç sanmıyorum.
O halde bülbülün göz yaşından başlayalım. Modiano Ailesini de bu arada tanıyacağız nasılsa.
Efendim, bugün ‘’ Bülbülün Gözyaşı’’ diye günümüz Türkçesine çevirdiğimiz nesneye Osmanlı döneminde ‘’ Çeşm-i Bülbül ‘’ Denirdi ve bu, aslında günümüzde de ‘’ Çeşm-i Bülbül ‘’ adı verilen bir cam sanatının adıydı ( Örnekleri fotoğraflarda var. )
Osmanlı’nın sanatkar ruhlu padişahı III. Selim, cam sanatının inceliklerini öğrenmesi için bir Mevlevi dervişi olan Mehmet Dede’yi Venedik’e gönderdi.
Opal camın tekniğini Venedik’te öğrenen Mehmet Dede, İstanbul’a döndüğünde Türk sanatının inceliklerini ve Türk’ün ruhunu cama yansıtarak muhteşem cam eserler üretmeye başladı Beykoz’da kurduğu atölyesinde.
Kısa zamanda Beykoz’da üretilen bu eserler ( Özellikle Çeşm-i Bülbüller ) Avrupa Devletlerinin saraylarını bile süslemeye, Avrupa kral ve kraliçelerine hediye olarak gönderilmeye başlandı. Ancak yapılan bu iş atölye düzeyindeydi. Dolayısıyla da öyle çok fazla ürün çıkmıyordu.
İşte bu noktada bizim çeşm-i bülbüller İtalyan asıllı bir Selanik Yahudisinin dikkatini çekti.
Evet... Saul Daniel Modiano, oldukça karlı bir iş olabilecek cam sanayiine el atmaya karar verdi ve 1 Eylül 1884’de aldığı imtiyaz fermanı ile Beykoz’un Paşabahçe semtinde şişe-cam fabrikasını kurdu «Fabrica Vetramini di D. Modiano- Constantinople»
Fabrika 1900 yılında hademeler hariç 400 işçi çalıştırırken, bu sayı 1907’de 520’si Osmanlı vatandaşı olmak üzere 600 işçiye yükselmişti. Dolayısıyla Osmanlı vatandaşı insanlara iş imkanı sağladığı için devlet, Saul Daniel Modiano’ya müteşekkirdi ve bu şükrünün karşılığı olarak da Paşabahçe Şişe-Cam Fabikasında üretilip yarısı yurt dışına ihraç edilen ürünler oldukça uzun süre gümrük vergisinden muaf tutuldu.
Evet... Asırlardır cam sanatıyla uğraşan Türkler maalesef bunun fabrikasını kurmak ve dünya piyasalarına açılma işinde sınıfta kalmış ve bu işi bir Yahudi zengini yapmıştı aynen geçen bölümde yazdığım yoğurt gibi... Bu durumda bülbül göz yaşı dökmesin de kim göz yaşı döksündü?
Peki kimdi bu Saul Daniel Modiano?
Elbette ki yine İtalya’dan Türkiye’ye göç etmiş ve Selanik’e yerleşmiş Yahudi ailelerinden birinin bir ferdiydi. Ancak Modiano ailesi Selanik’e ilk gelen aileydi. Hatta onların İtalya’da çok fazla oyalanmayıp 1600’lü yıllarda Selanik’e geldikleri düşünülmektedir.
Ailenin kurucusu Soul Modiano( Yukarıda bahsettiğim kişi değil ) olarak kabul edilir zira ona kadar Modiano Ailesi sadece hahamlıkla ilgilenmiş başka işlere karışmamıştır. Ancak 1816 Doğumlu Soul Modiano bu aileyi bir imparatorluk haline getirmiştir.
Yedi yaşında babasını kaybeden Soul Modiano önce doktor Lafont’un, sonra da doktor Prassacachi’nin yanında ayak işlerine bakan bir çırak olarak çalışmış, kısa zamanda onların güven ve sevgisini kazanmıştır. On bir yaşında ustasının yanından ayrılıp, kendisi için çalışmaya başlayan Soul Modiano, zengin bir Rum tüccar olan Vlasto’nun firmasında çalışan Abraham Cazes’in sevgisini ve güvenini kazanarak on yedi yaşındayken onun kızı Fakima ile evlenmiş ve böylece yavaş yavaş imparatorluğunun temellerini kurmaya da başlamıştır.
Rum Tüccar Vlasto’un yerel yöneticilerle yaşadığı sorunlar yüzünden Selanik’i terk etmesi üzerine onun sahip olduğu her şeyin yönetimi Soul Modiano’nun eline geçtiği gibi Vlasto’nun ölümünden sonra işin başına geçmesi gereken oğlu, Soul Modiano’dan sadece ‘’ İşler nasıl gidiyor Soul?’’ sorusunu taşıyan mektuplar aldığı yani Vlasto’nun oğlunun da işleri tamamen Soul Modiano’ya bırakması sebebiyle Soul, Vlasto’nun Londra, Paris ve Marsilya’daki şirketlerinden bolca kredi çekerek işleri olabildiğince büyütürken kendi imparatorluğunu da kurmuştur bu arada.
Bu imparatorluğu kurarken ilk önce Modiano Bank’ı kurarak işe başlamıştır. Daha sonra buğday yetiştiriciliğine girerek bunları Karadeniz ve Tuna nehri vasıtası ile Orta Avrupa’ya pazarlamıştır.
1875 Yılında Osmanlı Devleti daha önce aldığı borçların faizini bile ödeyemeyecek duruma düşüp moratoryum ilan edince Selanikli bankalar ve bankerler neye uğradıklarını şaşırdılar. Bu onların da batması anlamına geliyordu ancak devlet 1876’da genel giderlerin ve ordunun masrafının karşılanması için piyasaya ikinci kez – sonradan toplatılmak üzere -kaime( Osmanlı Kağıt parası ) sürme uygulamasına geçti. Osmanlı parasının değerinin düşmemesi için yapılan bu uygulama Soul Modiano’nun ekmeğine yağ sürdü ve değeri yerlerde sürünen bu kaimeleri topladı, daha sonra kaimelerin geri toplanacağı zaman da on katı fiyata devlete satarak müthiş bir kazanç elde etti.
1883’de ölen Saul Modiano’nun üçü kız (Esther, Oro, Rachel) ve altısı erkek (Isaac, Sol, Jacob, Leone, Samuel, Levy) olmak üzere dokuz çocuğu dünyaya geldi. Bunlardan Leone bebekken öldü, Jacob, Samuel ve Levy babalarının misyonunu devam ettirdiler.
Kayıtlara bakıldığında bu ailenin oldukça acımasız olduğu özellikle ‘’ Sinyor Jacob’’ denilen Jacob Modiano’nun kendilerinden borç isteyen çiftçilerin tarlalarını ipotek ederek yüksek faizli borçlar verdiği, ancak çiftçiler borçlarını ödedikleri halde ‘’ Borcunuz ödenmediği için.’’ Denilerek arazilerinin ellerinden alındığı görülmektedir.
Bu şekilde elde ettikleri arazinin toplam yüzölçümü sadece Selanik’te 143.012 Dönümdür. Yani 143.012 x 1000 = 143.012.000 Metrekare ( Yazıyla Yüz kırk üç milyon on iki bin metrekare... )
Jacob Modiano’nun çocuklarının genellikle yurtdışında farklı alanlarda eğitim aldıkları, ailenin zenginliğini ve sosyal konumunu devam ettirmekle birlikte endüstriyel girişimlerden uzak oldukları görülmektedir. Jacob Modiano’nun altı oğlundan biri olan Elie Paris’te mimarlık okumuş ve Selanik’te çok ünlü bir mimar olarak pek çok önemli binanın yapımına imza atmıştır. Charles da yine Elie Modiano gibi İngiltere’de mimarlık ve mühendislik okumuş, Roma’ya yerleşmiş, Arthur Fransa’da yaşamış, Albert Modiano da bir antikacı olarak Paris’te hayatını sürdürmüştür. En küçük oğlu Daniel ise ailenin en şanssız üyesi olarak 1943’de Otel Meina’da Fernandezler ile aynı kaderi paylaşarak Nazi subaylarınca öldürülmüştür.
Ancak fotoğraflardan da göreceğiniz gibi bu aile varlığını halen devam ettirmektedir. Hatta aileden Patrıc Modiano Nobel ödüllü bir yazardır.( 2014 ) Alberto Modiano bir fotoğraf sanatçısıdır ve Modiano Teknik Hizmetler A.Ş. bir Türk ve İtalyan Şirketi olarak tekstil makineleri yedek parçaları imal etmektedir Bursa’da...
******
Peki bitti mi Osmanlı’nın gizli imparatorları? Elbette hayır. Daha onlarcası var. Hatta yüzlercesi var. Ben sadece en ünlülerini tanıtmaya çalıştım.
*****
Bu yazı serisinin hazırlanmasına aşağıdaki kaynaktan olabildiğince yararlanılmıştır.
T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YAKINÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI
DOKTORA TEZİ
SELANİK VE İSTANBUL’DA SEÇKİN YAHUDİ BANKERLER (1850–1908)
Hazırlayan Nurdan İPEK 2502050047
Tez Danışmanı Prof. Dr. Mahir AYDIN
İstanbul 2011
( Osmanlı’nın Gizli İmparatorları—5. Bölüm: Bülbülün Göz Yaşı Ve Modiano Ailes başlıklı yazı Sami Biber tarafından 13.01.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.