GÜLÜM ÇAMLISOY’A NAZİRE: ANOREXİA VE BULİMİA NEDİR BİLİR MİSİNİZ?

Bilmem içinizde orijinal adı ‘’ PERFECT BODY’’ olan Filmi izleyen var mı?

Filmin Türkçe’de hangi adla oynandığını hatırlamıyorum.

İşte o filmin baş karakteri olan Andie Bradley adlı kızın yaşadıklarının bir benzerini abimin kızının yaşayacağı ise filmi seyrederken aklıma bile gelmezdi..

Yıllar sonra niçin aklıma geldiğini soracak olursanız:

Sitemizin Değerli şair-Yazarı Gülüm Çamlısoy’un ‘’20Lİ YAŞLARIM 1. BÖLÜM-NAZİRE SAYIN ADEM EFİLOĞLU HOCAMIN ŞİİRİNE’’ Başlıklı yazısına yaptığım yoruma verdiği cevap o anımı yine bilinç altımdan bilinç üstüme çıkardı.

O yorumun sadece çok küçük bir pasajını alacağım. Gülüm Hanım aynen şöyle diyordu:

‘’
Yaklaşık 11 sene su dahi kısıtlı içip nerede ise aç yaşadım. Kolay değildi hani 43 kiloda kalmak’’

11 Sene su dahi içmemek ve bir üniversite öğrencisi olduğu dönemde dahi 43 kiloda kalmak?  Bu akıl alır bir şey değildi.
İnsan kendini böyle bir şeye nasıl mahkum ederdi ki? Ya da birileri insanı böyle bir şeye nasıl mahkum ederdi.

İşin o tarafı elbette özel hayat. O sebeple giremiyoruz ama eğer yeğenimin yaşadıkları gibiyse?  Bu da bir ihtimal tabii ki.

**************************

Oldukça uzun süredir gitmediğim abimin evine gittiğim bir yaz tatilinde gözlerime inanamadım. En az 100- 110 Kilo ağırlığında olduğunu düşündüğüm yeğenim şimdi karşımda incecik bir kız olarak durmaktaydı ki ilk anda tanıyamadım bile.

-Kız bu ne hal? Maşallah fıstık olmuşsun.
-Yok be amca. Ne gezer. Daha çok kilo vermem gerekiyor.
-Yok yok, böyle iyi. Daha fazla kilo vermeye bakma. Hem birdenbire bu kadar kilo vermek pek iyi değildir.

Yeğenim cevap vermedi. Abimle ve yengemle tokalaşıp içeri girdim.

Hal hatır sorma, biraz muhabbet derken yengem sofraya davet etti. Hepimiz oturduk ama yeğenim yerinden bile kımıldamıyor.

Kızını hayatta her şeyden daha çok seven abim seslendi

- Kızım haydi sofraya.
-Ben yemeyeceğim baba.

Abim parladı ki benim yanımda asla parlamazdı. Hele de kızına hiç..

-Sana sofraya gel diyorum, ağzını burnunu kırdırma bana.

Ağzını burnunu kırmak mı?  Abim kendi kafasını duvardan duvara vurup parçalardı da kızına eli kalkmazdı. Ne olmuştu ona böyle?

Yeğenim isteksiz isteksiz sofraya oturdu ama dikkat ettim, annesinin önümüze koyduğu yemeklerden tek lokma ağzına atmıyor.

Abim yine parladı.

-Ye şu yemeği. Bak öldürürüm seni.

Bu sefer yengem de parladı  yeğenime.

-Böyle yemeye yemeye geberecek zaten. Senin öldürmene gerek yok.

Allah Allahhh. Ne oluyordu bunlara böyle? Kafayı mı yemişlerdi? Kız ne güzel zayıflamıştı. Tekrar fıçı yapmaya mı çalışıyorlardı. Dertleri neydi?

Dayanamadım.

-Abi zorlama yeğenimi. Acıkınca yer mutlaka.
-Yok, şimdi yiyecek.
-Yahu bu ısrar niye? Sonra yesin.  Ya da canı çekmiyorsa yemesin.

Abim beni duymadı adeta. Yumruğunu masaya indirdi.

-Ye ulan şu yemeği. Vallahi billahi boğarım seni.

Çatalımdaki yemek taş oldu adeta. Bunlar bir daha gelmeyeyim diye bana numara mı yapıyorlardı? İyi de neden? Yok, ne abim ne yengem böyle bir şey yapmazlardı. İyi de neden yeğenime bunca baskı yapıyorlardı? Hele de fıstık gibi bir kız olmuşken.

Neyse, yeğenim zor bela sadece bir iki yaprak marulu çatalına takıp ağzına atmasıyla bana dönüp ‘’ Afedersin amca, tuvalete gitmem gerekiyor’’ Dediği anda abim ayağa fırladı.

-Hele bir git, keserim seni?

Haydaa resmen delirmişti abim. Öte taraftan Yengem de abime bir çift laf söylemiyordu.

Yeğenim tekrar ‘’ Yetiş imdadıma amca.’’ Der gibi bana baktı ve konuştu.

-Görüyorsun amca! Bu evde tuvalet gitmek bile yasak.

-Evet kızım, görüyorum ve bir anlam veremiyorum.

Sonra abime döndüm.

-Abi saçmalama Allah’ını seversen. Koskoca kız altına mı yapsın?

Abim ses çıkarmayınca yeğenim hızla tuvalete koştu. Az sonra da öğürmeye başladı.

O öğürürken yengem bağırdı:

-Allah belanı versin senin e mi?

İyice sinir katsayılarım yükseldi

-Ulan siz ne biçim ana babasınız? Kızı zorla yedirmeye çalıştınız bak midesi bulandı. Şimdi de ondan özür dileyeceğinize bela okuyorsunuz. İkiniz de beş vakit namazında insanlarsınız. Yakışıyor mu hiç?

Abim kafasını yere eğdi ağzından sadece şu cümle döküldü:

-Dışı seni, içi beni yakar Sami.

Allah Allah bu ne demekti şimdi?

Bunun ne demek olduğunu hem yengeme hem abime ısrarla sordum bir şey anlatmadılar.

Evet, bir şeyler oluyordu ama her nedense bana anlatmıyorlardı.

***********

Aradan bir ya da iki sene daha geçti. Yine gittim abimlere Yengemle, abimle hasret giderdikten sonra içeriye bir kadavra girdi.

Evet, evet resmen bir kadavra girdi içeriye.

-Aman Allah’ım !  Yeğenim sen misin? A be kızım sana biraz zayıfla dedik işin b.kunu çıkartmışsın. Bu ne hal?  Kemiklerin sayılıyor.

Sadece kemikleri sayılsa iyi konuşmaya mecali yok gencecik kızın. Resmen o korku filmlerindeki zombilere dönüşmüş.

Yeğenime ‘’ Bu nasıl oldu? Niçin oldu?  Neden böyle abarttın zayıflama işini?’’ Diye soruyorum ama sorularıma ya abim ye yengem cevap veriyor. Yeğenimde konuşmaya mecal yok..

-Abi Allah göstermesin ama bu kız ölüyor yahu.

Abim ‘’ Ölse de kurtulsak’’ Dedi ve hayatta tek damla göz yaşı dökmemiş olan abimin ilk kez ağladığına şahit oldum. Ona, kendi canından bile çok sevdiği kızı için ‘’ Ölse de kurtulsak’’ dedirten sebep neydi acaba?

-Yahu abi geçen sefer de anlatmadınız bu sefer yine susuyorsunuz. Ne oluyor bu evde Allah aşkına? Ne oluyor yeğenime?

Abim ve yengemin ağzından tek kelime laf alamadım yine

Aradan iki sene daha geçti.

Bir yaz tatilinde gittim abimlere. Bir taraftan da yüreğim ağzımda acaba yeğenimi ne halde görecektim?

Zillerine bastım kapıyı yeğenim açtı. Yüzünde güller açıyordu. Tekrar fıstık gibi bir kız olmuştu. Hasretle sarıldım.

-Ha şöyleeee. Bak böyle iyi. Bu kararı bozma.
-Tamam amca  bozmayacağım.
-Söz mü?
-Söz.

İçeri geçtik, baktım abim ve yengemin de yüzünde güller açıyor.

Bir şeyler iyiye gitmiş her şey düzelmişti ama içim de içimi yiyor. O geçen ara dönemde ne olmuştu acaba?

Ne olduğunu iki sene daha geçtikten sonra bu sefer abim bize geldiğinde onunla dışarı çıktığımızda sordum öğrendim.

-Evet abi. Bu sefer kaçışın yok. Yeğenime ne olmuştu anlat bakalım.

-Kardeşim ! Yeğenin yemek yedikten sonra yediğini kusarak çıkarma hastalığına tutulmuştu?

-Hımmm anladım. Yani  Bulimia.
-Sen nereden biliyorsun Bulimiayı?
-Dahasını da biliyorum. Bu kız yediklerini kusmaya başlamadan öce Anorexia hastalığına da yakalandı değil mi?  Yani kilo alma korkusuna? Bir tek fazla kalori almış olsa şişmanlayacağı korkusuna kapılıyordu değil mi?
-Evet ama senin hem Builimayı hem Anoreksiayı bilmen imkansız. Biz sana bir şey anlatmamıştık sen nereden biliyorsun ki?
-Normal şartlarda bilmemem lazım zira bu hastalıklar çok bilinen hastalıklar değildir. Değildir ama maalesef öyle çok az görülen bir hastalık da değildir. Ne var ki bu hastalığa kapılanlar da onların ebeveynlerdi de önce hastalığı ciddiye almazlar, ciddiye aldıklarında ise bunun bir psikolojik rahatsızlık olduğunu anlamazlar, ‘’ Ye, yesene ulan. Bak yemezsen asarım keserim’’ yoluna giderler.
-Valla dediklerinin hepsi doğru. İyi de nasıl?  Nasıl biliyorsun?
-Sadece seyrettiğim bir filmden biliyorum. Biliyorsun iyi bir izleyiciyimdir ve hafızam oldukça kuvvetlidir. Eğer zamanında sorunu bana adam gibi anlatsaydınız tüm bu kötü süreci yaşamayabilir ya da çok daha kıza sürede atlatırdınız. Niçin sakladınız ki?

Abimin işte bu soruya verilecek cevabı yoktu. Çünkü kendisi de bilmiyordu neden herkesten sakladıklarını.

Her neyse. Sonuçta yeğenim şu anda evli ve üç çocuğu olan 36 yaşında oldukça sağlıklı bir hanımefendi olarak mutlu ve huzurlu bir hayat sürüyor.

Değerli Dostlar!

Sorunlar ancak paylaşılırsa  halledilebilir. Kendinize sakladığınız her sonun sırtınızdaki bir yüktür.

Haa Perfect Body Filmini merak ediyorsanız çok ısa özetleyeyim:

Jimnastik olimpiyatlarına hazırlanan Andie Bradley, ( Amy Jo Johnson) antrenörünün baskıları ve başarılı olma dürtüsüyle zayıflamaya çalışır. Bunun için de bir şeyler yedikten sonra parmağını gırtlağına sokarak midesinde ne varsa boşaltır. Zamanla bu bir alışkanlık olur ve daha sonra bu alışkanlıktan yani Bulimiadan kurtulmanın çarelerini arar.

Özellikle kızlarda daha fazla görülen bu hatalıkla ilgili olarak erginlik çağında kızı ( veya oğlu ) olan anne ve babaların çok dikkatli olmaları gerekmektedir zira atlatılması kolay bir psikolojik rahatsızlık değildir. 
( Gülüm Çamlısoy’a Nazire: Anorexia Ve Bulimia Nedir Bilir Misiniz? başlıklı yazı Sami Biber tarafından 22.05.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.