Durdu ŞAHİN: Çocuk edebiyatı kavramı hakkında neler söylemek istersiniz?

Ali Fuat Bilkan: Cemil Meriç, “Çocuk Edebiyatı” adlı yazısında çocuk edebiyatının sınırlarının ve mahiyetinin belli olmadığını söylemektedir. Bu yargı, çocuk edebiyatının oldukça kapsamlı bir alan olduğuna da işaret etmektedir. Ancak çocuk edebiyatı için deneme mahiyetinde de olsa, bir sınır çizmek mümkündür. Bu alanda yapılan akademik çalışmalarda çocuk edebiyatının belli başlı şekil ve muhteva özellikleri ortaya konmuş ve standart bir tanıma yer verilmiştir. Buna göre çocuk edebiyatı ; 2-14 yaşındaki çocukların duygu ve düşüncelerine yönelik yazılı ve sözlü edebî ürünlerden oluşmaktadır. Bunu 0-16 yaş grubu olarak daha geniş bir zaman dilimine yayan görüşler de dikkate alınmalıdır. Çocuk edebiyatını, “Okul Öncesi Dönem”(0-6 yaş), “Okul Dönemi”(7-11 yaş) ve “Yetişkinlik Dönemi”(12-16 yaş) olarak üç döneme ayırmak mümkündür. Bu ayırım, daha ziyade çocuğun zihin, ruh ve beden olarak gelişmesine dikkat edilerek yapılmıştır. Çocuk edebiyatı, “çocukların büyüme ve gelişmelerine, hayâl, duygu, düşünce ve duyarlıklarına, zevklerine, eğitilirken eğlenmelerine katkıda bulunmak amacı ile gerçekleştirilen çocuksu bir edebiyat” (Şirin, 1994: 9) olarak tanımlanmıştır.

Çocuk edebiyatı, gerek konu gerekse dil ve üslup bakımından yetişkin edebiyatından farklıdır. Daha çok eğitici ve ahlâkî niteliklere sahip bu edebiyat türünün belki de en önemli yönü, çocuğa zevk vermesidir. Çocuk edebiyatı ürünleri, çocuğun ruhî ve psikolojik yapısına uygun olmalıdır. Özellikle konuların, çocuğun algılama ve anlama seviyesine hitap eder mahiyette olması önemlidir. Bu yönüyle dil, kelime seçimi, kelime hazinesi ve cümle yapısı gibi üslup özellikleri ön plana çıkmaktadır.

Mustafa Ruhi Şirin, çocuk edebiyatını, “öznesi çocuk olan edebiyat” olarak nitelemektedir. (Şirin, 1998 :22) Bu tanım, çocuk edebiyatına çok özel bir sınırlama getirmesi bakımından önemlidir. Ancak çocuk edebiyatı, sadece çocukluğu veya çocuğu anlatan bir edebiyat olarak da anlaşılmamalıdır. Çocukların büyükler için yazılmış pek çok klâsik eseri zevkle okudukları bir gerçektir. Bu husus, edebiyat eserlerinin her yaş ve kültür seviyesine belli oranlarda hitap edebilme niteliğiyle ilgilidir. Üstelik, çocuklar için yazılmış kaliteli kitapların, çoğu zaman büyükleri de cezbedip daha geniş kesimler tarafından okunduğu da bir gerçektir.

Çocuk edebiyatı ürünlerinin renkli, resimli ve sevimli olmaları, bazılarında öğrenmeyi ve kavramayı kolaylaştırıcı resim ve şekillerin bulunması da önemli hususlardandır. Kitaplardaki bu şekil özellikleri, çocuğun eserde işlenen konuyu, görsel, işitsel ve zaman zaman da eserin bünyesine müdahalede bulunarak daha iyi kavramasına yardımcı olmaktadır. Çocuklar için hazırlanan kitapların boyutları, kapak kompozisyon, renk ve diğer şekil özellikleri kadar, yazı karakterleri, punto, satır aralıkları ve sayfaların okunabilir bir düzene sahip olması da önemlidir. Günümüzde bazı çocuk kitapları için hazırlanan eğitim malzemeleri, çıkartmalar, figürler, kuklalar vb. materyaller de öğrenmeyi kolaylaştıran unsurlardandır.

D.Ş: Çocuk edebiyatının tarihi hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

A..F.B: Çocuk edebiyatı, insanla birlikte varolmuş ve insanlık tarihiyle paralel olarak gelişmiştir. Çocuk edebiyatının ilk örneklerini ninniler, tekerlemeler ve masallar oluşturmaktadır. Gerek doğuda gerekse batıda, çocuk edebiyatının ilk ürünleri şifahî (sözlü) edebiyat eserleridir. Matbaanın yaygınlaşması neticesinde ilk basılan çocuk kitapları arasında masal kitapları da yer almıştır. Batıda Ortaçağ’da sadece dinî hikâyelerin okunmasına izin verilmekteydi. Ancak XVII. yüzyıldan itibaren Ezop Masalları türündeki masal kitapları yeniden gündeme gelmiştir. Bu yüzyılda özellikle Fransa’da Kül Kedisi, Parmak Çocuk, Kırmızı Başlıklı Kız gibi masalların basıldığını biliyoruz. XVIII. yüzyılda J.J. Rousseau’nun tesiriyle çocuklara pratik bilgi kazandıran eserler kaleme alınmıştır. Bu dönemde Daniel Defoe’nun Robinson Crusoe romanı, çocuklar tarafından da çok okunan eserlerin başında gelir. Rousseau’nun Emile adlı eseri, yeni bir çocuk eğitimi tezini ortaya atmıştır. Batı’da çocuk kitapları henüz XIX. Yüzyılda hem muhtevâ olarak hem de şekil ve resim olarak gelişme sürecine girmiştir. Seyahatlerin yaygınlaştığı bu yüzyılda, macera ve gezi türü çocuk romanlarının rağbet kazanması dikkat çekicidir.

Türkiye’de ilk çocuk edebiyatı ürünleri, masal, hikâye, ninni, tekerleme türü şifâhî eserlerdir. Eski Türk edebiyatında birçok şair tarafından kaleme alınan kısa manzum hikâyeler, çocuk edebiyatının ilk yazılı ürünleri de sayılabilir. Mevlânâ’nın Mesnevi’sinde ve Doğu edebiyatlarından yapılan (Kelile ve Dimne örneği) çevirilerde çocuklara uygun anlatımlara rastlanmaktadır. Birçok edebiyat tarihinde yanlış bir anlayışla Nâbî’nin Hayriyye adlı eseri, bir çocuk edebiyatı örneği olarak anlatılır. Oysa Nâbî’nin eseri bir masihat kitabıdır. İmam Gazali’nin Eyyühel Veled(Ey Oğul) adlı eserinde olduğu gibi, birçok konuda nasihatlere yer verilen bu eserde, dönemin sosyal, siyasî ve ekonomik meseleleri, imâ yoluyla tenkit edilmektedir. Burada bir çocuğa hitap etme edâsı, bir üslup hususiyeti sayılmalıdır.

Tanzimat’tan sonra bilhassa Batı’dan yapılan tercümeler arasında çok sayıda çocuk kitapları da bulunmaktadır. Bu dönemde Ahmed Midhat, Muallim Naci Recaizade Ekrem gibi yazarlar, çocuklara yönelik eserler yazmışlardır. Meşrutiyet döneminden itibaren çocuk edebiyatında önemli bir gelişme görülür. Bu dönemde birçok çocuk dergisinin neşredilmesi dikkat çekicidir. Millî Edebiyat döneminde, çocuklara hitap eden şiir, masal ve hikâye türü eserler vasıtasıyla sade Türkçe’nin yaygınlaştırılması gerçekleştirilmiştir. Bu anlayış, Türk halk edebiyatının önem kazanmasıyla birlikte Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Cumhuriyet’ten sonra Dede Korkut Masalları, Nasrettin Hoca Fıkraları, Bilmeceler, Maniler, Ninniler ve Anadolu’da yaygın olarak anlatılan masallar yazılı hale getirilerek neşredilmiştir. Günümüzde çocuk masalları ve hikâyeleri yazan pek çok çocuk edebiyatı yazarı bulunmaktadır. Özellikle eğlendirerek öğretme anlayışıyla hazırlanan pek çok çocuk dergisi de bu alanın oldukça önem kazandığını da göstermektedir. Üniversitelerimizde, Sınıf Öğretmenliği Bölümü ile bazı Türk Dili ve Edebiyatı Bölümleri’nde okutulmakta olan “Çocuk Edebiyatı” dersleri, bu alanın gelişmesinde ve yeni akademik çalışmaların gerçekleşmesinde büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, kişisel gelişim alanında yapılan çalışmalar, birçoğu tercüme eserlerden oluşan çocuk psikolojisi ve çocuk eğitimi konusundaki kitapları da ülkemizin gündemine taşımıştır.

Günümüzde, görsel alana taşınan çocuk edebiyatı, oyun CD’leri ve çocuklara özgü çeşitli filmlerle daha da cazip bir nitelik kazanmıştır.

D,Ş: Çocuk edebiyatının önemi hakkındaki düşüncelerinizi okuyucularımızla paylaşır mısınız?

A.F.B: Çocuğun, zihnen ve ruhen gelişmesinde, edebiyatın ve çocuk kitaplarının çok büyük öneme hâiz olduğu görülmektedir.

Çocukların edebiyata duydukları ihtiyacı, A. Ferhan Oğuzkan, (Leland Jacop’tan naklen) şu ana başlıklar altında değerlendirmektedir :

“1. Edebiyat hoş vakit geçirtici, eğlendirici bir şeydir.
2. Edebiyat ruha canlılık verir, yaşama gücünü arttırır.
3. Edebiyat hayatı keşfe yardım eder.
4. Edebiyat bir rehberlik kaynağıdır.
5. Edebiyat yaratıcı etkinlikleri teşvik eder.
6. Edebiyat güzel bir dil demektir.” (Oğuzkan, 2001: 5-7)

Bu çerçevede, edebiyattan beklenen, daima “iyi”, “güzel” ve “doğru” olanı yansıtmaktır. Tarih boyunca birçok düşünür bu üç kavram üzerinde tartışmalara girişmiş ve çeşitli teoriler geliştirmişlerdir. Durum böyleyken, çocukta güzellik, iyilik ve doğruluk gibi erdemlerin gelişmesini önemsemeyen ve hatta yıkıcı ve bozucu bir anlayışla hareket eden yazarlar ve bu niteliklere sahip eserler de var olmuştur. Tarihte birçok örneğine rastladığımız bu eserlerde, çocuk dünyasını gözetmeyen ve bu husustaki etik kaygıları hiçe sayan tutumlar söz konusudur. XXI. Yüzyılda da çocuklara yönelik bu tür tehlikelerin belirdiğini görmekteyiz. Çizgi filmler, televizyon dizileri, çocuk romanları ve diğer edebî türlerde hâkim tema haline gelen “şiddet”, çocuğun yaradılışına ters olan ve ondaki güzellik, iyilik ve doğruluk duygularını yok eden bir hususiyet taşımaktadır. Bu tür mesajlar içeren eserler, bizzat edebiyatın ana niteliklerine, gayesi ve hedeflerine terstir. Çocuk edebiyatı eserleri, yukarıda da belirtildiği gibi, çocukların dil, kültür, duygu, düşünce ve ruhî gelişimlerini sağlamada önemli bir yere sahiptir. Çocuğun algılama, zihinsel ve duygusal yönden nitelik kazanma sürecinde, okumanın önemi herkesçe bilinmektedir. Çocukta yaradılıştan gelen güzel hasletlerin geliştirilmesinde ve bunların sürekli canlı tutulmasında edebiyat eğitiminin rolü büyüktür. Aile ve okulun kitap okuma alışkanlığını yerleştirmede, çok hassas ve ciddi tavırlarla hareket etmesi ve şuurlu bir kitap seçimi yapması şarttır. Elbette ki bu hassasiyetin gerçekleşebilmesi için, aile ve okuldaki aktörlerin “okur-yazar” olması gerekir. Çocuğun his ve fikir dünyasının yeşermesi, itinâlı bir bakım ister. Kitap sevgisi ve okuma aşkının çocukta yerleşmesi ve kalıcı bir nitelik kazanması, ancak çocuğu kuşatan sosyal çevrenin ve bu çevredeki eğitimcilerin birikimleri ve tecrübeleriyle gerçekleşecektir.

D.Ş: Çocuk kavramı insanın hangi dönemlerini kapsamaktadır? Batıda ve Osmanlıda çocuklarla ilgili eserler ne zaman görülmeye başlamıştır? Çocuk edebiyatı türleri konusunda neler dersiniz?

A.F.B: Çocuk” kavramı, bebeklikten başlayarak çocuğun on altı yaşına kadarki dönemini kapsamaktadır. Batı kaynaklarında çocuk edebiyatıyla ilgili eserlerin ancak 16. yüzyılda ortaya çıktığı öne sürülmektedir. Ne yazık ki bu yanlış anlayış, Türkçe kaleme alınmış eserlerde de tekrar edilmiştir.(Nas, 2002 : 1) Bu görüşler, çocuk edebiyatı ürünlerini sadece Batı edebiyatına mahsus zanneden eksik bir bakış açısının eseridir. Doğu edebiyatlarında, çocuklar için kaleme alınmış çok sayıda eserin yanı sıra, klâsik bazı eserlerde de çocuklara hitap eden bölümler bulunmaktadır. Halk arasında yaygın olarak anlatılan masallar, bu türün en eski örneklerini oluşturmaktadır. Çocuk edebiyatında hayvan hikâyelerinin ayrı bir önemi vardır. Kelile ve Dimne tercümelerinde, Mevlânâ’nın Mesnevi’sinde ve ahlâkî, hikemî birçok eserde de aynı türdeki hikâyelere rastlanmaktadır. Osmanlı edebiyatında daha ziyade çocuk eğitimi ve çocuklara nasihat muhtevalı eserler yayınlanmıştır. Doğu’da çocukla ilgili eserlerin, tarih bakımından daha eski olduğu da bir gerçektir.

Batı’da özellikle roman türünün gelişmesiyle birlikte çocuk edebiyatında da önemli gelişmeler görülmüştür. Buna bağlı olarak Batı’da klâsik romanların birçoğu, çocukların dil ve anlama seviyelerine göre uyarlanarak, çocuk eserleri formatında yayınlanmıştır.

Günümüzde sayıları az da olsa, nitelik bakımından dikkat çeken çocuk dergileri, çocuk edebiyatının gelişmesinde önemli rol oynamaktadır. Teknolojinin hızla gelişmesi sonucu çocuklar, çizgi romandan çizgi filmlere yönelmiştir. Geçmişte okunan Texas, Tommiks, Zagor vb. çizgi romanların yerini, bugün dev bütçelerle hazırlanan çizgi filmler almıştır.

A.F.,B: Çocuk edebiyatı türleri demiştiniz değil mi?

D.Ş:Evet efendim...

A.F.B: Çocuk edebiyatının belli başlı türlerini şöyle değerlendirmemiz mümkündür:

A) MASAL:
Çocuk edebiyatı ürünlerinin en başında masal gelmektedir. Şifahî kültürün en eski
türlerinden olan masalın kökeni, mitolojilere ve olağanüstü olaylara dayanmaktadır. Dünya edebiyatında Ezop Masalları, Peri masalları ve Türk edebiyatında da Türk halk masalları türün en eski örnekleri sayılmaktadır. Özellikle Dede Korkut Kitabı’ndaki masallar, Keloğlan masalları ve Türk Halk Edebiyatı uzmanlarının alan derlemeleriyle tespit ettikleri Anadolu masalları, bu türün Türk kültüründeki önemini ortaya koymaktadır.

B)FABL :

Eğlendirerek eğitme amacıyla kaleme alınan fabllar, çocuklara olumlu davranışlar kazandıran önemli ürünlerdir. Hayvan hikayeleri, köken olarak Hindistan’a dayandırılmaktadır. Dünya edebiyatında fabl türündeki en önemli eser Kelile ve Dimne’dir. MÖ. 200 yılında Keşmir’de derlendiği sanılan bu eserin orijinal adı Pançatantra’dır. Dünya edebiyatında fabl isminin çağrıştırdığı en büyük eser olan La Fontaine’in fablları da Kelile ve Dimne tesiriyle kaleme alınmıştır. Doğu edebiyatında çok zengin fabl örnekleri bulunmaktadır. Mevlânâ’nın Mesnevi’sinde, Sadî Şirâzî’nin Bostan ve Gülistan adlı eserlerinde, Divan edebiyatındaki manzum kısa hikâyelerde ve Türk edebiyatındaki ahlâkî hikâyelerde de fabl örneklerine rastlanmaktadır. Tanzimat’tan sonra, Şinasi, Ahmet Mithat, Recaizade Mahmut Ekrem gibi sanatçıların özellikle La Fontaine’den yaptıkları çeviriler dikkat çekicidir.
Burada, destan, efsane ve benzeri edebî türleri de çocuk edebiyatı sınırları içerisinde kabul etmemiz gerekir.

C) HİKÂYE ve ROMAN :

Çocukların duygu ve düşünce bakımından gelişmelerinde, dil ve kültürel birikimi kazanmalarında hikâye ve romanların önemli bir yeri vardır. Elbette ki burada çocuklar için kaleme alınmış hikâye ve romanlardan bahsediyoruz. Dünya edebiyatında kaleme alınmış hikâye ve romanlar, çocuk dünyasını yansıtan ve bu dünyanın karakteristik özelliklerini ortaya koyan klasik eserlerdir. Gerek Batı edebiyatında gerekse Doğu edebiyatında en çok tanınmış çocuk hikâye ve romanlarından bir kısmı şunlardır :

1.Tom Amca’nın Kulübesi
2.İki Yıl Okul Tatili
3.Jane Eyre
4.Küçük Erkekler
5.Çocuk Kalbi
6.İki Şehrin Hikâyesi
7.Define Adası,
8.Pollyanna,
9.Robinson Crusoe,
10. Kayıp Dünya,
11. Peter Pan
12. Paul ve Virginia
13. Robin Hood
14. Tom Saweyer
15. Oliver Twist
16. Denizler Altında 20.000 Fersah
17. Notre Dame’in Kamburu
18. Küçük Kemancı
19. Monte Cristo
20. Hazine Adasına Dönüş
21. Seksen Günde Devrialem
22. Dünyanın Merkezine Seyahat
23. Mutlu Prens
24. Çizmeli Kedi
25. Jules Verne
26. Don Kişot
27. İki Çocuğun Devr-i Âlem Seyahati
28. Sefiller
29. Kelile ve Dimne
30. Pinokyo
31. Alis Harikalar Diyarında
32. Güliverin Seyahatleri
33. Parmak Çocuk
34. Ormanda Uyuyan Güzel
35. Hazine Adası
36. Üç Silahşör
37. Küçük Prens
38. Fareli Köyün Kavalcısı
39. Kırmızı Başlıklı Kız
40. Define Adesı
41. Bremen Mızıkacıları
42. Sinbad
43. Abbase
44. Binbir Gece Masalları
45. Kırk Vezir Hikayeleri
46. Hay Bin Yakzan
47. Hazret-i Ali’nin Cenkleri
48. Binbir Gece Masalları
49. Define Adası
50. Pol ve Virjini


Bu liste daha da arttırılabilir. Edebî olmayan, bilimsel ve ansiklopedik eserler, çocuklara yönelik yazılmış olan gezi kitapları, anılar, şiirler, biyografiler de çocuk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Özellikle çocuk şiirlerinin bu türler içerisinde özel bir yeri bulunmaktadır.

D) ÇOCUK ŞİİRLERİ :

Çocuk edebiyatında şiir, bir sanat eseri ve bir eğitim aracı olarak önemli bir işleve sahiptir. Çocuk şiirleri vasıtasıyla vatan, bayrak, millet şuuru, dinî ve millî değerler anlatılabilmektedir. Şiir, çocukları güzel duygu ve düşüncelere ulaştırmanın yanı sıra, dil ve telaffuz becerileri de kazandıran bir edebiyat türüdür. Çocukta ezber yeteneği şiir yoluyla gelişmektedir. Vezin ve kafiyenin oluşturduğu âhenk, çocuğun şiiri ezberlemesine katkıda bulunmaktadır. Anadil eğitiminde şiirin önemli bir yeri vardır. Çocuk, kelimelerin doğru telaffuzunu, vurgu ve durakları şiir okuyarak öğrenebilmektedir. Bu bakımdan ilköğretimde çeşitli gün ve haftalar vesilesiyle düzenlenen şiir okuma etkinlikleri önem taşımaktadır.

Tekerlemeleri, bilmeceleri, çocuk oyunlarındaki şiirleri ve çocuk şarkılarını da aynı öneme hâiz çocuk edebiyatı ürünleri olarak zikretmekte yarar görüyoruz.

Ayrıca, çocuk piyeslerinin ve okullardaki dramatizasyon çalışmalarının çocuğun ruhî ve bedenî gelişmesindeki rolüne de dikkat çekmek gerekmektedir. Bu tür edebî faaliyetler, çocuğun çeşitli kabiliyetlerini ve zekâ türünü ortaya çıkaran ve onun toplumsal yönünü geliştiren uygulamalardır. Çocuk edebiyatının gelişmesinde çocuk dergilerinin özel bir önemi vardır. Çocuk, dergi vasıtasıyla okuma alışkanlığı kazanabilir ve farklı edebî türleri bir arada görebilme imkânı bulur. Burada televizyon öncesi hayatımızda, çizgi romanların çok önemli bir yer tutuğunu da belirtmekte yarar görüyorum. Çocukların yaz aylarında, tatillerde büyük ilgi gösterdikleri ve değiş-tokuş yoluyla geniş bir okuyucu kitlesine ulaşan çizgi romanlar, çizgi film sektörünün gelişmesi karşısında, bugün sadece çocuk dergilerinin sayfalarında yer bulabilmektedir.

Günümüzde çocuk edebiyatı, sanal ortama da taşınmış ve bunun sonucu olarak da çocukları saatlerce ekran başında, bilgisayar karşısında tutarak, onları zihinsel yönden zaman zaman olumsuz yönde etkileyen bir durum oluşturmuştur. Bilgisayar oyunları, chat(sanal sohbet), bilgisayarda sörf (gezinme) vb. ilgiler sebebiyle çocuk, gerçek dünyadan kopma tehdidine mâruz kalmıştır. Okumayı, düşünmeyi, zihinsel üretmeyi engelleyici ve çocuğu kitaptan, ödevden, dersten uzaklaştırma tehlikesine karşı, anne ve babaların bilgisayar ve internet konusunda bilgilenmeleri şarttır.

D.Ş: Sizce yetişkinler neleri okumalı?

A.F.B: Yetişkinler ne okumalı? Bu soruyla sık sık karşılaşan biri olarak, dostlarıma verdiğim cevap, “dünya klâsikleri okusunlar” şeklinde genel tavsiyeler olmuştur hep. Oysa ülkemizde klâsik eserlerin çocuklar için yapılmış kaliteli tercümelerini bulmak bir hayli zordur. Bir çocuk romanı, sadece serüvenlerin nakledildiği bir eser değildir. Bir edebî eserde, konu ve muhtevâ kadar, dil ve üslûp da önemlidir. Edebî eserler, en doğru ve seviyeli dil ve anlatım unsurlarını ihtivâ eden eserlerdir. Çocuk eserleri, kelime hazinesi, düzgün cümle örnekleri, nitelikli anlatım ve nihayet eğitici, eğlendirici konular bakımından ele alınmalı ve tavsiye edilen eserler, bu ölçütlere uygun olarak seçilmelidir.
Bu hususta, öncelikle büyüklerin kitap okuması ve çocuklara tavsiye edilecek eserleri tanıması önemlidir. Esasen çocuklara okuma şuuru, daha ziyade bu tür “örnek okumalarla” kazandırılabilir. Eski kültürümüzde bir kitabı aile içerisinde sesli olarak okumak ve birlikte dinlemek geleneği yaygındı. Battal Gazi, Hazret-i Ali’nin Cenkleri, Muhammediye, Kara Davut ve benzeri eserler, bu yolla bütün bir aile fertlerinin şuurlanma sürecinde etkili olmuş eserlerdir. Ne yazık ki günümüzde, kitap okuma (kıraât) geleneğini bırakmış ailelerde, beyhude bir istekle çocuklara kitap okumaları tavsiye edilmektedir. Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırabilmek için, anne veya babanın çocuğa zaman ayırarak birlikte kitap okumaya çalışması şarttır. Çocuk bu uygulamayla, bilmediği kelimeleri ebeveynine sorarak öğrenebilecek ve telaffuz, vurgu ve imlâ konusunda beceri kazanabilecektir.

Ülkemizde garip bir talihsizlik eseri olarak kaynağı Doğu edebiyatlarına dayanan bazı eserler, Batı dillerinden tercüme edilmiştir. Şinasi, Recaizâde Mahmut Ekrem ve Tanzimat’ın diğer bazı yazarlarının, La Fontaine’den yaptıkları tercümeler buna örnek verilebilir. Osmanlı edebiyatında çocuklar için uyarlanacak zengin bir edebî malzeme bulunmaktadır. Sözgelimi XV. yüzyıl şairi Şeyhî’nin Harnâme adlı hayvan hikâyesi henüz çocuklar için uyarlanmamıştır. Düşünün ki tam altı yüz yıldır bilinen bu eser gibi, yeniden kaleme alınacak yüzlerce eser bulunmaktadır. O halde klâsik edebiyatımızdaki birçok eseri yeniden yorumlayarak günümüzün insanına tanıtmalıyız. Böylece gençlerimizin zengin edebî mirasımızla yeniden tanıştırılması da sağlanmış olacaktır.

Burada söz konusu olan yetişkinlerin yaş sınırları 13-16 yaş arasıdır. Bu yaşlardan önce (daha ziyade yedi yaşından itibaren), çocuklara kabiliyet geliştiren, hayal dünyasını zenginleştiren eserler okutulmalıdır. Çocukta hayal ve merak unsurlarının geliştiği yaşlarda, ilginin macera muhtevalı eserlere yöneldiği bilinmektedir. 11-12 yaş dönemi, çocuğun okumaya en elverişli olduğu dönemdir. 13 yaşından itibaren çocuğun örnek alacağı ve taklit edeceği “kahraman” arayışı başlamaktadır. Bu bakımdan tarihî romanların ve biyografik eserlerin bu yaş çocukları için önemi büyüktür. Bu yaşlarda erkek çocukların maceraya yönelmesi ve bu tür eserlere ilgi göstermesine karşılık, kız çocukları romantik eserleri tercih etmektedirler.

Anne ve babaların, öğretmenlerin tavsiye edecekleri kitapları seçerken, çocuğun psikolojik gelişimini ve zihnî, fikrî, bedenî vasıflarını iyi tanıması, öğrenmesi şarttır. Tavsiye edilecek kitaplarda şu temel hususların bulunması gerekmektedir :

a. Seçilen eser, şekil özellikleri bakımından (harf karakteri, yazı tipi, resim, renk, cümle yapısı, kelime hazinesi vb.) çocuğun yaş ve ilgi seviyesine uygun olmalıdır.

b. Eserin muhtevası, çocuğun yaş özellikleri, psikolojik, ruhî ve fikrî gelişimine katkıda bulunmalıdır.

c. Kitap, çocuğun sosyalleşmesine yardım etmeli, aile, vatan, millet ve insanlık gibi değerlere bağlılık duygularını güçlendirmelidir. Çocuk dil, din, kültür, gelenek, görenek vb. millî değerleri kitap vesilesiyle tanıyabilmeli ve bu değerleri sevebilmelidir.

d. Çocuk, kitap vesilesiyle, temel kişilik değerlerini ve doğruluk, dürüstlük, temizlik, ahlâkî değerler, çevreyle uyum vb. karakter özelliklerini kazanabilmelidir.

e. Kitap, dil ve anlatım özellikleri bakımından zengin ve seviyeli olmalıdır. Edebî eserler, dilin sevdirilmesi ve dil öğretiminin uygulamalı olarak gerçekleştirilmesi için önemli araçlardır. Kitaptaki cümle yapıları basit ve düz olmalı. Kelime, deyim ve atasözleri, çocukların yaş seviyelerine göre seçilmelidir.

f. Kitap, okumayı sevdirerek çocukta okuma yeteneğini ve alışkanlığını geliştirmelidir.

g. Bütün bunlar uygulanırken, çocuğa kuru nasihat vermeden kaçınmalı ve otoriter bir yaklaşım sergilenmemelidir. Çocuk, yazarın samimi ve içtenliğine inanmalıdır. Çocuk kitaplarında çocuğun ciddiye alınması ve anlatımın estetik vasıflarla renklendirilmesi de önemlidir. Kuru nasihat muhtevalı ve sadece bilgi vermeye dayalı kitaplar, çocuğun okumaktan zevk almasını ve bir kitabı sonuna kadar okumaya çalışmasını zorlaştırır.

D.Ş: Bugünün yetişkinlerine neler tavsiye edebiliriz?

A.F.B: Bugünün yetişkinlerine neler tavsiye edebiliriz? Bu soruya karşılık elbette sadece Batı ve Doğu klâsikleri deyip geçmeyeceğim. Çocuklara ve yetişkinlere aynı zamanda büyüklere de tavsiye edilecek bazı eserleri tavsiye edebiliriz. Ben, çok genel bir anlayışla, kütüphanemde yer alan bazı kitapların listesini verme yolunu seçtim. Buraya alacağımız eserler, tamamen şahsî tercihlerle belirlenmiştir :

1.Peyami Safa, Cingöz Recai Serisi
2.Charlotte Bronte, Jane Eyre
3.Christy Brown, Sol Ayağım
4.Jose Mauro de Vasconcelos, Şeker Portakalı
5.Edmondo De Amicis, Çocuk Kalbi
6.Louisa May Alcott, Küçük Erkekler
7.Paulo Coelho, Simyacı
8.Susanna Tamaro, Büyülü Çember
9.Roald Dahl, Dev Şeftali
10.Jonathan Livingston, Martı
11.Jack London, Beyaz Diş
12.Antoine De Saint-Exupery, Küçük Prens
13.Bernardin De Saint-Pierre, Paul ve Virginie
14.Ali Tokul, Akasya Hikâyeleri
15.Mustafa Kutlu, hikâyeler serisi
16.Cihan Okuyucu, İçimizdeki Mevlânâ
17.Dede Korkut Hikâyeleri
18.Mevlânâ, Mesnevi’den Hikâyeler
19.Mehmet Niyazi, Çanakkale Mahşeri
20.Mustafa Necati Sepetçioğlu serisi
21.Tarık Buğra, Küçük Ağa ve Osmancık romanları
22.Beşir Ayvazoğlu, Bozgunda Fetih Rüyası
23.İskender Pala, İki Dirhem Bir Çekirdek
24.Ali Fuat, Yolcular
25.Cengiz Aytmatov, Çocukluğum
26.N.H. Klenbaum, Ölü Ozanlar Derneği
27.La Fontaine, Masallar
28.Cervantes, Don Kişot
29.Nihat Sami Banarlı, Türkçe’nin Sırları
30.Binbir Gece Masallarından Seçmeler
.
( Prof Dr Ali Fuat Bilkan İle Çocuk Edebiyatı Üzerine Bir Mülakat başlıklı yazı Durdu ŞAHİN tarafından 5.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.