Akıl ve özgür irade nimetlerinin sorumluluğu olarak dünyada sınava tabii tutulmaktayız. Bu sınavın sonucunda ise başarılı olanlara cennet ödülü, başarısız olanlara ise cehennem cezasının verileceğini hepimiz biliyoruz. Bu sınav yerinin zorlayıcı, yanıltıcı ve sıkıntılarla dolu bir yer olduğunu da biliyoruz. İnsanlığın var oluşundan bu yana dünya, insanlara ahireti kazanabilmeleri için bir sınav yeri olmuştur. Her çağın gerektirdiği durumlara göre; insanları sınayıp, zorlamak ve insanlara yanıltıcı seçenekler sunmak için çeşitli vasıtalarla türlü türlü oyunlar oynanmıştır. Bu oyunlardan biri vardır ki insanlığın varoluşundan beri insanoğlunun peşini bırakmamaktadır. Ve Allah, bu oyuna kananları asla affetmeyeceğini bildirdiği için sırf bu oyuna kandığından dolayı birçok insan bu sınavı geçememiş ve maalesef cehennem hayatına layık olmuşlardır. Evet, bu tehlikeli oyunun adı "Şirk" tir. 

Arapça kökenli bir kelime olan "Şirk" ortak koşma anlamına gelir. Şirki İslami açıdan ele alacak olursak, Allah'ın mutlak olan özelliklerini başka varlıklarda da varmış gibi düşünüp, o varlıkları Allah ile aynı seviyeye getirip, Allah'a yapılan muameleyi o varlıklara da yapmaktır. Şirk kelimesi "Tevhid" kelimesinin zıttıdır. İslam, tevhid inancına sahiptir. Yani İslam, İhlas Sure'sinde bahsedildiği gibi Allah'ın bir olduğunu, doğmayıp-doğurmadığını, zamana ve mekâna ihtiyacı olmadığını, kâinatta olan veya bizim bilmediğimiz özelliklerin mutlak bir manada sadece Allah'ta olduğunu dile getirir. Tevhid inancı, İslam'ın temeli ve çatısı gibidir. Temel ve çatının koruduğu arada kalanlar ise diğer gerekliliklerdir.  Tevhid inancında ki küçük bir sarsıntı İslam'ın tümden yok olmasına neden olur. İşte bu yüzden yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de: " Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında dilediğini bağışlar. Allah'a ortak koşan, muhakkak ki, derin bir sapıklığa düşmüştür." (4:116) Buyurmuştur. İşte bu çok tehlikeli oyuna yenik düşen nefisler cennetin kokusunu dahi alamayacaklardır. Çünkü dünyalık sınavımızı ancak Allah'a ibadet ederek geçebiliriz. İbadeti yapacağımız varlığı tanımayıp, ona şirk koşarsak veya ibadeti Allah'ın istediği şekilde yapmazsak sınavı geçememiş oluruz. Ve dolayısıyla sınavı geçenlere verilecek olan cennet yaşamını kaçırmış oluruz. Üstelik bize verilen akıl ve özgür iradenin sorumluluklarını yerine getirmediğimiz için bunun cezası olarak cehennemle muhatap oluruz. Odamızı toplamadık diye annemiz bize kızar değil mi? Ama yine de bize olan sevgisi ve merhametinden dolayı bizi bağışlar ve bu sorumluluğu yerine getirmemizi isteyerek o odada barınmamıza izin verir. Peki annemize karşı gelip, ona karşı evlatlık sorumluluğumuzu ona değil de başkalarına yaparsak, onunla daima zıtlaşırsak bu sefer o odaya bile giremeyiz. İşte bu kainatı bize barınak olarak veren Allah'da, sizin diğer günahlarınızı affederim diyor. Ama sakın ola benim karşıma şirk ile gelmeyin, onu asla affetmem diyor. Bu yüzden dünyalık bu sınavımızı geçebilmek için kulluk ettiğimiz varlığı ve bizden istediklerini çok iyi bilmemiz gerekmektedir. Bir üniversite sınavına girmeden önce sınava dair her şeyi araştırırız da, ebedi cenneti kazandıracak olan bu dünya sınavına neden hazırlık yapmayız?

Şirk, öyle tehlikeli ve sinsi bir oyundur ki; gezegenlere, bazı maddelere veya bazı ünlü şahsiyetlere tapanların yanı sıra, bazen de insanı içten içe sarar. İnsan, kendisini dünyalık ürünlere o kadar çok kaptırır ki, şirke düştüğünü bile fark edemez. Peygamberimiz, bir hadislerinde: " Şirk, ümmetimde düz taşta karanlık gecede karıncaların gezinişinden daha gizlidir." demiştir. Yani, çoğu zaman Müslümanlar bile farkında olmadan şirke düşebilmektedirler. Peygamberimiz döneminde müşrikler (şirk edenler) Allah'a inandıklarını fakat putlarını Allah'a yaklaştırıcı bir aracı olarak gördüklerini söylerlerdi. Bu yüzden Allah'ın mutlak özelliklerinin kendi yaptıkları putlarda da olduğunu söyleyerek açıkça şirk işlemekteydiler. Ama günümüzde öyle durumlar var ki, Mekke müşrikleri gibi açıktan olmasa da insanları gizliden şirke düşürmektedir. Bu tür şirklerden bazılarını açıklamaya çalışalım. 

Şirke düşürücü bir vasıta olarak çağımızda en büyük yeri paranın aldığını düşünüyorum. Çoğu insanlara aman dikkat diyoruz! Onlar ise, biz paraya tapmıyoruz ki, paranın bizi yarattığına inanacak kadar geri zekalı değiliz diyorlar. Oysa şirk, Allah'ın sadece yaratma sıfatını başka canlılara yüklemekle olmuyor. Allah'a yönelik yapmamız gereken ibadetleri yapmayıp, Allah'ın emrini hiçe saymamıza neden olan ve Allah'ın herhangi bir mutlak sıfatını başka varlıklara yüklemekte şirktir. Günümüz insanları parayı düşündükleri kadar, para için uğraştıkları kadar Allah için uğraşsalar, inan ki cennete girmeyen kalmaz. Allah'a ibadet etmek dururken, dünyalık servet peşinde koşmak, dünyalık serveti Allah'a ortak koşmak olmaz mı? Eğer Allah'ı dünyalık maldan daha değerli görürse bir insan, o mal peşinde harcadığı zamandan daha fazlasını Allah rızası için harcar. Yoksa istediği kadar inkâr etsin, o insan dünyalık malı Allah'a şirk koşmaktadır. Tabi bu gizli bir şirk olduğundan kolay kolay farkına varamamaktadır. Oysa Allah, dünyalık malı ahirete daha kolay hazırlanabilmemiz için bir araç olarak bağışlamıştır insanoğluna. İnsanoğlu, bu aracı ister istemez amaca çevirirse maalesef gizli bir şirk zuhur etmektedir. Hatta bazı insanlarda bu gizli şirk öyle bir hal almıştır ki, açıkça "Allah'tan sonra bu dünyada para gelir, ikinci Allah varsa o da paradır, parasız bir insan hiçtir." gibi cümleler kurarak bu gizli şirki açığa çıkarmaktadırlar. Sırf para için birbirlerini öldüren insanlar, devletler arası savaşlar, yer altında dönen kirli oyunlar çağımızda paranın nasıl Allah'a ortak koşulduğunu gözler önüne seriyor. Bir lokantada müşteri bekleyen bir lokantacının amacı, dünyada geçimini sağlayacak kadar para kazanmak, fazla kazanırsa Allah rızası için ihtiyaç sahiplerine yardım etmek olması gerekirken; lokantacı, müşteri gelmeyince adeta çıldırma noktasına gelmektedir. Sanki sırf bu iş yerinden para kazanmak için yaratılmış. Kazanacağı parayı bir araç değil, amaç olarak görmektedir. Parayı düşüneyim derken; dini, imanı, Allah'ı, ahireti unutmaktadır. Böylece Allah'a olan özeni dünyalık bir ürüne verdiği için kapalı bir şirke düşmüş olmaktadır. Bir işçinin derdi, bugün neden az para kazandım olmamalı. Bugün iş yerindeyken Allah rızası için yaptım olmalı!. Zaten Allah, rızkı mutlaka bir yerden verir. Yoksa akılsız olan o küçük kuşlar, sabah yuvalarından aç çıkıp akşam tok olarak dönemezlerdi. 

Diğer bir gizli şirk kaynağı ise futboldur. Özellikle genç kesim futbolu aşırı bir şekilde yüceltmektedirler. Futboldan konuştukları kadar Allah'tan bahsetmemektedirler. Tuttukları takımların kolyelerini, bilekliklerini taşıyıp; senin için ölürüz, en büyük sensin, senden başka kimsemiz yoktur gibi sloganlar atarak gizli şirki açığa çıkarmaktadırlar. Bu sözleri mecazi anlamda kullanıyoruz diyenler olsa da, o anlık heyecan ve bu sözlerin etkisiyle insanlar kendilerinden geçmektedirler. Futbolun vesilesiyle iddia oyunlarına yönelip, Allah'ın emirlerini hiçe saymaktadırlar. Sırf tuttukları dünyalık ve gereksiz takımlar için birbirlerine küfür edip, kavga etmekte, hatta çoğu zaman ölüme varacak kadar aşırı şiddete yönelmektedirler. Çağımızda futbol, sadece gizli bir şirke vasıta olmakla kalmamış, neredeyse başlı başına dinleştirme yoluna bile girmiştir. Sokakta ki bir kimse Allah'a küfür etse, dönüp bakılmazken bir galatasaraylı fenerbahçeliye küfür etse bütün fenerbahçeliler birleşip o galatasaraylıyı öldüresiye döverler. Küçük bir çocuk, ilk olarak Allah veya Muhammed (s.a.v) değil de, tuttuğu takımın ismini söylüyor. Durum bu haldeyken size soruyorum, bu yaşananlar Allah'a şirk koşmaktan başka nedir?

Başka bir gizli şirk vasıtası ise, İslam ile yönetilmeyen ülkelerde Allah'ın emirleriyle yönetmeyecek bir lidere kendi isteğiyle oy vermektir. Maide Suresi'nde yüce Allah, Allah'ın hükümleriyle yönetmeyenler kafirlerdir diyor. Allah'ın kanunları dururken, sıradan insanların uydurduğu kanunlarla hüküm vermek ve bunu desteklemek şirk değil de nedir? Ama adaylardan hangisi İslam'a daha yakınsa, İslam'a en uzağın kazanması yerine daha yakın olanın kazanması için mecburi kalıp, o kişiye oy verebilirsiniz. Bu oyunuzu verme amacınız da o kişinin İslam'a en yakın olması olmalıdır. Günümüzde halk, firavuna tapanlar gibi değillerse de, devlet liderlerine gereğinden fazla değer vermektedirler. Üstelik bu liderler Allah'ın emriyle yönetmemektedirler. Bu gibi durumlar da şirke girer. 

Diğer gizli şirklerden biri de tarikatlardaki müritlerin şeyhlerine yaklaşma biçiminde ortaya çıkmaktadır. Şeyhler, Allah'a yaklaştırıcı ve müridin nefsini terbiye etmesine yardımcı olan bir öğretmendir. Bu kişiler daha önceden nefisleriyle savaşıp, dini alanda önemli bir yol kat ettikleri için bu yolda yeni yürüyen insanlara yol arkadaşlığı yaparak, müritlerine yardımcı olurlar. Ama bazı insanlar, şeyhlere gereğinden fazla özellik yükleyerek istemeden de olsa Allah'a şirk koşmaktadırlar. Şeyhleri vasıtasıyla Allah ile direk temasa geçebileceklerini, şeyhleri olmadan Allah ile görüşemeyeceklerini söylemekte, Allah ile aralarında ki doğrudan bir aracı olarak görmektedirler şeyhlerini. Oysa bu durum İslam'a uygun değildir. Allah, her kuluna o kulunun şah damarından daha yakındır. Yeter ki insan ilmini arttırıp, Allah ile yakınlaşmak için uğraşsın. Yukarıda dediğim gibi şeyh, insanın Allah ile yakınlaşma sürecinde ona tecrübelerini ve ilmini aktarır. Ama asla müridi ile Allah arasında gerçek manada bir aracı olamaz. Diğer bir mana ile düşünecek olursak, şeyh Allah'a ulaşma yolunda müridine ilmi açıdan yardımcı olduğu için o insanın Allah'a ulaşmasına vesile olur. Ama günümüzdeki tarikatlarda anlaşıldığı biçimiyle (Rabıta vb) mürit ile Allah'ın arasına şeyh asla giremez. 

Şirke neden olan örnekler daha çok var ama ben sıkmamak için en çok görülenlerden dört tanesine değindim. İnsanlar, cahilliklerinden ve gafletlerinden dolayı ne yazık ki şirk batağına düşmekte ve sonsuz bir ahiret yaşamını kendi elleriyle cehenneme atmaktadırlar. Oysa Allah'a ortak koştukları bu dünyalık ürünler, aslında gözlerinde büyüttükleri kadar yüce şeyler değillerdir. Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de:" O gün hepsini toplayacağız. Sonra Allah'a ortak koşanlara: "Hani nerede o Allah'a ortak saydığınız ortaklarınız? diyeceğiz." demektedir. 
Rabbım bizi gizli şirke düşme tehlikesinden korusun. (Amin) Allah yolunda hizmet edebilen sadık kullarından eylesin. (Amin) Nefsimizi ve vehmimizi terbiye edebilmemiz için yar ve yardımcımız olsun. (Amin) Fatiha.
( Çağımızın Belası Şirk başlıklı yazı Ümit Zafer tarafından 16.01.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.