Namazı kılmaya başlamadan önce namaza dair bilmemiz gereken bazı unsurları “Namaza Dair-1-“ İsimli yazımda kaleme almıştım. Şimdi namaz kılma aşamasına geçebiliriz.

 

İnsanın nefsinin temizlenmesi için başı çeken ibadet olan namaz, vücudun temizlenmesiyle yol alır bedenden ruha. Beş vakit yıkanan bölgeler, hem fiziksel temizliği sağladığı için insanları çeşitli hastalıklardan koruyarak ömrü uzatır hem de o uzuvlarla yapılan günahların akıp gitmesini sağlar. Bu yüzden abdest, su gibi aziz olması için beş vakit karşılar namazı. Maddi ve manevi temizlenmenin ardından en güzel kıyafetlerini giyerek, gönül birliğinin sağlanmasına yardımcı olan mescitlere doğru büyük bir heyecanla yola koyulur müminler. Mescide doğru yürürken, atılan her adımdan da çok büyük sevap kazanıldığını müminlere bildirir sevgili peygamberimiz. İslam, sevgi dinidir. Hoşgörünün, adaletin, birlikteliğin beşiğidir. İşte bu yüzden cem ederler müminler camilerde. Allah’ın, bütün kullarının sevgisine karşılık verebileceğini bildiği için müminler, topluca varırlar huzuruna sevgilinin. Tek safta, omuz omuza verirler müminler.

 

 “Allahu Ekber” diyerek iftitah tekbirini alırlar. Allah’ın en yüce olduğunu bir kez daha hatırladıktan sonra, mucizelerin en büyüğü olan Kur’an-ı Kerim’den sureler okunur kıyamda. Yüce Allah’ın bizden istemiş olduğu görevleri hatırlayıp, evreni mantıksal açıdan tekrar süzerek Allah’ın kâinatı ne kadar muhteşem yarattığını idrak ettikten sonra, Kur’an’dan öğrendiğimiz İslami şuuru genişletip tekrar “Allahu Ekber” diyerek rükûya eğiliriz. Kendini daima büyük gören nefsimiz, uysallaşır ve Allah’ın yüceliği karşısında dayanamayıp Allah’a boyun eğerek en az üç kere “Subhane rabbiye’l- azîm” der. Böylece rükûda hem sözlü hem de fiili olarak yüce Allah’ı tazim etmiş oluruz. Yani, ey Allah’ım! Ben senin aciz bir kulun olarak fark ettim ki sen bütün noksanlıklardan münezzehsin, diyerek Allah’a öylesine değil onu tanıyarak ibadet ettiğimizi belirtmiş oluruz. Bu tazimin ardından tekrar “Allahu Ekber” diyerek yine kıyama doğrulur ve bu doğrulma sırasında “Semiallahu limen hamideh” deriz. Böylece yaptığımız ibadetlerin sıradan bir tapınma ayininden farklı olduğunu, ibadet ettiğimiz varlığın bizi işittiğini belirtir ve namazımıza huşu katmış oluruz. Tam doğrulduğumuz zaman ise, evrendeki bunca nimeti bize bahşedenin yalnızca Allah olduğunu ve bu yüzden yalnızca ona şükretmemiz gerektiğini idrak ettiğimizi belirtmek için “Rabbena ve leke’l hamd” deriz.  Daha sonra, kıyamda durduğumuz bu zaman zarfında içimizde biriken huşunun şevkiyle yine “Allahu Ekber” diyerek secdeye varırız. “Demek ki kıyamı ne kadar uzatırsak doğal olarak biriken huşu da o kadar artacaktır.”  Bizimle beraber; bitkilerin, hayvanların ve cansız varlıkların da Allah’ın huzurunda secdeye kapandığını hatırlarız. Bütün kâinatla birlikte Allah’ın yüceliğinin karşısındaki acizliğimizi göstererek, kendimizi Allah’a teslim ederiz. Kulun Allah’a en yakın olduğu yer secdedir. Secde esnasında parçalanır nefsimiz, mânâ âleminde uçsuz bucaksız bir sefere çıkarız. Kendi acizliğimizin farkına vardıkça manevi âlemde yükseliriz. Bu yüzden peygamberimiz, müminin miracı namazdır demiştir. Secde anında, “Sübhâne Rabbiye’l- A’lâ” diyerek Allah’ın her türlü noksanlıktan münezzeh olduğunu, onun hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını vurgularız. Secdenin ardından “Allahu Ekber” denilerek ka’de yani oturuş yapılır. Rabbimizin her türlü noksanlıktan uzak olduğunu belirmemizden hemen sonra bu oturuş esnasında “Ettehiyyâtü” duasını okuruz. Mümin namaz sırasında ağır ağır miraca çıkarken, bu oturuş ile yükselişimize hız katarız.  Bu yüzden iki secde arasında ki oturuşlarımızda okunabilecek duaları ezberlemeliyiz veyahut en az 3 saniye gibi bir süre kadar oturuşlarımızı uzatmalıyız. Ka’denin ardından “Allahu Ekber” diyerek ikinci secdeye varırız. Tekrar üç kere “Sübhâne Rabbiye’l- A’lâ” dedikten sonra yine “Allahu Ekber” diyerek kıyama kalkar ve Fatiha Suresi’ni okuduktan sonra Kur’an’dan bazı sureleri okuyarak tekrar rükûya varırız. Sonra birinci rekâtta yaptıklarımızı tekrar uygularız. Her rekâtta huşu bir kat daha artar ve miraçta daha fazla yol kat ederiz.

 

Namaz rekâtları vakitlere göre değişir. Mesela sabah namazının farzını kılıyorsak, ikinci rekâtın son oturuşunda “Ettehiyyâtû” duasından sonra Salli-Bârik ve Rabbenâ dualarını da okuruz. Bu duaların da her birinin çok büyük manaları, namaz sırasındaki miracı yükseltici ve ibadet edilen varlığa yaklaştırıcı etkileri vardır. Ama bu yazımda namazı genel hatlarıyla incelediğim için bu ayrıntılara girmeyeceğim. Bir namaz kitabı alarak bunların manalarına kolayca ulaşabilirsiniz. Eğer öğle namazının farzını kılacaksak, dördüncü rekâtta son oturuşu yapmalıyız ve ikindi namazının farzı da öğle namazı ile aynıdır. Akşam namazının farzını kılacaksak bahsettiğim şekilde ilerleyerek üçüncü rekâtta son oturuşu yapmalıyız. Yatsı namazı ise yine öğlen ve ikindi ile aynı yani dört rekâttır. Bu namazları kılarken, hepsinde ikinci rekâtta oturarak sadece “Ettehiyyâtü” okuyup diğer rekâta geçmeliyiz. Sabah namazı zaten iki rekât olduğu için ilk oturuşta, ka’de de okunan bütün duaları okuyup selam vererek namazı bitiririz. Akşam namazı ise üç rekât olduğu için ikinci rekâtın ardından üçüncü rekâtta tekrar oturarak ka’de deki bütün duaları okuyup, selam vererek namazınızı bitiririz. Öğle, ikindi ve yatsı namazları ise dört rekât olduğu için ikinci rekâtta ilk oturuşu yapıp sadece “Ettehiyyâtü” duasını okuyup üçüncü rekât için kıyama kalkmalıyız. Üçüncü rekâtta oturmayıp direk dördüncü rekâta geçip, dördüncü rekâtta son oturuşu yaparak ka’de deki bütün duaları okuyup selam vererek namazı bitiririz.  Namazda son rekâtta ka’de dualarını okuduktan sonra selam veririz dedim. Selam kısmını açıklayacak olursak, önce sağ omzumuza sonra da sol omzumuza dönerek Esselâmû aleyküm ve rahmetullah” yani Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun diyerek, işlediğimiz günah ve sevapları yazan meleklere, sizin varlığınızı unutmadım. Dünya hayatında yaşadığım her şey kayıt altına alınıyor, biliyorum. Zaten ben de ona göre yaşamaya çalışıyorum. Allah’ın size verdiği görevi aksatmadan yaptığınız için teşekkür eder ve Allah’ın rahmetinin ve bereketinin üzerinize olmasını dilerim diyerek sağımızdaki ve solumuzdaki meleklere selam veririz. Böylece namaz bitmiş olur.

 

Bir daha ki yazım olan “Namaza Dair -3- “ de namazın faydalarına değineceğim.  Allah’a emanet olun…

( Namaza Dair -2- başlıklı yazı Ümit Zafer tarafından 20.12.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu