Bizi Bize Anlatanlar
BİZİ BİZE ANLATANLAR/OĞUZ BATIN
Milenyum yıllarına sosyal,siyasal,kültürel ve sanat
olarak gelesiye kadar bu dünya pek çok evrelerden geçmiş ve bu evreler
içerisinde kendini geliştirerek bugünlere kadar gelmiştir.Parantez
içinde bir iki ufak bilgiyle bu gelişimin nasıl başlayıp süregeldiğini
söyledikten sonra asıl konumuz olan “Bizi Biz’e Anlatanlardan”
bahsedeceğim.
Dünyanın en eski,en ihtiyar ve en
ölümsüz olan bir kavram vardır dünyada.Adı şiir olan bu kavram dünyayı
gezmiş görmüş ve geçirmiş bir insana benzetelim.Bu edebi türe yarenlik
eden de hiç kuşkusuz müziktir.Bunların kaynakları o çağlarda kesinlikle
dindir.Yapılan dini törenlerle beraber basmakalıp hal ve hareketler
ritüelleri müziği yani dansı doğururken,insanların söz söyleme ve
iletişimde bulunma arzularıyla o yüzyıllar için bir güneş gibi
doğmuşlardır.Bu çağlardan sonra Araplar’ın Cahiliye Döneminde asıl adı
muallakati seba olan günümüz Türkçesindeki karşılığı yedi askı olan
dönemde verilen ürünler hiç yadsınamayacak güçtedir.Bu güç nasıl şiire
yansımışsa bundan sonra Arap edebiyatında gelecek bir sonraki dönemde
şiir başta olmak üzere Araplar;sosyal,siyasal,kültürel ve bilimsel
bakımdan da altın çağını yaşayacaklar,hatta Avrupa’dan bile üstün
konumunda olacaklardır.
Konuyu dağıttığımın
farkına varıp bu paragrafta bir toparlayıp asıl konuya girmek
isterim.Şiirler,uzun şiir olan destanlara yerini bırakıp devam ederken
ilerleyen süreçte edebiyatımızda halk hikayesine ve romana geçiş
niteliğinde olan Dede Korkut Hikayeler’i verilecektir.Bu halk
hikayelerinin özelliklerini bir sonraki makalemizde bizler incelemeye
sizler ise okumayadurun bense geçeceğim paragrafta ana konunun izahına
başlayayım.
Romanın tanımı yaşanmış ya
da yaşanması muhtemel olayları yer,zaman,olay ve kişilere bağlı
kurgusuyla yazılan dönemin sosyal,kültürel,siyasal,ekonomik
özelliklerini bünyesinde barındıran,amaç estetik haz verip hoşça vakit
geçirilmesini sağlayıp bir yandan da öğreten bireysel yaratmalar
ürünüdür.Bu zamana kadar yüz binlerce roman ve hikaye kaleme
alınmış,alınıyor ve alınacaktır.Bunlar sadece anlatmaya ve okumaya bağlı
türlerdir.Tiyatro gibi göstermeye dayalı türlerimizde vardır.Günümüzde
tiyatrolara pek rağbet olmasa da bu tiyatro olgusu günümüzde sinema ve
televizyonlarda yayınlanan dizi film ve sinema filmlerine rağbet görerek
bırakmıştır diyebilirim.Gerek edebiyatımızda gerekse sinemamızda tek
kazanan bir kavram bir olgu mevcuttur.O kavram ve olgunun ismi ise bizi
bize anlattır..Nedir peki,bizi biz’e anlat?Varın bu soruyu siz tanımını
yapadurun bense bizi biz’e anlatıp kazananlardan bahsedeyim.
Hem Tanzimat Dönemi Edebiyat’ı aşığı olarak hem
de roman,hikaye,tiyatro vb. düz yazıların ilk kez kullanılıp eserler
verildiği dönem olması bakımından edebiyat ile başlıyorum.Edebiyatımıza
yenilikler getirip edebiyatımızın gelişmesinde katkısını yadsınamayan
üstat kişiliktir Şinasi.İlk tiyatro eseri olan Şair Evlenmesi’nin
yazarıdır.O dönemde bu eser bayağı yankı uyandırmıştır peki,bunun
nedenini düşündünüz mü?Nedeni çok basit.Eserin konusu bakımından bizi
biz’e anlatmasıdır.Görücü usulü ile evliliklerin yapıldığı dönemde
görücü usulü ile evlenmenin zararları bu eserde konu edilmiştir.Ardından
Namık Kemal boy göstermiştir o dönemde.yine evlilik ve cariye konusunu
işlediği İntibah ile ilk tarihi roman olarak edebiyat tarihine geçen
Cezmi adlı romanla okuyucu karşısına çıkarken Vatan Yahut Silistre adlı
tiyatro eseriyle büyük bir yankı uyandırdı..Bu söz konusu eser toplumsal
konuları dile getirdiğinden sansüre maruz kalırken bizi biz’e
anlattığından dolayı kalbimizde kalıcı yer bulan eserlere girmiştir.
Evet,geldim hayranı olduğum yazarı
anlatmaya..Eğer kendimden geçersem,lafı uzun uzadıya anlatırsam,beni bir
dürtüp susturmaya çalışın Ahmet Mithat Efendi’yi anlatırken..Felatun
Bey ile Rakım Efendi eşittir Ahmet Mithat Efendi demek.Ahmet Mithat
Efendi,eserlerinde her daim yer alan konu olan yanlış batılılaşmayı bu
eserinde de dile getirmiştir.Yazı Makinesi sıfatını alan yazar görücü
usulü evliliğin zararlarından yanlış batılılaşmaya kadar varan dönemin
bütün özelliklerini ve sorunlarını dillendiren yazar olmasından
dolayı,bir başka ifadeyle,o dönem için bizi biz’e anlattığından dolayı
edebiyat dünyasında edebiyat severlerin yüreklerinde kalıcı bir yere
oturmuştur.
Ardından gelen Servet-i
Fünuncular,her ne kadar toplumsal konular ile aralarına duvar örselerde
bireysel konuları işleyerek yine bizi biz’e anlatmayı başarıp
yüreklerimizde kalıcılığa kavuşmuşlardır.Bu kalıcılığa kavuşanlar hiç
şüphesiz Halit Ziya Uşaklıgil ile Reşat Nuri Güntekindir.Behlül ve
Bihter’in yasak aşklarını,Feride ile Kamran’ın o deli divane olan
aşklarını hatırlamayanımız yoktur sanırım.Bizi,aile yapımızı,en ince
ayrıntısına kadar alan-bizi biz’e anlatan-Yaprak Dökümü’nü unutanınız
yoktur sanırım.Yaşayan efsane olan Yaşar Kemal’in roman ve roman
kahramanlarını da hala aklımızda mıh gibi çakılıdır.
Biraz sinemaya uzanmak istiyorum.Sinema da bizi biz’e
anlatıp güldüren,bir Nasreddin Hoca Fıkralar’ı misali olan,Kemal Sunal
filmlerinden bahsetsek iyi olur.Kemal Sunal Filmleri hakkında
meslektaşlarım,öğretmenler,iki gruba ayrılsa da ben bu grubun içinde
Kemal Sunal filmleri’ni seven ve bıkmadan usanmadan seyredip yine aynı
zevki alan insanım..Bir Tosun Paşa’yı düşünün..Sultanlık,şahlık ve
paşalık gibi özelliğe sahip olan Osmanlı’nın o dönemini mizah katıp
eleştirmiyor mu?Bir Kapıcılar Kralı’nı düşünün..Kasaba ya da köy gibi
yerde geçimini sağlayamayan bir ailenin şehirde yaşadıklarını mizahi
yönden bizi biz’e anlatmıyor mu?Öğretmen’i düşünün..Şehre yeni tayini
çıkıp şehre yerleşen bir öğretmen ile ailesinin verdiği yaşam mücadelesi
filme konu olmadı mı?Hababam Sınıfı’nı düşünün..Ekonomik sorunlardan
ötürü çalışmaya mecbur olan emekli olmuş ihtiyar öğretmenler ve yanlış
eğitim sistemini konu almıyor mu?Ayrıca,belki diğer makalelerimizde
Hababam Sınıfı’nı ayrıca yazıp inceleriz.Yüz Numaralı Adam filminde o
dönemdeki toplumsal sorunları dile getirip bizi biz’e anlatmadı mı?
Dönemimizin birer Ahmet Mithat’ı
olan,birer Hüseyin Rahmi’si olan isme getirmek istiyorum sözümü.Bu isim
hiç kuşkusuz Birol Güven’dir..Çocuklar Duymasın adlı diziyle kendisini
senarist olarak duyurup tanıdık.Birol Güven ve Çocuklar Duymasın’ı
zirveye ulaştıran neydi?Cevap yine basit:Bizi biz’e anlatmasıydı..Aile
hayatımızı anlatmasıydı.Ufak bir eleştirimi de bu dizi hakkında
söyleyecek olursam bu dizi film bence,orta gelirli bir aileye hitap
etmiyor..Ama konusu bakımından bizi biz’e anlatıyor.Sadece Çocuklar
Duymasın mı?Ayrılsak da Beraberiz,En Son Babalar Duyar,Benden Baba
olmaz,Yalancı Romantik ve Seksenler Neden bu dizi filmler
başarılıydı?Nedeni yine basit..Bizi biz’e anlatmasıydı.
Sıra müzikte..Dinle-Tüket özelliğine sahip POP
müzik de sevgiliye hitaplı şarkıların yer aldığı doksanlarda
doğmuştur..Tarkan,Sezen Aksu,Yıldız Tilbe,Nazan Öncel,Serdar
Ortaç,Mustafa Sandal,Kenan Doğulu,Doğuş gibi isimlerin çıktığı bu dönem
müziğimizin altın çağı ve başlangıcıdır..Bu isimlerden hangisi sizce
kalıcı olur diyorsanız cevabını nedeni ile vermek isterim..Kimisi
karakterine kimisi ise şarkılarının birbirine benzerliğini eleştirdiği
Serdar Ortaç olur yanıtım.Herkes gündelik hayatta Serdar Ortaç’ı
sevmiyorum dese de albümleri peynir ekmek gibi satıyor..Bu başarının
nedeni ne?Nedeni yine çok basit.Bizi biz’e anlatmasıdır.Serdar Ortaç
Şarkıları,Türk Milleti’nin nabzını yakaladığından dolayı
dinleniyor,tutuluyordur ve sizler de göreceksiniz saydığım isimler
arasında Serdar Ortaç ismini kalıcı olarak tarihe bırakacaktır.
Onlar bizi biz’e anlatıp kalıcılığı
yakalayanlardandır.Kalıcılığı yakalamalarından ziyade onlar
yüreklerimizde taht kuran ve nabzımızı okuyanlardır.Bende şu edebiyat
dünyasına yeni girmiş biri olarak tek temennim,onlardan biri olup kalıcı
olmaktır..Kalıcı olmaktan ziyade tüm yüreklere girip o yüreklerde
kalıcı bir yere sahip olmamdır.Söz uçar yazı kalır dedim bu makaleyi
yazdım.Umarım bu makalem kalıcı olur deyip bir şiirimi de sonu
iliştirerek size veda etmek isterim.Bu şiir toplumsal bir şiirim…Bu şiir
bizi biz’e anlatıyor..Sağlıcakla kalın değerli okuyucularım..
ÇIKIN ARTIK ÇOCUKLAR
Çıkın artık çocuklar kabuğunuzdan,
Yaşadığınız dünya sanal.
Sürrealizmin modası geçti çoktan,
Değiştirin lütfen kanal.
Haklıyım deyip sonuna kadar haklısın,
Bitirin şu dünyadaki deli savaşı.
Asıl siz çıkın şeytan yuvanızdan,
Dağda bağda çayırda seyret güneşin doğuşunu.
Getir olsun hayatın turuncu.
Yanda karşıda komşuda ateşin sönmesine yardım et,
Yaşanır olsun dünya mutluluğu.
Çıkın artık çocuklar kabuğunuzdan,
Biz uyanamadıysak siz güneşle uyanın.
İçinde ne para ne de pul olsun rüyanın,
Değiştirin çocuklar şu deli dünya kanalını.
Dil,din,ırk,mezhep yapma ayrımını,
Tat dünyanın eskimeyen mutluluğu siyah beyazı.
Çim sahalarda akan kanın kızıllığını,
Kalbin kızıllığınla söküp atın.
Büyük bir barış meydanında toplanın çocuklar,
El ele yürek yüreğe başlatın şöleni.
Şarkı söyleyin..Türkü yakın…
Şiir yazın..Halay çekin..
Horon tepin..Zeybek ile efelenin..
Olmadı çifte telliye girin…
Başlattığınız şölen
Hiçbir zaman bitmesin çocuklar..
Yeter ki çıkın kabuğunuzdan..
Yaşadığınız dünya sanal.
Sürrealizmin modası geçti çoktan,
Değiştirin lütfen kanal..
OĞUZ BATIN
(
Bizi Bize Anlatanlar başlıklı yazı
Oğuz batın tarafından
23.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.