Bazen birdenbire ürperiyorum işte. Hani koşup koşup, sonra nefes almak için durmak gibi. Yaşadıklarım hala tazece duruyor içerimde bir yerde. Tertemiz sevdalarımın kokusu bile çıkmadı hala burnumdan. Neler söylüyorum ben?

Geriye bakmayacaksın bazen. Bıraktıkların her zaman iyi olmayabiliyor. Ya da takılıp düşüyor peşine karanlıklardan korkup. Kendine dahi zulmetmeyeceksin. Kendini karanlıklarda hiçbir zaman bırakmayacaksın. Bu laflar iyi hoş da; bir de karanlıkla birlikte doğanlar var! Onu ne yapacağız sen ondan haber ver. Yüreğim bazen on dört asır evvelden, bazen Asr-ı Saadet'ten, bazen Mevlana'dan, bazen Aşık Yunus'dan atar. Aşkı veren gönüllere, bir esenlik de verir. Sevmek güzel şey. Sevilmek daha güzel belki. Ama sevmeyi özlemek kötü be usta. Hayatımda sevmeyi bile özleyeceğim kesinlikle aklıma gelmezdi. En soğuk kış günleri kadar içim ürpermedi seher vakitleri. Sonsuzluk çok mu soğuk? Ama ne olursa olsun yalnız değilim biliyorum ama! Görevler, sorumluluklar var... Bitmeyen işlerin başlangıcı var.

Tekrar girsem girdaplara ne var. Tekrar yaşasam çocukluğumu mesela. Tekrar içsem avuç avuç Aşk-ı Derun'dan! Tekrar yazsam gözlerini satır satır kağıtlara...
( Aşk-ı Derun başlıklı yazı MehmetÇİFTCİ tarafından 20.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.