güzün gümüşi çıplaklığı

sarhoş bir yalnızlık bestesinde

şıralara bandırırcasına

kalbe ince giydirmek isterim de

genzim yanıyor soğukluğa

üşüyorum

 

bir garip nakarat dolanıyor dilime

gölgeler dikene muhtaç

oysa ben çimdikliyorum

uyanmıyor taş gönüller

bir oryantal tutunma içinde ki sen

otantik ne varsa

beliyorum samanlara duyguları

bir iç debdebe

taşıyorum

 

üzümün zarı alınmamış daha

suyu akıyor gözlerden

kaynadıkça fışkıran

bir iç sezişle

devridaim ediyor düşünceler

tadından yenmez bir şirinlik

abıhayat pınarlarına

banıyorum ekmeğimi güzel gözlerinde

ışığındaki yaşamı

çalıyorum

 

bilmem kaç aktarışta tadından yenmez

kaç saklanışta kokunca zehir zıkkım

acılar sevinçler kadar neşeli

başımda duman olunca güz havası

düzlüklere çıkar mı

bir kıyı sezonunda kollarımdaki bakışın

teklikten uçunca yürek bir güvercin kanadı

suyun çağıltısı

kıyıya vuran her yalpa

oysa ben gözlerindeyim

yanağında her dolgunluk

gölgenin ışığa özlemi gibi

ağıyorum

 

bir kadını özlüyorum

saçı belini döven

azıcık gitti benden

gözlerimdeki cenazeleri gömüyorum

çayda çıra her gecenin

kandili gözleri olan

bütün fırtınaları dindiren salınış

çare yok derdime güzün kokuşmuş üzümünden

nazarını üzerime almadıkça

biliyorum benden kalan eskileri silmedikçe

çakılmadıkça göğsüme mührü

el aman vermeyecek yüzüme değen güzelim saçların

dalıyorum…

 

 

 

14.09.2012

GAZİANTEP

( Güz başlıklı yazı MustafaKILIÇ tarafından 14.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.