Ayşe Duran’a

 

 

hayat kapısının sürmeli kapısında

saklambaç oynuyor çocuklar

bütün oyuncular yerli yerinde

kaybolan benim

sıradan her şey

söylenen yalanlar

sobelemeler

özgünlük kaybolmuş aramadan,

tekrarlıyor her biri birini

yozlaşmaya saldırı

gelmiyor birinin aklına

gözden kaçmaz her şeyin devam edişi

 

şarkı ve türküler susmadı hiç bu yaz

hadi otur bir türkü de sen yaz

çirkefliğini bulaştırsa da zaman

bir gül için çırpındım da her an

kaybettim yolumu bir çift gözde

en sonunda bulundu can bir özde

 

sadece bedenle değil; ruh ile şaştığımız

sırdaş adanmışlıkta,

sırların künhüne tuz eklemiş

başımızı dizine koyacağımız sırların içi boş

yanardöner sananlar merdi meydanı

tay olmadan şaha kalkan

çiçek olmadan kokmaz

aradığımız yolda bırakmaz yoldaş

oysa

intisap zuhur etmez bu eylemlerden

duruyorsam bu viranede

satırlara gül işlenmiş kenar süsleri gibi

burcu burcu kokan

buhranlı ikindileri eleyen

yürekler var ortada

 

adım öylesine emin ki

emeklemeyi unutmuş bir koşma

her salınışta Fırat’ın kırağı

söylenen hep ayrı koşma

ne çok türkü birikti bu yaz

heybemde hayat var, ne çare

sararmamış sırrından hiçbir saz

yeşeren az solanlar avare

bir acayip devran ki, şaşmadan bir şarkı sen de yaz

ses geçirmez sağır her duvar

öylesine bir soyutluk ki ağlayan çok gülen az

 

 

ayrı bir tebessüm güneşin doğuşu

sevinçler kıl kırağında

ağustos sıcağı depolu üzüm salkımında

nazlı bir eylüle saklamış bütün bereketini

saçlara vuruyor artık kırağı

birleşince uğultusuyla göğsün

çam kokusu

bir parça hasret

kızıl arısı zehri

bala çalmamış kokusu

eşek arısına meydan uğultusu

bala hasret gönüllere

ne sevinçler verirmiş de kader

peteklerden can akıyor salla parmağını

 

güneşin doğuşu her yerde aynı

gözyaşının rengi yok

çare bulunmuyor her derde

baş üryan sine çak aşk yüzünden

serseri bir eşkıya geziniyor serde

akla kirişi kırmak düşer gönül hengamesinde

modernist şairler arayadursun mollai merkebi

içimizden coşanlarla biz kalalım

minik bir patinin yettiği

saklambaç oyununda

 

 

10.09.12

GAZİANTEP

 

 

( Güzel Her Şey başlıklı yazı MustafaKILIÇ tarafından 10.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.