1 Yüreklerin Acımasızlıktan Kurtuluşu Beraat Kandili

Sevmesini bilen bir insan acımasız olmaz. Bir insan acımasızsa duygu özürlü demektir. İşte her şeyin sahibi ve tek hâkimi Allah insanlara sevmeyi gerçekleştirecek bir kalp vererek onları diğer varlıklardan ayrı tutmuştur.

Biz insanlar ise nedense hep tebessümden ziyade öfkeyi, sevmekten ziyade nefreti, empatiden ziyade bencilliği paylaşımdan ziyade menfaati tercih ederiz. Bu şekilde meleklerden yüce olan yanımız felç edilerek şeytanileşme eğilimine gireriz.

İşte insanların bu tür yanlış ve hatalara sürüklenerek ateş vadisine doğru yol alacaklarını bilen Rabb’imiz onlara peygamberler ve kitaplar göndererek bir takım uyarılarda bulunmuştur. Bunların yanı sıra önemli gün, gece ve aylarla da bu hatırlatmaları sürekli, kılmıştır.

Bize sunulan bu güzel ve ender anlar bir nevi günahlara ve kusurlara karşı anti virüs programıdır. Bu program çalıştırılmadığı taktirde virüsler kalbimizden başlayarak tüm bedenimizi etkisi altına alacaktır.

Kendisine hükmedemediğimiz günahlar bir müddet sonra bize hükmedecektir.

Hükmünde adil olan Rab Allah bizlere merhametinden dolayı bu programların şifrelerini de belirtmektedir. Cehennem nefsin hoşuna giden eylemlerle, yiyecek ve içeceklerle çevrilmiştir. Nefsimizi ruhumuza tercih ettiğimiz zaman, ruhumuzu azgınlaşan nefsin ayakları altında bırakmış oluruz. Ruhun felce uğradığı bir bedende şeytanlar cirit atarlar. Aşağıya bazı örneklerle bu şifrelerin ipuçlarını verebiliriz;

Günaha karşı tövbe… Zulme karşı adalet… İnkâra karşı iman… Bencilliğe karşı paylaşım… Nefrete karşı sevgi… İhanete karşı sadakat… Cimriliğe karşı cömertlik… Kibre karşı tevazu… Kötülüğe karşı iyilik… Şirke karşı tevhit… Cehalete karşı okumak... Hileye karşı güven… Harama karşı helal… Kirliliğe karşı temizlik… Sapıklığa karşı hidayet… Acımasızlığa karşı merhamet… Savaşa karşı barış…

Zaman durdurulamayan azgın bir ırmak gibi akıp gitmektedir. Bizi de önünde sürüklemektedir. Bir gün ecel adasına vardığımızda yolculuğumuzun sona erdiğini far ederiz. Ancak ne şekilde geldiğimizin önemini de anlamamızın fayda etmediği bir döneme girmiş oluruz. İnanmak kutlu bir eylemin ilk adımı olarak bizlere yaşamın her safhasında iyi bir insan olmaya aday kılmıştır. Fakat bizler bazen zaaflarımızın esiri olarak bu erdemden uzaklaşırız. Farkına varmadığımız o an da duygularımızı etkisi altına alan küçük bir virüsü önemsiz addederek damarlarımızda dolaşmasına izin veririz. İşte bu küçük bir izin virüslerin damarlarımıza akın etmesine yol olur.

Hani hatırlarsanız bununla ilgili bir hikaye vardır; Bir aslan mağaranın ağzına oturmuş kükremektedir. Küçük bir fare korkarak aslanın yanına gelir ve ondan içeriye girmek için izin ister. Aslan, fareye izin vermez. Bunun üzerine fare; “Sen ki ormanların kralı aslansın. Benim gibi küçük bir fareden korktuğun için mi izin vermiyorsun?” der. Ancak aslanın verdiği cevap oldukça anlamlıdır; “Hayır yol olur diye korkuyorum onun için izin vermiyorum” der.

Yol olacak günahlara bir defa izin verdiğimiz zaman, kalbimizin sultanı yüce Allah’ı kendi eylemlerimizle yavaş yavaş oradan sürgün etmiş oluruz. O’nun sürgün edildiği kalpler ise günahlara yelken açmış bir gemi gibidir.

Yüce önder efendimiz Hz Muhammed (as) in kutlu sözleriyle gecemizden sonra hayatımızı nasıl devam ettirmemiz gerektiğine birlikte karar verelim;

“Nerede ve nasıl olursan ol, Allah’tan kork. Kötülük işlersen, hemen arkasından iyilik yap ki, o kötülüğü silip süpürsün. İnsanlarla güzel geçin!”(1)

Enes İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi: “Siz kıl kadar bile önemsemediğiniz birtakım işler yapıyorsunuz ki, biz onları, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında helâk edici büyük hatalardan sayardık.”(2)

“Kendisini (doğrudan) ilgilendirmeyen şeyi terketmesi, kişinin iyi müslüman oluşundandır.”(3)
“Kıyamet gününde Allah Teâlâ’ya göre en fena insan, karısıyla mahremiyetini paylaştıktan sonra onun sırrını ifşâ eden kimsedir.”(4)

“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup duran (bunu yeterli gören) dır”(5)

Yüce sevgilinin bize şahdamarımızdan daha yakın olduğunun bilinciyle davranışlarımıza yön verirsek, virüslerin kalplerimize akın etmesine belli bir nispette engel olmuş oluruz. Bu özel geceleri kalplerin süslenmesine ve kötülüklerden arındırılmasına vesile kılan kullara selam olsun. Günahlardan ve kötülüklerden kurtulmak için bu gecenin feyzinden istifade etmek isteyenlere rahmet kapısı açıktır. Beraat kandiliniz mübarek olsun.
1-Tirmizî, Kıyâmet 59.
2-Buhârî, Rikak 32.
3-Tirmizî, Zühd 11. Ayrıca bk. İbni Mâce, Fiten 12.
4-Müslim, Nikâh 123, 124. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 32.
5-Tirmizî, Kıyâmet 25. Ayrıca bk. İbni Mace, Zühd 31.

( Yüreklerin Acımasızlıktan Kurtuluşu Beraat Kandili başlıklı yazı SeyitAhmetUzun tarafından 4.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.