Siyah Nur
 
 
 
Ruhumun neresine gitsem 
Hep o aynı gözler 
Kadim bir aşinalık 
Lâyezal gül kokusu 
Ve cezbeden korku.
 
 
İnşirah tadında ölüm 
Yahut, lahuti bir perde olmalı bu.
 
Uzak iklimlerden 
Mülteci sancılar taşıyan kervanlar gibi 
Ayrılık aşılıyor toprağıma  
Mahreçsiz bir lisandan 
Şarkılar söylüyor ilk sesiyle alemin.
 
 
Sen siyahın her şivesiyle güzelsin ey nur.
 
 
Saklanacak yeri olmayan bir çocuğun 
Suçlu gözlerinde buldu beni aşk.
 
Görmeseydin eğer gözlerimi 
Sana meleklerin avucundan su içirebilmek için 
Yağmur damlalarına saklayabilirdim kalbimi. 
Kainatının bir ucunda 
Gökyüzünü kaybetmiş ay, 
Gecesini arayan rüya , 
Adını bilmediğin bir yıldız olabilirdim.
 
 

Beni korkutan 
Yokluğun yada varlığın olsaydı eğer 
Bunu anlayabilirdim. 
Oysa,mutlak bir tevekkülle sevdim seni 
Ve hiç incinmedim acılarımdan.
 
 
Toprağa düşen ilk kar tanesi bilir eriyeceğini 
Pervaneler bilir neden yanmaları gerektiğini 
Ve aşk bilir 
Ölümün onu hiç bir zaman öldüremeyeceğini.
 

Son seferinden 
O iki siyah nur gözlerinden 
Geriye dönebilseydi keşke turnalarım. 
Ölümü inkar eden aşklar gibi 
Bende inkar edebilirdim gözlerini.


17 Mart 2012 
 

( Siyah Nur başlıklı yazı M.Kemal tarafından 18.03.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.