Sondan başa doğru yazılan bir şiir bu
Şiirin hem ilk, hem son kıtası
Asla yıkılmayacak bir tabu
Bir garip üzüm ve onun hüzünlü yaprağı…

Şu gördüğün basmakalıp köprü
Uç uca eklenerek oluşturulmuş
Üf desen yıkılır, çığlık atsan yıkılmaz
Bu illet köprü geçit vermez artık
Giderayak çingeneleşiyor
Bir kır yolu da, bir kır yolu aç bana orman
En sa'd taarruzun savunmasında
Yarı yolda kalmayayım.
Hayat uzun metrajlı bir film değil mi?
Geçmiş geleceğin figüranı
Hangi mirattan dikizlersen geçmişi
Dibe vuruş seyirleri hep aynı
Fakat kaseti sarmış bu filmin yönetmeni ben değilim
Bir garip üzüm ve onun hüzünlüğü yaprağı…

Bir feryat tüter
Ateşini haksızlıktan alan gözlerinden
Sonra kin bürümüş dumanları arasında zamanın
Her küfür ayrı can yakar
Her ısırığın bıraktığı iz farklıdır, birbirinden
Evla bildiğin sözcüklerde
Bir aksesuar olarak kalırsın
Elini-kolunu bağlarlar
Kendinle ters köşeye yatarsın öylece
Eğer ki bir gün, musluğu açtığınızda
Su yerine kan akıyor görürseniz
Şaşmayın dostlar, aramayın sakın dostlarınızı
Bu fosfor bombalarının,
Bu mitralyözlerin mucidi ben değilim,
Bir garip üzüm ve onun hüzünlüğü yaprağı…

Son şiirimi musalla taşıma yazacağım
Pek tabii ki olmayacaksınız yanımda
Yalnız kalacağız hep beraber
Ben
Ötede mezarlığın köşesinde unutulmuş derme çatma bir çardak
Çürümeye yüz tutmuş üzümler…
Ve onun hüzünlü yaprakları…

Fatih Canavaroğlu
( Bir Garip Üzüm Ve Onun Hüzünlü Yaprağı başlıklı yazı fatih-canava tarafından 26.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.