acılara tanık olana benzerliğin
yatağını unutmuş nehirlere
su olma isteği kadar doğurgan
ve hisseldi biliyorum


devri dizime çökük bir ihtilal
çan seyrine kaval üfle
her kalkışında yüreğimden
kıyamet sanıyorum
bırakıyor annem öksüzünü
çatalına geriliyorum suların


mevsim, sokak yoluna düş ertelerken
zayi bir ömrün havadis sağanağıydı kentim


nesrin, karartıya yol eyle
üşümeleri benden bil
yatağından göçe kalkan
nehirlere kadar
üstüme sahici bir âh yağdır


fikri hikayemde öfkemi tembihle
muskama asılı tanrı beni unutma
bir zaman
bir aman
sesini tüysüz kuşlarıma ser
kucağında göç yetiştir ardıma


sesin, ninnimin avazıydı oyun çağıma
kadın baz bir niyazdı kusuru
sonrası arzı nihayet
kurguya asılı viyadükler asılıyor ruhuma
iki hırka bir kağıt sırtı secde
surunu arıyorum İsrafil’in
sen diyince


ve


direncimde senciler ayaklanıyor
kıyamet sanıyorum kuşlarım ürküyor
kal demek su tasıdır sualime
su yağman bundandır
dur
suru üfürmeden bırak beni gözlerine
bilirim huri kusurudur gözlerin
ademden beri
cennet kopuğudur özlemim
 
                                          

şimo

sinan şeker
( Göğsümün Öksüzü başlıklı yazı şimo tarafından 1.01.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.