Suskunluğum Gözyaşlarımda Gizli
Suskunluğum gözyaşlarımda gizli iken yüreğim bir kuşun ki kadar kırılgan ve hırçın. Yüreğimiz acılarla dolup taşarken nice sevdaların tükenişini izlerken, arkasından söylenen "keşke"ler olmasa. 
Hangisi daha yorucu diye düşünüyorum ara sıra; yitip giden sevdaların arkasından keşkeler yaşamak mı? yoksa varken uğruna savaş vermek mi? Yanınızdaki kişi değmiyorsa eğer ne kadar uğraşırsan uğraş sıfıra sıfır elde var koca bir sıfır.

Konuşmayı beceremiyoruz... Konuşmamak mı beni burkan yoksa konuşacak birinin olmayışı mı? Sözler tükeniyor tıpkı umutlarımızın birer birer tükenişi gibi. Sohbet etmeyi beceremiyoruz zira birbirimize laf sokacağız diye baharları karanlıklara çeviriyoruz. Her gününüz sonbahara uyanan ağaç dallarındaki yapraklar misali solup rüzgarın etkisi ile soldan sağa, sağdan sola uçuşuyor. Bizlere sadece gözlemlemek kalıyor sert hava koşullarını.

Suskunum. Bugün feryadımı sadece iç sesim duyabiliyor. Sessizlik iyi gelir belki. Korkuların, derin kuyuların, suskunluğun ardındaki gerçeklere. Sonbahar, kış, ilkbahar, yaz gelip geçse de hayat ağacı hep aynı yerde. Ilık bir bahar sabahı gözlerimizin içine bakıyor, yaprakların arasından gün tatlı tatlı gülümsüyor görmek isteyen gözlere yaşamı müjdeliyor. Tatlı bir bakış atıyor sevgi dolu yüreklere, yüklerini indirmek istercesine. Sıcak bir yaz gününde tepeden bakıyor bazen güneş, alnınızda biriken ter damlacığı arasından beliriyor gülümseyen, parıldayan hayat.

Hüzün ve mutluluk iç içe. İki insanın aşkından ibaret değil ki hayat. Bazen bir ağacın yaprak döküşü, bazen bir kuşun ötüşü, bazen ılık bir meltemin esici, bazen savıp savuran rüzgar. Hüzünlendiğinizde bastığınız denklanşörün ölümsüzleştirdiği kadarsınız işte. Her elinize alıp baktığınızda bir aynaya bakar gibi geçmişten günümüze kayıp giden zaman gelir oturur hop diye midenize, o vakit anlarsınız zamanın durdurulamazlığını. Mutluluğun da gülüşlerinizinde , hüzünlerinizinde mevsimler gibi gelip geçtiğini. Görürsünüz iki yaşlı insanın el ele, omuz omuza yürüyüşünün dermansız izlerini. İç huzur gelir değer gönlünüze, yüreğinizin götürdüğü derinliklere. Dört mevsim konçertosunda dinlediğiniz gibi hayat; acılar, sevinçler, umutlar, tesadüfler, ölümler, doğumlar, bayramlar bir günde yaşatırlar sana dört mevsimi. İki damla gözyaşı içerisinde ayazlı yağmurlar, sulusepkenler den geçersiniz tatlı masumane gülüşlere.

Yani hayat duyabildiğim, dokunabildiğim, yaşayabildiğim, dinleyebildiğim, yazabildiğim kadarsın işte. Bugün suskunluğumun gözyaşlarında gizli, bir kuşun kanadındaki gib kırılgan ve hırçın işte. Bayramlar kadar derin anlamlar içinde.

( Suskunluğum Gözyaşlarımda Gizli başlıklı yazı nurcan-aslansoy tarafından 10.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.