Sabr-ı Aşk

Dedim ki....,

uzat ellerini yanan avuçlarım serinlesin.

Dedi ki..,

bekletmeyi severim varsın yansın.

Dedim ki..,

aşk sabırla sınanmaz, o zaten kor olmuş.

 

Eyy sevgili......

Zamanın karanlık gölgesini çek sevdamın üzerinden.

O ateş bir gün seni de yakacak

O vakit...

Kim bilir yanan ellerim belki de buz kesecek

Sen bilinmez zamanın hangi mevsimine koydun vuslatı...

 

Her ufkun doğum anında senli aydınlıklar dolduruyor içimi.

Yıldız gibi parlayan göz bebeklerin vuruyor alnımın şafağından.

Başımı öne eğip diz çöküyorum sessizliğine.

Gözlerim düşüyor ayak ucuna.

 

Artık gökyüzü bana dar

Her taraf ölüm koksa da

İçinde umutlarım var

Ve bir gece Neva çalsın kapımı

Benim senli hayallerim var

Selam okunmadan gel yâr.

 

Al muradını başım senindir.

Yeter ki besmelesiz dayama bıçağı boynuma.

Oysa ben İsmail’ce kurban adadım canımı yoluna.

Akibetim elinden olsun,

Razıyım ister yüreğine sar

İstersen hiç bakma gözümün yaşına

Ver hükmünü yâr.

Vur sehpaya vur.

 

İsmet Bozkurt

( Sabr-ı Aşk başlıklı yazı Dilsiz Kalem tarafından 11.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.