YÂR GÖZLERİN
Gönlü
buruk uçmuyor gökte turna kuşların
Kalkar mı
ki çağırsam gözde hilâl kaşların
Nevbahara dönüşsün hazân ile kışların
Karşımda
nazlı nazlı durmaz mı yâr gözlerin.
Sözlerin
yanık kokar gözün beni yakarken
Kopardı
fırtınalar bentlerimi yıkarken
Bir bir
söner ümitler can bedenden çıkarken
Perişan
hallerimi sormaz mı yâr gözlerin.
Duygularım
bî-çare hislerim dara boğar
Denize
kandil düşer, Miray dağlardan doğar
Sarılırken
hayale saçıma ayaz yağar
Yüreğim
buz tutarken sarmaz mı yâr gözlerin.
Şerhâ
şerhâ çözülür sır düğümlü heceler
Aydınlanır
gün gibi kara zindan geceler
Türküye
döner hasret kırılır kelepçeler
Mızrap
olup sazıma vurmaz mı yâr gözlerin.
Dallar
bir bir kesilir baş tutar budaklanır
Acısı
geçmez ama yaralar kabuklanır
“Dilsiz Kalem”
konuşmaz sükut eder saklanır
Alev alev yanarken görmez mi yâr gözlerin.
Gönül dert
deryasında bâdesini içerken
Sonsuza
pusatlanır bu can serden geçerken
Sevdanın mizanında
aşk burcunu seçerken
Vuslata âhd-ü
peymân vermez mi yâr gözlerin.
İsmet
BOZKURT Dilsiz Kalem)